Bu böyle iki ay devam etti. Sonra bir gün yok oldu. Böyle olunca da insan çok kötü oluyor. Tamam sahibi değilsin ama onca zaman bir hukukun oluyor, alışıyorsun, seviyorsun. Kaybolunca da endişeleniyorsun. Neyse bu sevimliyi malesef uzun süre göremedim. Sonra bir gün evin yakınındaki bir markete gittiğimde ne göreyim bu zilli market kapısını mesken tutmuş. Her görende marketten çıkarken mama alıp buncağıza veriyor. Öyle görünce biraz içim rahat etti en azından başına kötü bir iş gelmemiş dedim ama sonra bir daha göremedim. Umarım biri sahiplenmiştir, mutludur şimdi. Bu kısmı anlatmasamda olurdu ama kendime hatırlatmak için yazdım :)
Neyse aradan çok zaman geçmeden başka bir kedi dost belirmeye başladı. İri yapılı, ağır abilerden. Hani şu yüzü amca gibi görmüş geçirmiş olanlardan. Bu sefer onu beslemeye başlamadım. Bir hafta geçti böyle bir akşam üstü göbeğini açtı bana. Biliyorum kedilerin göbeği ellenmez ama öyle açınca insan sanki sevmeyince ayıp olacakmış gücenecekmiş gibi geliyor =) (biliyorum saçma ) Hafifçe elimi yaklaştırırken iki patisiyle tutma hareketi yaptı bende panikle geri çektim o ara olan oldu elim çizildi.
Doğru dürüst kan man akmadı bende çok önemsemedim. Hemen gittim sabunla yıkadım. akşamına annemlerle konuşurken söyleme gafletinde bulundum. Hemen babamla annem bir ağızdan atladılar kuduz aşısı ol , çok tehlikeli, bak geri dönüşü yok bu işin gibilerinden korkuttular beni. Yine önemsemedim ama düştü mü kurt. İnternetten araştırayım dedim hep araştırdıklarım aşı olmuş. Bir gün geçti bu arada. Ertesi gün daha fazla dayanamadım dedim bir gideyim en azından doktor baksın belki gerek yok der geri yollar diye düşündüm.
Çok safmışım. Doktor onunlamı uğraşıcak adam ne diye risk alsın , basar aşıyı geçer tabi. Ben sanıyorumki evin yanındaki özel hastaneye gitsek bu iş çözülür. Yok efendim öyle her yerde bu aşıdan yokmuş. Yalnızca devlet hastanelerinde bulunuyormuş. Listesi de buyrun aşağıda.
1. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
2. Şişli Etfal EAH
3. Haydarpaşa Numune EAH
4. Kartal Dr. Lütfi Kırdar EAH
5. Beykoz Devlet Hastanesi
6. Şile Devlet Hastanesi
7. Sarıyer İstinye Devlet Hastanesi
8.Silivri Prof.Dr. Necmi Ayanoğlu Silivri Devlet Hastanesi
9. Çatalca İlyas Çokay Devlet Hastanesi
10.Tacirler Eğitim Vakfı Sultanbeyli Devlet Hastanesi
11.Büyükçekmece Devlet Hastanesi
12.Ümraniye Eiğitim ve Araştırma Hastanesi
13.Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi
Bize en yakın Sarıyer gibi geldi. Çıktık yola. O günde Pazar, bir posta trafik çilesi çektikten sonra Sarıyer Acile ulaştık. Açıkçası hastane seçimimizden yana şikayet edemem çünkü işlemleri neredeyse hiç beklemeden hallettik. Aşı olacaklara tavsiye ederim. Orada Acildeki doktorda bir posta korkuttu. Bir gün geçmiş artık aşının faydası olmaz , olan olmuş gibilerinden sanki beş dakika sonra kuduracakmışım gibi triplerde, neyseki onu çok takıpta psikolojimi bozmadım..
Hemen bir doz aşımı oldum. Üzerine diğer koluma bir de tetanoz aşısıda vurdular. Üç gün sonra tekrar gel doktor karne verecek ve ikinci dozu yapacak dediler. 0. gün, 3. gün, 7. gün, 14. gün ve 28. günlerde oluyormuşsunuz. Sizi tırmaladıktan sonra 10 gün içerisinde kediyi sağlam görürseniz 4. ve 5. doza gerek kalmıyormuş. Bende oh dedim hiç yoktan kapının önünde bir yere gitmez bende son iki aşıdan yırtarım. Tabiki o öyle olmadı.
Bu arada bahsetmeden geçmemeyeyim. Kuduz mikrobu en çok ısırmayla geçiyormuş. Sonrasında düşük ihtimal fakat tırmalama ile de bulaşabiliyormuş . Hayvan patilerini ağzına sürdüyse, salyası bulaştıysa gibi sebeplerden.
Aslında hem biliyorum boşa oluyorum aşıları kuduz mikrobu taşıdığını sanmıyorum ama bir yandan da bu kuduzda çok fena bir şey. Yani kudurma yoluna girince geri dönüşü yok, sessiz sakinde gitmiyorsun acı çeke çeke . Hemşirenin de eli allahtan tüy gibiydi iğneleri olurken can yakmıyor ama aradan 2-3 gün geçince ağrısı çok kötü vuruyor özellike tetanozun. Dünyanın sonu değil ama gün içerisinde sürekli rahatsız ediyor, yatarken rahatsız ediyor bir ara kolumu nereye koyacağımı bilemedim.
Neyse üç gün sonra ikinci dozumu olmak üzere Enfeksiyon Bölümüne doktora gittim. Doktor demez mi madem sokak kedisi tırmaladı sana birde serum iğne yazayım. Masum köylü olarak oradan doktorun yazdıklarını aldım ve acildeki enjeksiyon bölümüne yollandım. Meğer o "serum iğne" dediği totodan şiş kalınlığında ( çok abartmayayım ama bir aşı iğnesi gibi değil) iğne ile yapılan bir şeymiş. Hem de hazır olun bir değil üç kerede. İkinci doz aşıyı sakince oldum. Sıra iğnelere gelince hemşire biraz canınızı yakacak dedi ki yaktıda. Koca kazık olduğum için sesim çıkmadı ama gözlerim doldu :/. Bir süre oturmakta zorlandım desem yalan olmaz :). Hemen gitmeyin bir saat oyalanın cildinizde kırmızılıklar olursa geri gelin dedi. Neyseki bir şey olmadı. 7. gün yine gittim üçüncü dozumu almaya bu arada kediyi de hergün kontrol ediyorum aşşağıda mı diye. Her gün duran kedi 8. gün kayboldu. 9. gün, 10. gün. 11. gün geçti yok yok yok..
14. gün geldi ve ben paşa paşa bir doz daha olmaya gittim. Ve son olarak 28. günü de gittim. Zaten dedim delik deşik olmuşum bir tane fazla bir tane eksik ne farkeder. İşte kuduzla imtihanım böyleydi. Aslında bütün o aşıları boşuna oldum ve vücuduma yazık kesin bir yerlerime bir zarar gelmiştir o kadar kimyasalla diye düşünüyorum. Sonuçta aşı olmakta kendi içinde riskli bir eylem. Hatta insanlar artık çocuklarına mümkün olduğunca az aşı yaptırmaya çalışıyorlar bu tip aşılardan kaçınıyorlarmış.
Bu olay benim için ders oldu. Artık sokak kedilerini besliyorum ama (fiziksel olarak)sevmiyorum. Yine dayanamıyorum arada başını seviyorum ama o kadar. Artık eve kendi kedimizi aldığımızda hasretimi gideririm diyorum avutuyorum gönlümü... Siz siz olun dikkat edin sevmek, sarılmak oynamak dünyanın en güzel şeyi ama işte ufacık bir tırmık güncelerce uğraştırabiliyor, tabi herkes benim kadar pimpirikli olmayabilir =)
sevgiler,
Ahh ne zora sokmuşsun kendini, geçmişler olsun... Beni ne kediler tırmaladı, ne ısırldılar ama hayatımda hiç kuduz aşısı olmadım :)) Bir de aklında olsun, artık eskisi gibi değil sokaklar. Eskiden kuduz salgınları olurmuş, o zamanlardan kaldı bizim milletimizdeki bu kuduz korkusu. Artık sokak köpeklerinin hepsi küpeli, aşılı, kısırlaştırılmış durumda. Aynı şekilde kediler de toplanıp, kısırlaştırılıp aşı vuruluyor. O nedenle artık kuduz yok ortalıkta ;) Hiç endişe etme derim ben, kendini kedi sevgisinden geri çekme, hem de sokakta sevgine muhtaç canları sevginden mahrum etme derim ben ;)
YanıtlaSilÇok teşekkürler, bende şimdi olsa aşı olmazdım ama çevrenin korkutması, internette yazılanlar, birde safça doktor nede olsa geri gönderir düşüncesi biraz beni o yola sürükledi. O kadar ciddiye alıyorlarki muayene ederken şaşırırsınız. Kuduz olduğunu sanmıyorum apartmanın aşağısında hergün gördüğüm kedi desemde kar etmedi. Mesela benimle birlikte sırada bekleyen teyzeyi köpek ısırmış ama elbisesinin üstünden. Yani kolunda en ufak bir iz yok, deri açılması olmamış ki bu durumda kuduzun geçme ihtimali yok gibi bir şey zaten , o kadıncağıza bile serum iğne verdi doktor.
YanıtlaSilBen yine çok seviyorum bayılıyorum sokak keratalarına, dişlerimi sıkıyorum dokunmamak için ama bir kere daha o aşı ve iğne deneyimlerinden geçmek korkutuyor. Belki iğnelerin acısını unutursam bir gün yine korkmadan mıncıklayabilrim :)
Geçmiş olsun, defalarca kedi tırmığına maruz kalan biri olarak hiç aşı olmadım. Bu işler gerçekten yorucu ve oldukça ayrıntılı. Bu doktorlar da kendilerine iş mi arıyorlardır nedir, bu kuruntu çok fazla.
YanıtlaSilBu arada Merhaba :)
merhaba :) evet yorucu ve acı verici olduğu kesin. doktorlar risk almak istemiyor, milyonda bir ihtimal kuduz olsam doktoru vay efendim aşı yapmadan geri gönderdi diye tefe tutarlar, hayatı kayar muhtemelen. işte pinpirikte bir çeşit virus, düşüncelere girdi mi anında başlıyor çoğalmaya, mecbur gidiyorsun aşını oluyorsun kuzu kuzu :)
YanıtlaSilya geçmişler olsun da bence boşuna kendinize eziyet etmişsiniz:((( beni de kediler çok çizdi, mizdi :))ama bakın köpek olsaydı ve ısırsaydı filan sanırım ben de korkardım...yine de geçmiş olsun:(
YanıtlaSil