DENEDİĞİM ÜRÜNLER

30 Haziran 2014 Pazartesi

A Lion Called Christian - Documentary



Belki kısa videosunu izleyenler olmuştur. Yukarıdaki belgesel Christian isimli bir aslan hakkında. 1969 Londra'sında Harrods mağazasından toplam 3500 sterline John Rendall ve Anthony Bourke tarafından satın alınmış ve büyütülmeye başlanmış. Tabi aslan büyüdükçe hem kontrol altında tutması hem de bakım masraflarını karşılamak zorlaşmaya başlamış. 1 yaşına gelince yaban hayat koruma gönüllülerinden George Adamson'a başvurarak Christian'ı Afrika'ya kendi doğasına göndermeye karar vermişler. Gönderdikten bir yıl sonra ise onu ziyaret etmek istemişler. İşte bu yeniden bir araya gelişin videosu youtube da tıklanm rekorları kırdı çünkü bir yıl geçmesine rağmen koskocaman olmuş aslan adeta bir yavru gibi John ve Anthony'nin üzerine atlayarak sevinç ve özlem gösterilerinde bulunuyor. Gerçekten duygusal bir hikaye yaklaşık 45 dakika olan ve geçmişten görüntülerinden yer aldığı belgeselini  izlemenizi tavsiye ederim.

sevgiler ,

29 Haziran 2014 Pazar

Kedi gelmeden önce yapılması gereken düzenlemeler 3 : kablolar

Merhaba,

"eşyaların sabitlenmesi", "pencere ve balkonlar" yazımdan sonra sıra geldi "kablolar" yazısına. En az diğer önlemler kadar hayati önem taşıyor bence. Çünkü en iyi ihtimalle çiğnenmiş ve kullanılamaz bir kablo ile baş başa kalırız, en kötü ise kediciğimiz ölür. Bu sebeple bu konu ile ilgili neler yapabilir onları araştırdım.




Bauhaus ve Koçtaş gibi yapı marketlerde bulabileceğimiz spiral kablo koruyucular bu konuda oldukça iş görebilir diye düşünüyorum. Aslında evcil hayvana karşı üretilen bir ürün değil. Daha çok kabloları bir arada tutmak, dağınıklığı ve tozu önlemeye yardımcı bir ürün olarak lanse ediliyor. Bence evcil hayvanlara karşı önlem ibaresi de eklense hiçte fena bir satış taktiği olmaz :).

Ben Bauhaustan yukarıda gördüğünüz ürünün çok benzerini aldım , 16 tl'ye. Bir tane aldım çünkü denemek istedim eğer istediğim gibi oluyorsa daha sonra tekrar alırım  diye düşündüm. Sonuç gayet başarılı. Bu şekilde paket almak yerine orada büyük makaraya sarılı şekilde metre ile satılanı vardı. Bir dahakine ondan alabilirim diye düşünüyorum. Çünkü zaten bu paket ile beraber montajını kolaylaştıran aşağıdaki resimde göreceğiniz ismini bilemiyorum yardımcı elemanıda geldi. Onun sayesinde spirali kolayca açtırarak kabloları sarabiliyorsunuz. Oelimde bulunuyorken metreyle almak daha hesaplı olacak.

Bu kabloyu sardıktan sonra kedi evimize geldiği zaman kedi uzaklaştırıcı sprey veya damlada alarak bir kaç gün üstüste bolca prizlerin olduğu bölgeye uygulamayı düşünüyorum. Belki bir ihtimal bir süre üzerini bantla da kaplayabilirim,

Benim son hazırlıklarım böyle , sizin kablolardan uzaklaştırmak için kullandığınız başka yöntemleriniz var mı ? Yada bu yöntemi deneyip te başarılı olan var mı ?

Sevgiler,




27 Haziran 2014 Cuma

Kedilere Masaj :)



Yukarıda kedimize nasıl masaj yaparız anlatılmış, tabi bu dokunulacak bölgeler sanıyorum kediden kediye göre değişiyor. Kimi kediler göbekleri konusunda çok hassasken bazılarının ise sesi çıkmıyor sevdiriyormuş. Bu kedide o tiplerden galiba :))

Sevgiler,

26 Haziran 2014 Perşembe

Kedi eve gelmeden yapılması gerekenler 2: Pencere ve Balkonlar

merhaba ,
kedi gelmeden yapılması yada düşünülmesi gereken önemli bir konu:  pencereler ve balkonların güvenliği. Bugüne kadar okuduğum pek çok kaynak ve kedi sahibi kişilerin bloğunda bahsi çokça geçen bir konu. Malesef kediler bir kelebeğin yada kuşun peşinden yada bir şeyde olmak zorunda değil  pencere ve bakonlardan düşerek ya hayatlarını kaybediyorlar yada ağır şekilde yaralanıyorlar. Bu sebeple bence kedi sahibi olmadan önce mevcut evimizdeki pencere ve kapı açma alışkanlıklarımızı düşünmeli ve kedi gelince bunun ne yönde değişeceğini hesap etmeliyiz. Aslında aynı bir çocuk sahibi olmak gibi, nasıl bebek ve çocukları gözetmeyince başlarına bu tip işler geliyor, kedilerde bizim hiç büyümeyen çocuklarımız gibi düşünmek lazım.

Ben kendi hazırlıklarımdan ve düşüncelerimden örnek vermek istiyorum. Bizim evde hiç pencere yok örneğin salon odalar ve mutfak tamamı fransız balkon ve yere kadar cam ve her odada bir balkon kapısı var, böylece pencereye ihtiyaç olmuyor. Evimiz bu sebeple çok aydınlık ve kapıyı da açınca adeta büyük boy balkonda oturuyormuş hissi uyanıyor, eğer kedimiz güneşlenmeyi seviyorsa totosunu kanepeye yaya yaya güneşlenebilir :).Geçen yıl her kapıya sineklik  taktırdık, şu sürgülü olanlardan ve çoğunlukla kapalı tutuyoruz, özellikle sivrilerin kol gezdiği son dönemde. Bunun bizim için kedi geldiğinde de avantaj olacağını düşünüyorum. Tabi o tel onu engelleyebilir mi bence engellemez ama en azından yavaşlatır ve artık üzerine bant yapıştırırsak belki bir derece yapışkan yüzey olduğu için dokunmaya çekinebilir.

 İkinci önlemim ise balkon kapılarını biz evde yokken kapalı tutmak veya yukarıdan açılan pozisyonda tutmak . Mümkün olduğunca tele güvenmemeye çalışacağız. Ayrıca kapıların açılma ayarlarına yönelik çok güzel çocuk güvenlik ürünleri var.

Örneğin yandaki ürün İKEA'nın Patrull isimli ürünü. pencerenin açıklık ayarını patrul ile yapabiliyorsunuz. Eminim bu ürüne benzer Koçtaş ta Bauhaus ta pek çok ürün vardır. Ben bunlardan iki tane alıp salondaki balkon kapısına ve çalışma odasında kine  takmayı düşünüyorum. Çünkü kediciğin biz evde yokken en çok vakit geçireceği yer orası,  birde koridor var. Yatak odamızı ve mutfağı biz evde yokken kapalı tutmayı düşünüyorum. Tabi bu konuda illaki açmamızı isterse mutfaktan taviz vermem ama yatak odası açılabilir :). Bu konuda yorum yapabilecek deneyimli kediciler mutlaka vardır.

Benim düşündüğüm önlemler bu şekilde sizlerin bu konuda ki deneyimleri ve güvenlik önlemleri varsa duymayı çok isterim , sevgiler...


24 Haziran 2014 Salı

23 Haziran 2014 Pazartesi

Pratik Fırında Balık Tarifi


merhaba,

aslında bu blogta genel olarak kedi hazırlığına yönelik araştırmalarımdan bahsederim diye düşünüyordum fakat biraz da geçen günlere dair ne yaşıyorsam ondan da bahsedeyim diye düşündüm. Sonuçta burayı biraz da  anı niyetine oluşturuyorum.

Bu yazımda Pazar günkü yemek spesiyalimizden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık 3 haftadır kuralı bozmadık devam ediyoruz, her hafta pazar günü fırında balık yapıyoruz. Tarifini bana daha önce annem vermişti, o da nereden öğrendi bilemiyorum o yüzden kaynak paylaşamayacağım ama belkide herkesin bildiği bir şeydir zaten...

Öncelikle bize en yakın market olan Migros'a gidilir ve uygun büyüklükte  deniz çupra yada deniz levrek seçilerek ayıklanması istenir. Çiftlik levrek ve çuprada satılıyor daha uygun fiyata fakat lezzet olarak kesinlikle arasında fark var, sağlık açısından da fark olduğunu düşünüyorum.

Biz eşimle iki kişi tek bir tane orta boy çipura ile doyuyoruz. Mesela en son aldığımız balık 650 gr mış ve 26. TL tutmuş, bence deniz çuprası için iyi bir fiyat ödemişiz, özellikle avlanma yasağı başladığında deniz balıklarının fiyatları artmışken. Tabi bu balıklar dondurucu balığıdır o ayrı.


Daha sonra balığı şöyle bir sudan geçiriyoruz ve her iki tarafına boyuna olacak şekilde çizik atıyoruz soldan sağa. Bu olmazsa olmaz değil ben pişmesi daha iyi olsun diye yapıyorum, biraz da alışkanlıktan.

İşin bir püf noktası balığı yapacağımız tepsiye yağlı kağıt sermek. Böylece tepsi kesinlikle batmıyor ve yıkaması hiç uğraştırmıyor, yağlı kağıdı kıvırıp atıyorsun bitiyor.

Sonra gelelim en eğlenceli kısma bir tane soğan bir tanede limonu halka halka doğruyoruz ve balığa yatak yapıyoruz.




Yaptığımız yatağa biraz zeytin yağı gezdirip üzerine balığı koyup onunda üzerinde biraz yağ gezdiriyoruz. Yine şart değil ama bunuda bir arkadaşımın ablasından öğrenmiştim. Balığa açtığım soldan sağa yarıklara sarımsağıda halka halka keserek diziyorum, pişmiş sarımsak tadı ve balığa kattığı tat hoşuma gidiyor ama herkes tercih etmeyebilir,bazıları balığın arasında defne yaprağıda koyabiliyor ama ben koymuyorum limon koyduğum olabiliyor. Aşağıdaki fotoğrafta yarıkları ve sarımsakları görebilirsiniz.










İşte Balık doğrudan yağlı kağıda temas etmeden bu yatağın üzerinde 200 derecede yaklaşık 30-40 dk mis gibi pişiyor . Ben çevirme gereği duymuyorum her iki yüzüde gayet pişmiş oluyor

Sonra ise afiyet olsun, mutlu son ;)







22 Haziran 2014 Pazar

Dünyanın en yaşlı kedisi poppy 24 yaşında hayata gözlerini yumdu

1990 yılında Bournemouth İngiltere'de doğmuş  Poppy, bundan tam 24 yıl önce, benden sadece 4 yaş küçük. Kedilerin büyük büyük annesi gibi,  insan yaşıyla kıyaslanınca yaklaşık 114 yıla tekabül ediyormuş. İyi bakılan bir kedi için ortalama ömrü 15-16 gösterilirken Poppy +8 yıl ile rekor kırarak Guinness Rekorlar kitabına bile girmiş.




Şunun güzelliğine bakarmısınız. Yaşlı bir kedi olduğunu anlıyor insan ama yinede 114 yaşında bir insanla kıyaslayınca yaşını sanki o kadar göstermiyor gibi :). Belki tüyleri olduğu için derisi gözükmediğinden de olabilir.

Poppy iki çocuklu insan ailesinin yanı sıra 4 kedi , 2 tavşan ve bir hamster ile birlikte yaşıyormuş. Biyolojik olarak her ne kadar vakti gelmiş olsada, beklensede, insanlar içinde aynı durum geçerli, ölüm hiç bir canlıya yakışmıyor. Sahibi de gazeteye verdiği röportajda öldüğü gün evdeki diğer kediler  dahil bütün aile yemek yemediklerini söylemiş, nasıl yenir ki zaten..

Son zamanlarında sağır ve kör olsada hala diğer kedilerden mamasını koruyabiliyor, höyt demesiyle mum gibi diziyormuş :) hatta poppy'de fırsatını bulunca ailenin evcil hayvanlarından bir tane tavşan bir de hamster hacamat edivermiş , huysuz ihtiyar.

Haberin resimlerinden gördüğüm kadarı ile bahçeli bir evde yaşıyor ve serbest geziyormuş poppy,

Sahibi poppy nin uzun yaşamasının sırrı olarak ise iyi beslenme ve egzersiz olabileceğini söylüyor. Sabahları kedi büsküvisi ve akşamlarıda konserve mama yiyormuş. Bunun dışında sürekli dışarı çıkan ve hareketli bir kediymiş hiç bir zaman çok yemesine rağmen kiloluda olmamış.Sahipleri bazen KFC tavuk , balık-patates ve kebapla bile beslemişler.


Ama malesef Poppy ölümü ile birlikte Guinnes Rekorlar kitabından çıkmışta oluyor çünkü dünyanın en yaşlı kedisi 1967 ve 2005 yılları arasında 38 yıl 3 ay yaşayan Creme Puff mış. Onun araştırmasını da başka bir postumda yayınlayacağım.

Sevgiler,



Haber Kaynağı :
http://www.guinnessworldrecords.com/news/2014/5/worlds-oldest-living-cat-24-year-old-poppy-is-new-world-record-holder-57368/
http://metro.co.uk/2014/06/11/poppy-the-worlds-oldest-cat-dies-aged-24-just-weeks-after-clinching-title-4757442/


20 Haziran 2014 Cuma

Kahraman Kedi !! ve İnsanların Acımasızlığı



Hepiniz mutlaka yukarıdaki videoyu izlemişsinizdir. Kahraman kedi Tara hakkında. Arabanın arkasından gelen bir labrador dört yaşında bisiklet süren çocuğun ayağını ısırarak yerde sürümeye başlıyor. Ardından kahraman kedi Tara fişek gibi fırlayarak tehlikeyi kovuyor.

Çok enteresan ve insanları şaşırtan bir video çünkü hep hayat kurtaran sıfatı köpeklere yapıştırılır. Tara kedi kahraman olarak ender örneklerden. Bence her ne yaptıysa gayet bilerek ve çocuğu koruma iç güdüsü ile yapmış , aferin kız sana :)

Yalnız bu ilginç hikayenin sonu bazıları için buruk bitmiş malesef. Videoda görülen ve ailenin yan komşusunun köpeğini anında uyutmuşlar. Bu nasıl bir mantık aklım almıyor. Bu insanlardaki ego, en kıymetli benim sevdası bazen beni fena halde tiksindiriyor. Zavallı hayvandan ne istediniz ki ? Gerizekalı sahipleri tasma takıp bahçeye bağlamadığı için veya saldırgan yetiştirdiği için suç köpeğin mi sorarım size ? Köpek bu içgüdüleri ile yaşar, bizim kadar eğitilebilir olsa zaten köpek olmazdı.

Belki daha uç bir örnek ama bakın aşağıdaki hürriyetin linkindeki haberi okursanız. 20 kişilik uçakta adamın biri spor çantaya timsah koyuyor , timsah uçak havadayken çantadan kaçıyor insanlar paniğe kapılıyor uçak dengesini kaybediyor ve düşüyor. Timsah kazadan kurtuluyor ama zavallı hayvanı kurtarma ekipleri paramparça ediyor. Uçağı  düşürdü ya hayvan öldürülmeli. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/16106052.asp

İnsan olarak biz çok kıymetliyiz, yaşamayı en çok biz hak eder ölümlerede biz karar veririz değil mi ?


Kedi gelmeden önce yapılması gereken düzenlemeler 1 : Eşyaları Sabitlemek




Yukarıdaki videoda da göreceğiniz üzere kedi eve gelmeden eşyaları sabitlemek mühim :) . Bizim evde televizyon sehpanın üzerinde duruyor mesela. Satın alırken duvara sabitleme aparatı da vermişlerdi ama bu eve taşındığımızda gerek duymadık. İstenmeyen kazaları önlemek için sabitlememiz şart sanırım bir ay kala eşimle bu konuyu konuşmam lazım :)

Bizim evde sabitlenmesi şart olan bir diğer eşya ise kitaplık. Aslında ağır devrilmez gibi ama riske atmamak lazım ne olur ne olmaz sonra üzülmektense.

Sizin başınıza hiç bu tarz eşya devrilmeleri geldi mi ?

Sevgiler,

Kedi Komiklikleri Patty Cat



patisini yidiklerim :))

19 Haziran 2014 Perşembe

Kediler ve yumurta üzerine

yeniden merhaba ,

kedi mamaları ile ilgili ayrıca detaylı yazılar hazırlayacağım fakat ondan önce arada aklıma gelen soruları ve internet araştırmaları sonucu kendi bulduğum yanıtları da paylaşmak istiyorum.

Yumurta hepimiz biliyoruz ki adeta protein madeni. Kedilerde etobur canlılar olduğu için diyetlerine uygun. Hatta yaban hayatı yaşayan kediler zaman zaman kuş yuvalarından yumurta aşırıp çiğ çiğde afiyetle yiyorlar. 
Fakat bizim ev kedileri için de durum böyle değilmiş.

Yumurtanın beyazı %90 su ihtiva ediyormuş. Bu sebeple aynı miktar sarı ve aynı miktar beyaz kısmı karşılaştırdığınızda sarısında daha fazla protein bulunuyormuş. Bir büyük çiğ yumurta sarısı yetişkin bir kedinin günlük besin ihtiyacının %21'ini içeriyormuş. Ayrıca bu içeriğe kedinin kendi bünyesinde üretemeyip dışarıdan alması gereken pek çok amino asitte dahil.

Çiğ yumurta pişmiş haline oranla oranla çok daha zengin vitamin ev mineral ihtiva ediyormuş. Kendim için Karatay diyetini araştırırken de benzer bir bilgi edinmiş ve yumurtayı daha az kaynatarak sarısında gri renk oluşturmamaya çalışarak tüketmeye başlamıştım. Kedilere dönecek olursak evet çiğ yumurta besin zenginliği açısından daha faydalı fakat bu seferde pişirmeden verilecek  yumurtanın sarısında salmonella ve e.koli isimli kediler için çok tehlikeli hastalıklara sebep olabilecek bakteriler kol gezebiliyormuş. Bitmedi ! ayrıca yumurtanın beyazında bulunan avidin isimli bir enzim cilt ve kürk sağlığında etkili bir  b vitamini çeşidi olan biotinin emilimini engelliyormuş. Yani yumurtayı illaki çiğ vereceksek hiç değilse akını mutlaka ayırmamız şart.Hatta bence pişmişindede aynı şekilde beyazını ayırarak kedimize yalnıza sarısını verebiliriz diye düşünüyorum.


Pek çok yerli ve yabancı kaynakta kedilere kesinlikle çiğ yumurta verilmemesi ve hastalık riski alınmaması görüşünde. Hatta bir kaynakta çok hoşuma giden bir cümle okudum. Eğer pişirdiğiniz yumurtayı kendiniz yemiyorsanız kedinizi de bu yumurtayla beslemeyin. Yalnız şunu da eklemem gerekir ki kedi beslenmesi üzerine çalışan bir kurumun şu yazısında (http://feline-nutrition.org/answers/answers-feed-my-cat-a-raw-egg-yolk) kedilerimizi çiğ yumurta ile ara sıra besleyebileceğimiz ifade ediliyor. Tabi yumurtanın tavuğun poposundan yeni çıkmış olması veya %100 organik olması şartı ile. 

Peki ne şekilde ve ne sıklıkta kedimizi yumurta ile beslemeliyiz? İlk defa veriyorsak azar azar başka yemeklerin arasına karıştırarak verilmesi öneriliyor. Çünkü hem kedimizin yumurtaya karşı alerjisi olabilir hemde ani besin değişikliği sindirim sistemini zorlayabilirmiş.

Unutmadan ilginç bir bilgiye daha rastladım. Şurada http://www.petmd.com/dog/nutrition/evr_multi_eggs_for_pets2 
deniyor ki yumurta kabukları kemik ve diş sağlığı açısından çok faydalıymış. Peki kabukları nasıl yediricez? Şöyleki öncelikle kabukları kaynatıp , kurutuyoruz daha sonra havan veya benzeri bir alette ezerek evcilimizin yemeğine 1 çay kaşığı kadar karıştırıyoruz. Artanlarıda hava geçirmeyen ufak bir kapta bir hafta saklayarak ileriki öğünlerde yine kullanabiliyoruz. İlginç :)) bence denenebilir.

Sonuç : Çiğ yumurta besin ve vitaminler açısından her ne kadar cazibeli olsa da sanırım riske girmez ve kedimi orta pişmiş yumurta ile beslemeyi tercih ederim aynen kendi beslenmemde tercih ettiğim gibi. 

Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz veya uyguluyorsunuz? 

Kaynaklar 
 http://www.peteducation.com/article.cfm?c=1&aid=1029
http://www.petmd.com/dog/nutrition/evr_multi_eggs_for_pets2
http://pets.thenest.com/cats-eating-cooked-egg-yolks-6028.html

17 Haziran 2014 Salı

Kedi Mamaları Hakkında 1 : Online Alışveriş Siteleri

Yazmak istediğim ilk konu kedi mamaları hakkında. Bence en hayati ve kediciğin yaşam süresini doğrudan etkileyen bir unsur. Bu sebeple ilk yazımı mamalar hakkında yazıyorum fakat tek yazı ile geçiştirilecek bir konu değil malesef. Araştırma yaptıkça derinleşiyor. Bu sebeple bu konuyu sırasıyla incelemeye karar verdim. Buyazımın konusu mama satan online alışveriş siteleri, işte başlıyoruz...

 Muhtemelen blog dünyasında o kadar araştırma yapıp bu sayfayı bulduysanız siz de benim gibi bu konularda takıntılı şekilde araştırma yapmışsınız demektir diye düşünüyorum =) Bu sebeple evde düzenli beslediğiniz kediciğinize marketten ucuz fiyatlı mamalar almamanız gerektiğini zaten biliyorsunuz.

Ben şahsen petshoptan ziyade bu konu için interneti tercih ederim. Hem böylece tüm mamaların içeriklerini sakin kafayla araştırabilir, zilyon tane evcil besini satan online alışveriş sitelerindeki fiyatları kıyaslayabilir, kampanyaları yakalayabilirim diye düşünüyorum. Daha kediciğin gelmesine 3 ay olmasında  rağmen mama fiyatlarını takibe başladım bile ;) Yavaş yavaş mamaların içerikleri hakkında da fikir sahibi olaya başladım.
Online alışveriş sitelerinin bir diğer güzelliği de kargoyu eve yada iş yerine kadar getirmeleri. Gelecek paketi beklemek bile benim için heyecan konusu olabiliyor !

Bu yazıda mama satışı yapan online siteleri derlemeye karar verdim böylece elimin altında hazır bir liste olacak. Yenilerini  öğrendikçe  güncellemeye, alışveriş yaptıkça ise deneyimlerimi yeni yazılar ile paylaşacağım. Buyrun o zaman..

http://www.zooplus.com.tr/
http://www.mamasepeti.com/
http://www.juenpetmarket.com/
http://www.petburada.com/
http://www.haytapshop.com/
http://www.petafrika.com/
http://www.petzimo.com/
http://www.evcilbesinleri.com/
http://www.kolaymama.com/
https://www.temizmama.com
http://www.adresemama.com/
http://www.lukapetmarket.com/
http://www.ekonomikmama.com/
http://www.alicepetshop.com/
http://www.canpet.net/
http://www.toptanmama.net/
http://www.makromama.com.tr/
http://www.trendpetshop.com/
http://www.petsiparis.com/
http://www.birmama.com/
http://erkapet.com.tr/
http://www.arkadaspet.com/
http://www.clubsafari.com.tr/


Evet şimdilik bulabildiklerim bu kadar , eminim bu listede olmayan daha çok adres vardır. Eklemem için önerileriniz var ise yorumlarınızı bekliyorum.

Yukarıdaki listeden daha önce petburada dan alışveriş yapmıştım. İleriki bir yazıda anlatacağım ilk kedi sahiplenme deneyimimde kedi evi tırmalaması vs ne varsa buradan almıştım. Gerçekten çok hızlı teslim ettiler ürünleri fakat kediciği geri vermek zorunda kaldığımız için hepsini geri toplayıp iade etmek zorunda kaldım :( Sağolsunlar hiç zorluk çıkarmadan ürünleri geri alıp paramı da iade ettiler.

Juenpetten ise şuan hamster cennetinde olan Hikmetçiğim için aşağıda fotoğrafını görebileceğiniz ovo marka kafesten almıştım. O siparişimden de çok  memnun kalmıştım.

Diğer siteleride ileriki günlerde deneyimleyeceğimi umuyorum..

Online siteler konusunda şunu söylemeliyim en az 5 siteye bakmadan karar vermeyin arkadaşlar.Araştırın!! Bazen gerçekten aynı ürünler bambaşka fiyatlara satılabiliyor. Bu sebeple bir siteye güvenip devamlı aynı yerden sipariş vermeyin derim. Örneğin kedi yatağının çok uygun fiyata satıldığı bir sitede almak istediğiniz kedi tuvaleti daha pahalı olabiliyor yada maması  ki farklar az buz olmuyor bu işinde piyasası büyük. Bu sebeple sözün özü kıyaslamak şart. Bende ileriki günlerde sizlerle kendim için yapacağım fiyat araştırmalarını paylaşacağım, takipte kalın!

Sevgiler,


Popüler Yayınlar

Sayfalar