Kedi vs İpad

Havuza dalar gibi ipad'e dalmak böyle bir şey  =)

Bu kedi susmuyor arkadaş!

Artık bilmem kaçıncı günü yazmaya üşendim çünkü hiç bir değişiklik yok. Tek değişiklik tonlamada Miyv, miiiyv, meeew, meöööööww, mööööğğw...Assolistimiz bazen gece 3'te bazende sabaha karşı 5,5 veya 6 'da başlıyor konsere. Tınlamıyoruz kapıyı açmıyoruz ama nafile. Şimdi artık gündüzleri de iki dakika ilgilenmeyeyim koridora gidip başlıyor söylenmeye ki emin olun her gün rahat 1 saatimi tamamen onunla oynayarak geçiriyorumdur. Çünkü uyutmamaya çalışıyorum yormak için. Yorulsun ki derin uykulara dalsın. Ama yook..

En son artık kızgınlığa girmiş olabileceğini düşündüm ve veteriner ile konuştum. 1 Mart'ta olan randevumuzu daha erkene almaya karar verdik.Eğer aksilik olmazsa bu cumartesi genel muayenesi yapılacak. Ameliyat için hazırsa bir sonraki haftada yaptıracağız, Yani 6.5-7 aylık olduğu dönemde kısırlaştırmış olacağız.

Bizim kedinin kilosu artık 4.5 kg 'yi geçiyor. Bu sebeple de biraz kızgınlığa erken girmiş olabileceğini düşünüyorum. İnternetten yaptığım araştırmada kilonun kızgınlık zamanını etkilediği yönünde bilgi kırıntıları görmüştüm. Çünkü bu kadar büyüme erken gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bizimki şu anda erişkin boyutuna ulaştı.

Bu arada aç şu yatak odasının kapısını gitsin sende rahat et oda rahat etsin diyebilirsiniz. Onu da denedik ama o odadayken uyumamız neredeyse imkansız. Sürekli kafamızda tepinip durdu.Birde tabi yorganın içine girip çıkıyor yastıklara poposunu sürüyor. Yani seviyoruz, suratını öpüyorum, tüyünün zararlı olmadığını da biliyorum ama o kadar da içli dışlı olmak istemiyorum.Yani yastığa kafamı koyduğumda burnuma ağzıma tüyler girince hoş olmuyor işte..

Şu anda teneke kutunun içine bozuk paraları yerleştirdim. Bir de bu yöntemi deneyeceğim bakalım.
Miyavladığı zaman kutuyu sallayıp, gürültü çıkarıp korkutucam.Tabi benim salladığımı görmemesi gerekiyormuş yoksa işe yaramazmış.

Deneyip göreceğiz :)

Bu arada bu problemleri sizlerle paylaşıyorum ama Miskintoşumu aldık diye hiç pişman değilim, çok çok çok seviyorum kafasını sıkmak , mıncırma, mıncırmak istiorum.

Bu paylaşımlarımın sebebi benim gibi problem yaşayan olursa en azından benim geçtiğim yollara bakarak kafasında bir şeyler oluşur, problemini çözmek için cevap bulabilir yada birileri benim problemime çare olur diye umuyorum. Oğlum artık ailemizin bireyi, doğal sebeplerden birbirimizden ayrılmadıkça beraber olacağız ve biz bu problemi de çözeceğiz bir şekilde ona eminim =))

Kendini kertenekele sanan kedi

Miskoş kendini kertenkele zannederse  :))

Cats Pearls Kedi Kumu

En son blogda yorumladığım kum Sanicat Oxygen'di yanlış hatırlamıyorsam. Ondan sonra biraz da diğer kumları deneyelim iyi mi kötü mü kendimiz karar verelim dedim.Uygun fiyatı ve hakkındaki olumlu yorumlar sebebi ile CatsPearls marka kum almaya karar verdim.

Sanicat' ten sonra bana oldukça tozlu geldi. Yani %99 tozsuz diyor ama ilk kullanmaya başladığımız gün tıkanır gibi oldum ki kumu dökeli 2-3 saati geçmişti. ama o kum taneleri havada asılı kalarak ciğerlerimize hücum etmeye devam ediyorlar malesef. Hele de bizim gibi sizin evdede kum kabı salondaysa bu durum kaçınılmaz. Onun dışında Sanicat'e göre daha çabuk koku yapmaya başladı diyebilirim. Henüz iki hafta oldu ama kum çok kötü kokmaya başladı.

Bir de malesef kutunun dışına çok fazla taşıyor. Neredeyse her gün salonun yerlerine süpürge tutmak zorunda kaldım. Patilerinin altına feci şekilde yapışıyor. Bu sebeple ben çok sevemedim Cat's Pearls'ü kendi adıma çok tavsiye edemeyeceğim. Ama tabi şunu söylemek lazım topaklanması Sanicat'e göre daha iyiydi. Ama işte topaklanması iyi olunca sanırım taneler küçülüyor. Kum taneleri küçüldükçe toz artıyor. Yani bu ikisinin arası bulunabilir mi bilmiyorum.

En son merakıma yenilerek Everclean kedi kumu kaldım. Onu da denedikten sonra listemde  Mırmır ve Alice var. Bakalım aradığım özellikte bir kum bulabilecekmiyim...


 Sanicat Oxygen Power yazısı için tık 

Kediler Eğitilir mi? : 5. Gün

Bugün sabah hiç fena değildi. Yine saat 6:30 civarı 3-5 miyaklama yapıp sustu. Sonra benim alarmım çalana kadar sessizdi. Saat 07:45 alarmı duyunca tabi başladı miyaklamalar, buna da şükür ..

Kediler Eğitilir mi? 4. Gün

Dün akşam yani 3. Gün akşamı çok kötüydü. Sanırım Miskin ishal olmuş, Tam ben yatmaya gittim uyuyorum gece 1 buçuk civarı başladı mıyıklamaya. Uyukum açıldı kalktım gittim bir baktım kakalarını saçmış etrafa. Uyku mahmuru etrafı temizledim, midesi biraz düzene girsin diye ekmek verdim. Sonra hamağına yatırdım ve gidip uyudum. Laf dinledi akıllı oğlum sabah 7 buçuğa kadar ses çıkarmadı. Sonra yine aynı mıyıklama.

Kedi kestane yer mi?

Malum havalar soğudu kestaneler ortaya çıktı. Ben çocukken evimiz sobalıydı. Soba üzerinde kestane keyfini çok iyi bilirim. Artık sobalı ev kalmadı İstanbul'da ama neyseki fırın var. Geçenlerde canımız çok çekince yapalım dedik. Miskintoş dururmu tabi hemen kestanelere salça oldu. Bana da internetten araştırmak farz oldu. Evet kedilerin ve köpeklerin kestane yemesinde sakınca yok diyor aspca(american society for the prevention of cruelty to animals )bir faydası da yokmuş.

Miskintoş en çok kestane kabuklarıyla oynamayı sevdi .Biraz dağıttı kırık yaptı tabi ama umursamadım eğlensinde süpürürüz geçer. Tabi tadına bakmayı da ihmal etmedi.

Kedi Eğitilir mi? :3. Gün

Bugün yine 1. güne döndük diyebilirim. Yalnız bu sefer dikkatimi çeken bir ayrıntı var. 1. gün salonun camı aralıktı, 2. gün kapalıydı ve 3. gün yine açıktı. Acaba diyorumki cam açık olduğu zaman dışarıdan gelen gürültüler de miyavlaması için bir etmen olabilir mi ?

Bu akşam cam kapalı olacak bakalım yarın sabah nasıl olacak göreceğiz.

Bir de tabi dün gece yorgun olduğum için Miskin'le pek fazla ilgilenemedim diyebilirim, tabi canı sıkıldı ve biraz sert ısırmaya başladı sevdiğim zaman ve ya durup dururken kendi panter gibi üstüme atladı. Normalde hafifçe ısırır bırakırdı. Şimdi hırsını çıkarırı gibi yapışıyor. Malesef silkelemek zorunda bile kaldığım oluyor. Bu agresifliğinin sebebinin sıkıntı olabileceğini düşünüyorum çünkü uzun süredir ellerimizin oyuncak olmadığını gayet iyi biliyor, yani şu an dikkat çekmek için böyle yaptığını düşünüyorum.

Tüm bunlar beni ikinci kediyi düşünmeye zorluyor. Yani şu anda uygun bir zaman değil. Öncelikle Miskin'in kısırlaştırma operasyonunu atlatmamız lazım. Bu da Mart ayı civarında olacak. Yani belki Nisan, Mayıs gibi ikinci bir dişi yavru yada bu defa büyük kedi almayı düşünebilirim.

Eşimin bu fikri desteklemeyeceği kesin ama bir şekilde ikna etmeyi deneyeceğim. Çünkü Miskintoşun evde yalnız sıkılmasını istemiyorum. Üstelik bir yere giderkende iki kediyi bir arada bırakmak daha iç rahatlatıcı olur bence.

Bu arada veteriner bebek tüylerinin tamamı dökülecek diye korkutmuştu ama tüy falan döküldüğü yok. Yani elbette azami miktarda üstüm tüy oluyor ama yerlerde falan hiç öyle bir tüy birikmesi falan yok. Furminator almıştım geçenlerde, haftada bir şöyle biraz tarıyorum ona da doğru dürüst tüy gelmiyor. Koltukları ve kendimi yapışkan rulo ile temizlerken bazen Miskin'i de ruloluyorum =) , çok hoşuna gidiyor. Aslında niyetim süpürgeye alıştırmaktı ama şimdilik çok korkuyor. Sesini duyunca anında arazi oluyor heheh

Bugün de durum bu bakalım yarın bizi neler bekliyor.

Memento : I say a little prayer for you

Bundan sonra cumartesi günleri filmlerden sevdiğim sahneleri, veya eskilerden bir müziği paylaşmaya ve kendime hatırlatmaya karar verdim. Bu bölümü belki sizde seversiniz :)

Kedi Eğitilir mi? : 2. Gün

Bugün miskin sabah saat 6 civarı yine kapıya geldi 3-5 miyavladı sonra sustu. İlginç bir şekilde ısrarcı olmadı. Yalnız bu seferde akşam eve gelince coştu. 10 dakikadır koridora gidip başlıyor miyavlamaya, galiba bu seferkiler kuzgınlığa giriş miyavlaması. Tuvaletini de çok kötü kokutmaya başladı. Acaba veterinere bir arayıp sorsammı yarın?

Kediler için iyi bir mama ödülü

Geçtiğimiz hafta zooplus'ta haftasonu fırsatı ücretsiz "profine chicken sandwich" ödül mamasıydı. Miskin'in kumu bittiği için bende kaçırmadım ve hemen siparişimi verdim. Evdeki baby tabs, kittie mix ve yine daha önce sepete bedava olarak gelen gimpet sütlü fareler duruyordu. Bu ödülü de 3-4 ay sonra  açar kullanırım diye düşünüyordum ki geldikten sonra gördümki son kullanma tarihi Ocak 2015'miş.

Tabi duruma biraz gıcık oldum. Mecburen paketi açtım ve miskintoşa bir tane verdim. Açıkçası verirken hiç ümitli değildim, çok beğeneceğini düşünmüyordum ama resmen çılgına döndü.

Şu ana kadar vermiş olduğum ödüller arasında açık ara en çok bunu beğendi diyebilirim. Bir daha bir daha diye dönüp durdu etrafımda. Miskin bu kadar istekli olunca bende bu mamayı eğitim için kullanayım bari dedim. Önce oturmayı öğretmeye çalıştım. Otur diyerek poposunun üstüne oturacağı şekilde mamayı başının hafif yukarısına doğru tuttum. İlk başlarda çok başarılı olmadı ama 4-5 denemeden sonra mamayı almak için oturması gerektiğini kavramaya başladı. Sonra çak yapmayı öğretmeye çalıştım ama o konuda pek yol alamadık...Onun için biraz daha uğraşmam lazım.

Bu arada mama parçalarını tek bir seferde bütün olarak vermedim. Her bir sandiviçide 4 minik parçaya böldüm elimle ki daha çok numara çalışabilelim. Bir süre sonra canı sıkıldı, dikkati dağılmaya başladı zaten o noktada hemen bıraktık.

Son olarak şunu da söylemem gerekir ki paketin üzerinde yazdığına göre bu sandiviçler  %100 tavuk etinden yapılmış ve tamamen doğalmış. Bu açıdan da sevdim bu ödülü bizden geçer not aldı sizin de denemenizi öneririm!

Ürün İçeriği ile ilgili pakette yazılanlar aşağıdaki gbi..

Kediler için %100 doğal etten atıştırma.

Parlak tüyler için yağ asitleri içerir. Tamamlayıcı kedi maması.

Bileşimi: Tavuk eti, yağ asitleri.

Analitik Analiz

Ham Protein %50

Ham Yağ %2

Ham Kül %5

Ham Lif % 0.1

Nem %23

Kedi Eğitilir mi? : 1. Gün

Merhaba,

Yeni bir yazı dizisi başlatmaya karar verdim. Başlıktan da anlayabileceğiniz gibi ismi  "Kedi eğitlir mi?"

Bundan sonra mümkün olduğunca buraya yazarak bu serüvende yaşadıklarımı paylaşacağım. Dünkü yazımı okuyanlar bilirler. Miskin'in sabahları yatak odası kapısında miyavlaması ile ilgili sorunumuz var ve bu soruna çözüm arıyoruz.

Bugünden itibaren bir hafta boyunca uygulayacağımız yöntem  "göz ardı etmek" olacak. Bu yol pek çok blog ve kediler ile ilgili sayfalarda önerilen bir yol. Önermesi kolay uygulaması zor bir yol aynı zamanda. Çünkü sabahın beş buçuğunda bas bas miyavlarken duruma müdahele etmemek gerçekten sabır gerektiriyor. Hem kendi sinir bozukluğunuz hem de komşuların rahatsız olduğu düşüncesi beyninizde dönüp duruyor. Her an bir komşunun gelip şikayet etmesini bekliyorsunuz.

Beyefendi bu sabah 05:30  sularında olay mahaline intikal ederek aralıksız 15 dakika miyavladı. Hiç bir tepki alamayınca 15 dakika dinlendi sonra bir 15 dakika daha miyavladı. Tabi saati 6 ettik. O ara bir dalmışım, yaklaşık yarım saat sonra bir girişimi daha oldu. En son kalkmamıza yakın 7 buçukta başladı miyavlamaya. Dışarı çıkmak için susmasını bekledik. Sessizlik oldu ona kadar saydım ve dışarı çıktım.

Eminim yarında benzer şekilde geçecektir. Önümüzdeki 7 gün sabredip deneyeceğiz eğer çözüm olmuyorsa alternatif ne yapabiliriz bilemiyorum, araştırmalara devam ;)

Çakma Hexbug Kedi Oyuncağı

Geçenlerde yabancı bir internet sitesinde kedi oyuncakları hakkında okurken hexbugs diye bir oyuncağın varlığını keşfettim. Bu oyuncaklar parmağın yarısı kadar, elektronik hamam böcekleri oluyor.

aynen aşağıdaki;


Görsel hexbug.com'dan alıntıdır.

Kımıl kımıl oynuyor. Aynen ufak bir böcek gibi, tam Miskinlik bu dedim ve nasıl alabilirim araştırmaya başladım. Tabi o zaman adının hexbug olduğunu bilmiyordum onu sonradan öğrendim.

Arkadaşlarımın zaman zaman alışveriş yaptığı aliexpress aklıma geldi ve "electronic bug" şeklinde aratınca bir iki satıcıya rastladım. Merakım ağır bastı ve iki adeti 5.34 dolara  aşağıdaki satıcıdan sipariş etmeye karar verdim.

http://www.aliexpress.com/snapshot/6407050986.html?orderId=65089352091198

Tanesi 5 tl 'ye gelmiş oldu, bu fiyata kargo dahil.

Siparişi verdim ve sonra beklemeye başladım. Taa Singapurlardan yaklaşık 15 günde bana ulaştı.

Bir tanesi mavi bir tanesi yeşil renkliydi.
Mavi renkli olan yaklaşık çapı 10-15 cm ik bir daire çizerek kendi etrafında dönüyor. Yeşil olan ise kafasına göre döne döne kaçıyor.

Her ikisi de Miskin'in çok hoşuna gitti. Çalıştığı sürece peşlerinden ayrılmadı. Sürekli kendi etrafında dönen ilginç gelmeyebilir diye düşündüm ama onada pati attığı için oda sürekli hareket halinde gibi oluyor. Birde bu böceklerin komik bir tarafı var ters dönerse aynen böcekler gibi sırtlarının üstünde kıvranır gibi yaparak tekrar bacakları üstüne dönüyorlar.

Şimdi biraz negatif yönleri saydırayım. Hiç durmadan yaklaşık 1-1.5 dakika çalışıyor sonra pat diye duruyor. Evet çalışmasının sınırı olması güzel çünkü öteki türlü pili hemen biter ancak böceğin nerede durduğunu bulmak oyunu takip etmiyorsanız mümkün değil. Yani hangi mobilyanın altına kaçmış nerden bilicem de bulucam onu. Öyle bir tanesi kayboldu mesela bir yerden çıkar artık =)
Bu sebeple belki kutu gibi derin bir şeylerin içine atıp kediyi oynatmak daha mantıklı olabilir.

Sonradan da işte bu oyuncağın hexbug ismi ile satıldığını falan öğrendim. Hatta Türkiye'dede satılıyormuş ama en basit modelinin tanesi 19 TL. Tabi benim aldığım gibi değil, çeşit çeşit ve farklı tasarımları, parkurları falan var  bu hexbugların.  İncelemek için tıkk www.hexbug.com

Benim o kadar bütçe ayırmam mümkün değil üstelik her an kaybolup kırılabilecek bir oyuncak için fazla maliyetli geldi. Bu sebeple çakma falan ama yaptığım alışverişten ben gayet memnun kaldım. Hem merakımı giderdim, rahatladım =).

Sizde en basit modelinden almak istiyorsanız benim satıcadan almanızı öneririm ama ben bir garanti vermiyorum yani, sonra postam kayboldu, benimki bozuk çıktı derseniz karışmam =) Bende risk alarak bu işe giriştim.

Pili ne kadar dayanıyor dediğinizi duyar gibiyim. İçinde üç tane minik saat pillerinden var. 1dk çalışıp durduğu için bence uzun süre dayanır. Bittiği zaman buraya yazarım ..

http://www.youtube.com/watch?v=WAsGCJmX_w4

Yalnız aşağıda izleyeceğiniz hexbug çon enteresan örümcek gibi, tüylerim diken diken olmadı değil, bak buna sağlam bir bütçe ayrılabilir işte !!

http://www.youtube.com/watch?v=3-BnJPgviNE

Yeni yıla girdimde ne oldu?

Hiç bir şey olmadı valla, aynen devam...

Daha önce fazla bahsetmedim ama ben genel olarak işini severek yapan ve keyif alan biriyim yani şanslı azınlıktanım ;). İş yerine giderken ayaklarım nadiren geri gider. Hele şu anki iş arkadaşlarımı ve bulunduğum departmanın havasını çok seviyorum. Buraya kadar her şey güzel. Ama işte bazen öyle anlar ve olaylar yaşıyorum ki nefret, nefret, nefret ediyorum. Gargamel çığlıkları atabilirim yani o derece..

Çok boşuna çalıştığımı hissediyorum ve her şeyden önemlisi değersiz ve aptal hissediyorum...Bu anlar genelde birilerinin iki dudağı arasında kukla gibi oynadığımı hissettiğim zamanlar oluyor. Birde ben demiştim size diyebileceğim zamanlar  ama diyemiyorum tabiki...

Misal bir konuda bir öneri sunuyorum, önerim kibarca red ediliyor ve şu konuda çalış deniyor. Tamam diyorum siz nasıl isterseniz patron sizsiniz. Bu defa o konu üzerine kafa patlatıyorum bir ay geçiyor, hazırlıklarımı yapıyorum, araştırmalar yapıyorum, zamanım geçiyor!! Projeyi tamamlamak için son bir kaç günüm kalmış.  Ve ne oluyor aa biz karar değiştirdik senin ilk önerdiğin konu üzerinden gidelim.

Kuklamıyım ben yahu ? Onca zamanımız varken sen harcat harcat,  son bir kaç gün kalmış artık hadi başa dön...Bu Türklerin spontanlığı ve kararsızlığı beni benden alıyor. Demekki yaptığım iş bir gram ciddiye alınmıyor, peh...

Bir de şöyle bir derdim varki iş ve ev dengesini bir türlü kuramıyorum. Yani işe önem verdiğim zaman evi ihmal ediyorum ve stresleniyorum. İşi kafamdan çıkardığım vakit ise iş yerine gittiğimde hafif bir şapşallık ve konsantrasyon sorunu yaşıyorum. Bu dengeleri bir türlü kurmayı öğrenemedim. 

Kuramadığım bu dengeler benim duygu durumumuda etkiliyor malesef. Örneğin işte bir konuda gol yediysem eve gittiğimde bunun etkisinden kurtulamıyorum. Düşünüyorda düşünüyorum, bazen sinirimi eşimden bile çıkarttığım oluyor. Evet, bunu yapmamalıyım biliyorum, biliyorum..

Elbette işin bir para kazanma ve yaşamını sürdürme aracı olduğunu biliyorum. Ama bu araç o kadar çok vaktimi alıyorki, bir şekilde geçirdiğim bu vakitleri motivasyon ile süslemek gerekiyor. İşin içine motivasyon ve başarılı olma hırsı girince işte duygu durumumda o noktada etkilenmeye başlıyor. 

Bence benim planlı programlı, sıkıcı bir memlekete ihtiyacım var.
Kanada' ya falan mı göçsem napsam diyorum, şartları araştırmak, imkanları zorlamak lazım.

http://www.milliyet.com.tr/kanada-285-bin-kisiye-vatandaslik-gundem-1998174/

Beni bekleyin anacım,

M