Miskin'i bulur bulmaz işten izin alıp Veteriner yolunu tuttum. Yolda giderken çok heycanlıydım. Bunca zaman bekle bekle sonunda bir kedi çıkmıştı karşıma. Ama bir yandan da endişelerim vardı. Yolda eşimi arayıp kediyi bulduğumdan ve eve getireceğimden bahsettim. Tabi ki planlar dahilinde olmadığı için bunu duymak çok hoşuna gitmedi. Aslında son durumda benim de düşüncem tatillerden sonra böyle bir işe girişmekti ancak Miskin aniden çıkıverdi karşıma sırtımı dönüp gidemezdim içim rahat etmezdi çünkü. Gittiğim veterineri çok önce internetten araştırıp kararlaştırmıştım zaten. İnternetteki yorumlarda olduğu gibi bende çok memnun kaldım ilk muayeneden. Kendisi oldukça ilgiliydi, her yaptığı işlemi detayıyla açıkladı. Bundan sonra ona gitmeye devam edeceğiz. Ayrıca eve geldikten sonra tuvaleti ile ilgili bir kaç şey sorduğumda hemen cep numarasını verdi whats up tan kakasının fotoğrafını çekip göndermemi istedi. Çocuk doktorları bile bu kadar ilgili olmuyor ben şahsen yaklaşımına bayıldım.
Veterinerden sonra direk eve geldik. 1-2 saat boyunca taşıdığım ufak mukavva kutudan çıkmadan uyudu. Bende bu arada tuvaletini ve mama kaplarını hazır ettim.Uyanır uyanmaz yemeğini koydum önüne. Bir önceki postumda ki videom Miskin'in ilk yemeği. Acıkmış olacak ki nomnom yedi bütün mamaları. Bu arada bulduğumda Miskin'in bıyıklarının yarısı yanıktı,muhtemelen çıktığı arabanın motorundan kaynaklandığını düşünüyoruz iyi ki daha ciddi bir yaralanma olmamış. Bu sebeple ürkekliğinin yanı sıra gariban bir görünümü de var :) Veteriner önemli olmadığını zamanla çıkacağını söyledi. Şimdiden daha iyi durumdalar.
Mamasını yedikten sonra tekrar uyudu. Sonra eşim geldi. Benim sabredemeyip birisinden sahiplenmiş olabileceğimi düşünmüş, biraz bozulmuş hak veriyorum ama yanmış bıyıkları ve hikayeyi dinleyince oda bir şey demedi hatta ben öyle bir emri vaki yapacak olsam çirkin kedi seçermiydim diye takıldım oda nesi çirkin şirin kedi işte dedi :)
Gerçekten miskin biraz çirkin bence :) ama çok sevimli ve sevecen bir kedi. Seçmiş olsaydık bu kadar iyi huylusunu bulabilirmiydik sanmıyorum. Cuma günü yalnızlık çekmesin diye beraber salonda yattım. Hemen hemen hiç miyavlamadı, Uyandırmaya da çalışmadı. Ara ara yemeğe çişe kalktı sonra yanıma kıvrıldı. Ertesi günde çoğunlukla uykuyla geçirdi akşam ise yatak odasının kapısını kapadık ve sabaha kadar sesini duymadık. Kendi kendine kalabilen bir kedi ne mutlu ki. Salondan hiç ayrılmıyor zaten diğer odalara girmeye çekiniyor. Zaman geçtikçe ve kendine güveni arttıkça bu durum değişecektir ama o günler geldiğinde birazda büyüyeceği için akıllanacaktır, laf sözden biraz anlayacaktır diye umuyorum. Pazar günü oldukça hareketliydi kurdeleden oyuncak yaptım bayıla bayıla saatlerce oynadı. Ben yoruldum o yorulmadı. Onun üzerine bir süre de eşim oynadı.
Yani artık stratejimiz işten geldikten sonra Miskin'i mutlaka oynatarak yormak ve uyku saatlerini bize göre ayarlamasını sağlamak. Zaten geceleri problem çıkaran bir kedi değil ama ne olur ne olmaz :)
Ona bir sürü yeni oyuncak aldım ,çocukluğunu doyasıya yaşasın istiyorum yalnızlığını hissetmesin. Kendi yaptığım oyuncaklar var hepsinden ayrıca bir postta bahsedeceğim.
Az önce aldığım yavru kedi tasmasını taktım resmen çıldırdı. Boynundan çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Büyüdüğünde tasma takmayı düşünmüyorum ama şu an için evin içinde kayboluyor yada ayağımızın altına giriyor farketmiyoruz, Bu durum kazalara sebep olabilir diye düşünüyorum bu sebeple bir süre alışması lazım biraz büyüyünce zaten ihtiyacımız kalmayacak.
Ben bu yazıyı yazarken garibim tasmayla cebelleşmekten yorgun düştü. Neyse şimdilik çıkardım yavaş yavaş alıştırmak lazım sanırım, çokta üzmek istemem.Zaten annesinden yeni ayrılmış yavrucak bıyıkları yanmış, yeterince strese girmiş birde ben yormayayım değil mi ama ?
Maceralarımız devam edecek...
30 Eylül 2014 Salı
28 Eylül 2014 Pazar
Tanıştırayım Oğlum Miskin !
Her şey çok ani oldu. Cuma günü öğle yemeğinden sonra her zamanki gibi biraz yürüyüş yapmak için iş yerinin bahçesine çıkmıştık. Bir de baktım minik bir kedi iş yerinden bir bayanın elinde. İş yerimiz duvarlarla çevrili ve bahçesi oldukça geniş bu sebeple içeriye kedi girmesi pek mümkün değil. Bir arabanın motoru içine seyahat ederek içeriye girmiş. Bahçede 3 tane de büyük köpek geziyor. Onlarda gözlerini dikmiş uzaktan kesiyorlar miniği.Yani onu arada bırakırsak kesinlikle köpekler tarafından boğulacak hiç şansı yok.
O an karar verdim. Hayalimdeki kedi tipi değildi. Hep karnı beyaz, sarman veya maskeli bir kedim olmasını hayal etmiştim, kırçıllı bir tekir değil. Ama öyle uysal ve tatlı bakıyordu ki. Evet dedim neden olmasın. Hemen iş yerinden izin alarak miniği veterinere götürdüm. Parazit aşısı, pire damlası yapıldı, kimlik kartı çıkartıldı.Tam 900 gr ve veterinerimiz 2,5 aylık olduğunu tahmin ediyor. Herhangi bir sorunu yok gibi gözüküyor. Mama yemesi su içmesi gayet normal hatta fazla bile yiyor veterinerin söylediğinden fazla koymak zorunda kalıyorum. Tuvaletini de yapıyor ama biraz miyavlayarak. Tuvaletini hep kutusuna yaptı hiç bir şey yapmama gerek kalmadı. Sanırım parazitlerini düşürüyor. Biraz piresi de vardı ama damladan sonra kalmadı.
En önemli özelliği oldukça sakin ve ürkek olması. Oynarsak oynuyor ama oynamıyorsak kendince takılıyor zaten çoğunlukla uyuyor. Nadiren miyavlıyor. İlgi çektiğini anlamaması için miyavlamalarına hiç tepki vermiyoruz.
Henüz salondan hiç ayrılmadı. Biz tv izlerken oda kucağıma çöreklenip bizimle birlikte izliyor, izlerken uyuya kalıyor. Eğer izin versem ellerimi ısırma ve patileriyle tutma eğilimi gösteriyor ama öle yaptığında hayır diyip oyunu bitiriyorum. Sanki ufaktan hayır kelimesini anlamaya başladı. Kağıt topları çok seviyor ama uçan kurdele favorisi. İlk gece salonda yanında yattım yabancı bir ortam kendini yalnız hissetmesin istedim. Ara sıra uyanıp yemek yiyip tuvalete girip yattı oda . Pek uyandırma girişiminde bulunmadı. Dün gece ise salonda yalnız bıraktım. Herhangi bir miyavlama falan duymadık. Sabah geldiğimizde koltuğun üstünde uyoyordu.
Televizyonun olduğu sehpanın kenarlarına yapışkan bantlar koydum ki çıkmasın şimdilik işe yarıyor.
Yine televizyon kablolarını alimunyum folyo ile sardım. İnternette bir kaynakta aluminyumu dişlemenin hoşlarına gitmediği yazıyordu. Zaten çoğu kabloyu şu postum da bahsettiğim kablo kılıflarından geçirmiştim .Ama illaki artan kısımlar oluyor belki ondan biraz daha satın almalıyız. Önlemimizi sağlam alalım da sonra üzülmeyelim :)
Miskin şu an için çok iyi huylu bir kedi. Doğru dürüst hiç zorluk çıkarmıyor.Hatta eşim bile ilgileniyor ara sıra seviyor ama çoğunlukla eşimden korkupkoltukların altında saklanıyor :)) Hiç bir şey yapmadığı halde sanırım cüssesinden çekiniyor hehehe
Şimdilik durumumuz böyle, iyi gidiyor , iyi gitmesinde Miskin'in davranışlarının payı büyük. Bir önceki deneyimimizle oldukça farklı. Hep böyle uslu olur umarım. En azından eşim iyice alışana kadar :))
Miskin'in ilk yemeği , sesi açmayı unutmayın :)
Gelişmelerle burada olacağım,
Sevgiler..
24 Eylül 2014 Çarşamba
Meraklısına Kedi Bakmanın Masrafı
Harcama listemi ikiye böleceğim, bir tanesi "olmazsa olmazlar", bir tanesi "olursa iyi olurlar". Böylece minimum harcama yapılması gereken tutarları da görmüş olacağız. Bu listeyi ihtiyaç duyulan malzemeler olarakta düşünebilirsiniz. Ben harcamalarımı yaparken ne fazla lükse, nede fazla ucuza kaçanlardanım, yani orta halli bir tüketiciyim diyebilirim, yoksa aşağıda çıkacak bütçeden elbette çok daha azına yada çoğuna kedi bakılabilir.
OLMAZSA OLMAZLAR:
Kedi Tuvaleti : Savic Nestor Kapalı Kedi Tuvaleti (42 TL)-kargo ücreti 7 TL
Kedi Kumu: Sanicat Oxygen Dezenfektan Kedi Kumu 10L (21 TL)
Kum Küreği : Karlie Marka (3.5 TL)
Mama ve Su Kabı : Şimdilik evdeki seramik kapları kullanacağım..
Kedi Maması : Royal Canin Baby 34 -800gr (17 TL) (20 gün yeteceğini düşünüyorum)
Taşıma Çantası : Moderna RoadRunner 1 (30 TL)-kargo ücreti 7 TL
Tırmalama: Henüz karar veremedim
Veteriner İlk Muayenesi : Gidince göreceğiz
OLURSA İYİ OLURLAR:
Kedi Yaş Mama :
- Britcare Kitten 1 Konserve (3.2 TL)-denemek için bir tane aldım serverse çoklu alımlarda biraz daha uygun fiyata geliyor.
Ödüller:
- Gimpet Baby Tabs -(10.65 TL) bir takım eğitimler vermek istediğim için aldım.
- Beaphar Kitties -(6 TL ) Kedimi şımartacağımı söylemişmiydim ! :()
Temizlik Ürünleri :
- Şampuan : Zorunlu haller dışında yıkamayacağım ama göz yakmayan bebe şampuanı almayı düşünüyorum küçük boy tedbiren, muhtemelen dalin
- Mendil: Patimisil (1+1 adet ) (5.2 TL )
- Kedi Kumu Poşeti : Eastland Large 12 adet (9.5 TL) Bu poşeti tuvaletin alt kabına geçiriyoruz ve kumu bunun üzerine döküyoruz, kum tamamen değişeceği zaman bu poşeti çıkarıp atıveriyoruz -( teknik olarak tabi, pratikte nasıl olacak göreceğiz )
Oyuncak :
Evdeki kağıt, karton kurdeleden de gayet güzel oyuncaklar yapabiliriz ama çok pahalı olmadığı için bir kaç tane hazır alayım dedim.
- Flamingo Zilli plastik oyuncak 2'li (3 TL )
- Eastland Minik Sesli Fare 2'li (6 TL)
Yukarıdakileri toplarsak şuan için 170 TL para harcamış gözüküyorum. Bu tabloda tek eksiğim veteriner masrafı ve tırmalama tahtası veya ağacı. Onlarıda edindiğim zaman ilk etapta yapılması gereken masraflar ortaya çıkmış olacak.
Bu yazımı her ay güncelleyerek uygun fiyata bulduğum ürünleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Sevgiler,
22 Eylül 2014 Pazartesi
21 Eylül 2014 Pazar
Kediye Mama Kabı Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler
Merhaba ,
Malum kedi tuvaleti ve taşıma kabı alışverişimi yaptım. Bu sıralarda ise gerekli diğer malzemelere internetten göz gezdiriyorum. İnternette şimdi de bu konularda harıl harıl inceleme yapmaya başladım.
Bu yazımda mama kaplarını seçerken kendi dikkat edeceğim noktalardan bahsedeceğim ve benim vardığım sonucu paylaşacağım.
1. Malzeme
Bence mama kabı seçerken en çok dikkat etmemiz gereken nokta kabın yapıldığı malzeme. Mama kaplarının yapıldığı piyasada 4 çeşit ana malzeme var. Plastik, Melamin, Seramik ve Çelik kaplar.
İnternette pek çok kaynak bu kaplardan plastik ve melamin olanları tercih etmememiz gerektiğini söylüyor. Sebep olarakta belli başlı üç madde sayabiliriz. 1. Plastikler kanserojendir, 2. Kolay çizildiği için çiziklerin arasında kedimizin sağlığını olumsuz etkiletecek bakteri- mikroplar kolayca üreyebilir. 3. Bazı kedilerin çenelerinde alerjiye sebep olduğu gözlemlenmiştir. Bu sebeple ben kendi adıma plastiğin ve yine türevi bir madde olan melaminin üzerini çizdim. Zaten kendi mutfağımda da plastik hiç bir şey asla kullanmam buna saklama kapları da dahil.
Seramik ve çelik kaplar ise sağlıklı ve kullanılabilir kaplar olarak kabul edebiliriz. Ancak seramik kabın boyasına da dikkat etmek gerekiyormuş. Bir de tabi seramik kapların kırılgan olma durumu var. Ben bu sebeple malzeme olarak paslanmaz çelik'i tercih edeceğim sanırım.
2. Ağırlık ve Kaydırmaz Taban
Alacağım kabın bir miktar ağır olmasına dikkat edeceğim, malum zıpır bir yavru kedi paldır küldür koşarken mamasını suyunu birbirine katacaktır, biraz ağır bir kap seçerek hasarı en aza indirmekte fayda var. Aynı şekilde tabanı silikon veya lastikli mama kapları var, yerinden oynatması ve kaydırması pek mümkün olmayan. Yine bu tarz bir tabak seçim sebebi olacak.
3. Derinlik ve Genişlik
Ben yavru kedi almayı planladığım için çok derin olmayan ve yine çok geniş olmayan bir kap tercih ediyorum. Yine bir kaynağa göre kediler mamalarını yerken bıyıklarının kabın kenarına sürtmesinden hoşlanmazlarmış. Kap seçimi yaparken bu noktayada dikkat etmekte yarar var.
4.Kolay Kullanım ve Bulaşık Makinesinde Yıkanabilirlik
Bulaşık makinesinde rahat kullanmak için her halükarda seramik veya metal olması gerekir diye düşünüyorum zaten ve üzerinden boya olmaması. Kolay kullanımdan kastım ise bazı mama kaplarını el ile rahat kavrayabilmek için yan taraflarını açık yapıyorlar . Aşağıdaki örnekte olduğu gibi.
resim kaynak : http://www.kolaymama.com/Hagen-Catit-Desenli-Mama-ve-Su-Kabi-Kucuk-Boy,PR-57.html
Benim ne yapacağıma gelirsek şu an için evde kullanmadığımız alçak kenarlı ufak seramik kaselerimiz var. İlk etapta onları kullanmayı düşünüyorum. İnsan kullanımı için yapıldığından zehirsiz boya içeriyordur diye düşünüyorum. Eğer baktım hoşlanmıyor yada büyüdü artık küçük geliyor ondan sonra yukarıda anlattığım kriterler üzerinden bir seçim yapacağım.
Döküp saçmalara karşı mama kabının altına konacak mat işini ise yine ikea dan kendimiz için almış olduğumuz ve pek kullanamadığımız amerikan servisler ile çözeceğim.
Ayrıca evde olamayacağımız yada eve geç geleceğimiz zamanlar için otomatik mama kaplarından edinmeyi planlıyorum. Bunun için internette pek çok seçenek mevcut. Ama fiyatları oldukça yüksek bu sebeple şimdilik otomatik mama kaplarını araştırma işini kedicik geldikten sonraki bir zamana erteledim.
Bu arada son olarak bir de şu ikili mama kaseleri var. Her ne kadar bir taşla iki kuş gibi gözüksede yine internette okuduğum kullanıcı yorumlarında bu tarz kaselerin pek kullanışlı olmadığı, birine mama birine su koyunca mama ve suyun birbirine kolayca karıştığı yada birinden birini dökmek istediğinizde öteki kaptaki içecek yada yiyeceği de dökmeniz gerektiği konuşuluyor
Kaynaklar ;
http://cats.about.com/cs/catfood/bb/bybfoodbowls.htm
http://www.catbreedsjunction.com/cat-food-bowls.html
http://www.petworlddirect.ie/z/how-to-choose-the-best-bowl-for-your-cat/194
Naked and Afraid - Sex Sells
Geçenlerde Animal Planet'da Jackson Galaxy videolarını izlerken tesadüfen Discovery Chanel'in sayfasına girdim ve naked&afraid isimli bir şovun sürmekte olduğunu hayretle gördüm.
Program adındanda anlaşılacağı üzere doğada çıplak yaşam savaşı üzerine. Hani şu akrepleri, yılanları yada eline geçirdiği bilimum ne kadar haşarat varsa yiyen bir adamın programı vardı ya, işte onun o işleri birde çıplak yaptığını düşünün. Birbirini tanımayan bir kadın ve bir erkek 21 gün ıssız bir yere bırakılıyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.
Tabiki bu ilginç program henüz ülkemizde yayın hayatına başlamamış, bilemiyorum başlayacağını da sanmam :)) Ama Discovery bile "sex sells"den nasibini almış gözüküyor. Çıplaklıktan rahatsız olan veya gösterilmesin diye düşünen bir değilim ama allah aşkına doğada ÇIPLAK yaşam savaşını kim neden merak eder yada belgesel olarak izler. Bu işi giyinik yapsalar ne farkeder, zaten edep yerlerini buğulayarak yayınlıyorlar. Tam gösterinde madem bir şeyi yapıyorsunuz tam yapın, haksızmıyım ama :))
http://www.discovery.com/tv-shows/naked-and-afraid
Program adındanda anlaşılacağı üzere doğada çıplak yaşam savaşı üzerine. Hani şu akrepleri, yılanları yada eline geçirdiği bilimum ne kadar haşarat varsa yiyen bir adamın programı vardı ya, işte onun o işleri birde çıplak yaptığını düşünün. Birbirini tanımayan bir kadın ve bir erkek 21 gün ıssız bir yere bırakılıyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.
Tabiki bu ilginç program henüz ülkemizde yayın hayatına başlamamış, bilemiyorum başlayacağını da sanmam :)) Ama Discovery bile "sex sells"den nasibini almış gözüküyor. Çıplaklıktan rahatsız olan veya gösterilmesin diye düşünen bir değilim ama allah aşkına doğada ÇIPLAK yaşam savaşını kim neden merak eder yada belgesel olarak izler. Bu işi giyinik yapsalar ne farkeder, zaten edep yerlerini buğulayarak yayınlıyorlar. Tam gösterinde madem bir şeyi yapıyorsunuz tam yapın, haksızmıyım ama :))
http://www.discovery.com/tv-shows/naked-and-afraid
Kötü Bir Veteriner Deneyimi
Her ne kadar bu kötü veteriner deneyimini yaklaşık bir buçuk sene önce yaşamış olsamda paylaşmam gerektiğini düşündüm. En azından benim gibi insanları uyarmak adına.
Şu an oturduğumuz eve henüz yeni taşınmıştık ve binanın otoparkı alt katlarda bulunuyordu. Çok fazla insan dairelerine yerleşmemiş,site yeni inşa edildiği için pek çok kapı vs açık bırakılıyordu o dönem. Bir gün otoparkın içinde de bir anne ve yavru kedilerin olduğunu farkettim. Henüz yavrularını emziriyordu. Evimde her zaman acil durumlar için kuru mama bulunur. Hemen yukarı çıkıp mama indireyim dedim. Mamayı vermek üzere indiğimde farkettimki yavrulardan bir tanesinin arka ayakları oynamıyor. Hemen telaşlandım, yavruyu annesinin yanından kaptığım gibi eşimle bize en yakın Atakent'te bir veteriner polikliniğinin yolunu tuttuk. Malesef bize bakan doktor sanırım stajer yada yeni başlamış doktorlardan biriydi. Belki elli defa kediyi az önce bulduğumu, geçmişini bilmediğimi zaten annesi olduğu için geri bırakacağımı söylememe rağmen sürekli geçmişi ile ilgili sorular sordu, sanırım aklı başka yerdeydi. Muayene ederken yavruyu sabit tutamadığı için benden tutmamı istedi. Ki ben sonuçta öyle iğne yapılırken yada mıncıklanırken tutamam, içim acır. Bir de kediyi bende ilk defa görüyorum, yani elini kolunu tutma konusunda deneyim sahibi değilim.
Neyse bir şekilde aşısını yaptı, damla damlattı bunun dışında başka bir şey yapmadı yani standart muayene. Zaten muayene esnasında kedicik başladı bacaklarını oynatmaya. Çıkan fatura 160 TL'di. Kediyi dışarıdan bulduğumu ve yine yerine bırakacağımı, yani sahiplenmiş olmadığımı söylememe rağmen 160 TL. Elbette veterinerlerde para kazanacaklar ancak bu şekilde sokakta getirilen kedicikler için biz hayvan severlere indirimli fiyatlar uygulamalı ve muayene ederken biraz daha özenli olmalılar diye düşünüyorum. Daha öncede araba çarpmış bir kediyi Bakırköy'de Elif Veteriner Kliniğine götürmüştüm ve orada tedavisi için çok daha komplike iğneler muayeneler yapılmıştı ve ödediğim ücret 40 TL'ydi. Kediyi sahiplenmiş olsam bu ödeyeceğim ücretlere gocunmayacağım ama etrafımızda ihtiyaç duyan kedilerede yardım ediyoruz sonuçta ve bu tarz kliniklerinde bu yönde teşvik edici olması gerekir diye düşünüyorum.
Bu anlattığım olayda elbette veteriner kliniğin sahibini tenzih ediyorum. Sonuçta olayı o esnada muayeneyi gerçekleştiren doktor ve kasada duran kişi ile yaşadım, aynı durumu kendisi ile yaşasaydık farklı olurmuydu bilemiyorum ancak bir iki ay önce yine trafik kazası geçirmiş bir kediciği iş yerinden bir arkadaşımız oraya götürmüş ve benzer bir yaklaşım sergilediklerinden bahsetti. Bu sebeple kediyi oradan alıp yine Bakırköy'de bir veterine kliniğe emanet ettiler. Açıkçası bende alacağım kedicik için her ne kadar atakent'te bulunan klinik bize yakın olsada yaşadığım bu olay ve yine arkadaşımın başına gelen benzer olay sebebi ile başka bir veteriner klinik bulacağım.
Ufaklığa ne olduğuna gelince. Annesinin yanında bıraktım ve bolca yaş ve kuru mamalarını da koydum. Bir kaç gün daha orada takıldılar. Hatta fotoğraflarını çekip internete koyayım belki sahiplenen olur diye düşünüyordumki sırra kadem bastılar. Ya güvenlik site dışına çıkardı yada başka bir hayvansever benden önce davranıp sahiplendi. Sonlarını malesef bilemiyorum ama yine aynı durumda bir kedicik görsem yine veterinere götürürüm ücreti ne olursa olsun.
Şu an oturduğumuz eve henüz yeni taşınmıştık ve binanın otoparkı alt katlarda bulunuyordu. Çok fazla insan dairelerine yerleşmemiş,site yeni inşa edildiği için pek çok kapı vs açık bırakılıyordu o dönem. Bir gün otoparkın içinde de bir anne ve yavru kedilerin olduğunu farkettim. Henüz yavrularını emziriyordu. Evimde her zaman acil durumlar için kuru mama bulunur. Hemen yukarı çıkıp mama indireyim dedim. Mamayı vermek üzere indiğimde farkettimki yavrulardan bir tanesinin arka ayakları oynamıyor. Hemen telaşlandım, yavruyu annesinin yanından kaptığım gibi eşimle bize en yakın Atakent'te bir veteriner polikliniğinin yolunu tuttuk. Malesef bize bakan doktor sanırım stajer yada yeni başlamış doktorlardan biriydi. Belki elli defa kediyi az önce bulduğumu, geçmişini bilmediğimi zaten annesi olduğu için geri bırakacağımı söylememe rağmen sürekli geçmişi ile ilgili sorular sordu, sanırım aklı başka yerdeydi. Muayene ederken yavruyu sabit tutamadığı için benden tutmamı istedi. Ki ben sonuçta öyle iğne yapılırken yada mıncıklanırken tutamam, içim acır. Bir de kediyi bende ilk defa görüyorum, yani elini kolunu tutma konusunda deneyim sahibi değilim.
Neyse bir şekilde aşısını yaptı, damla damlattı bunun dışında başka bir şey yapmadı yani standart muayene. Zaten muayene esnasında kedicik başladı bacaklarını oynatmaya. Çıkan fatura 160 TL'di. Kediyi dışarıdan bulduğumu ve yine yerine bırakacağımı, yani sahiplenmiş olmadığımı söylememe rağmen 160 TL. Elbette veterinerlerde para kazanacaklar ancak bu şekilde sokakta getirilen kedicikler için biz hayvan severlere indirimli fiyatlar uygulamalı ve muayene ederken biraz daha özenli olmalılar diye düşünüyorum. Daha öncede araba çarpmış bir kediyi Bakırköy'de Elif Veteriner Kliniğine götürmüştüm ve orada tedavisi için çok daha komplike iğneler muayeneler yapılmıştı ve ödediğim ücret 40 TL'ydi. Kediyi sahiplenmiş olsam bu ödeyeceğim ücretlere gocunmayacağım ama etrafımızda ihtiyaç duyan kedilerede yardım ediyoruz sonuçta ve bu tarz kliniklerinde bu yönde teşvik edici olması gerekir diye düşünüyorum.
Bu anlattığım olayda elbette veteriner kliniğin sahibini tenzih ediyorum. Sonuçta olayı o esnada muayeneyi gerçekleştiren doktor ve kasada duran kişi ile yaşadım, aynı durumu kendisi ile yaşasaydık farklı olurmuydu bilemiyorum ancak bir iki ay önce yine trafik kazası geçirmiş bir kediciği iş yerinden bir arkadaşımız oraya götürmüş ve benzer bir yaklaşım sergilediklerinden bahsetti. Bu sebeple kediyi oradan alıp yine Bakırköy'de bir veterine kliniğe emanet ettiler. Açıkçası bende alacağım kedicik için her ne kadar atakent'te bulunan klinik bize yakın olsada yaşadığım bu olay ve yine arkadaşımın başına gelen benzer olay sebebi ile başka bir veteriner klinik bulacağım.
Ufaklığa ne olduğuna gelince. Annesinin yanında bıraktım ve bolca yaş ve kuru mamalarını da koydum. Bir kaç gün daha orada takıldılar. Hatta fotoğraflarını çekip internete koyayım belki sahiplenen olur diye düşünüyordumki sırra kadem bastılar. Ya güvenlik site dışına çıkardı yada başka bir hayvansever benden önce davranıp sahiplendi. Sonlarını malesef bilemiyorum ama yine aynı durumda bir kedicik görsem yine veterinere götürürüm ücreti ne olursa olsun.
20 Eylül 2014 Cumartesi
Boşalan dolaplar, hafifleyen yürekler
Son günlerde malesef yazı yazmaya fazla vakit ayıramıyorum. Aslında hazırlayıp yarım bıraktığım bir sürü taslak yazım var ama son dokunuşları bir türlü yapamadım. Kedimi hala hevesle bekliyorum. Bir yaz geçti artık sürenin sonuna geldik. Bu kadar heyecan beklerken malesef sürede ufak uzamalar olmak durumunda kaldı. Bayramdan sonraki haftasonu Antalya'da eşli bir iş yeri etkinliği peyda oldu. Ondan bir hafta sonra ise yakın bir arkadaşımızın Balıkesir'de düğünü var. Yani ekim ayının son haftası eğer şansım yolunda giderse kedime kavuşabileceğim. Ve bir süre etkinliksiz ve haftasonlarını evde geçireceğim ki birbirimize alışalım kaynaşalım. Bu arada bende mama, kedi kumu, oyuncağı vs gibi ıvır zıvırlarını araştırıyorum internetten. Onlarıda parça parça alayım diyorum nede olsa bir ay kaldı.
Kedi hedelerinin dışında geçtiğimiz hafta mutfak üzerinde çalıştım. Kullanmadığımız fazla eşyalarımızı tespit ederek kutulamak sureti ile hepsini depoya Balıkesir'e gitmek üzere gönderdim. Kullanılmayan sürahidir, boş kaptır, tepsidir, tabaktır , promosyon bardaklar vs hepsinden kurtuldum. Sonrada kalan eşyaları kullanım sıklığına göre mevcut dolaplara yeniden yerleştirdim.Tezgah üzerindeki bazı eşyaları dolap içlerine aldım. Bu süreç yaklaşık 4 akşamımı aldı. Ama kendimi yormadım, hafta içi olduğu için zaten yorgun oluyor insan , dinlene dinlene canım istedikçe uğraştım. Öyle içim rahatladıki...Hatta dolaplardan bir tanesinide kedinin maması ve eşyaları için ayırdım. Eşyalar azaldığı için rahat rahat sığdılar. Boş yer bile kaldı ki mutfakta aman aman dolabımızda yok. Aynı uygulamayı önümüzdeki hafta giysi dolabım için yapmayı düşünüyorum. Zaten sık sık yaparım ama bir çok şeyi atmaya kıyamadığımdan geri koyarım, ama artık acımak yok ! Hafta sonu ise kanepe altlarını düzenleyeceğim. Oradada bir sürü ııvır zıvır duruyor. Herşeye hakim olup yerini bilmek çok güzel bir şey :).
Bu arada rızkıyla geliyor benim kedi çocuğum. Son yapılan yds sınavı sonucunda , sürpriz bir şekilde A kuru oldum ve çalıştığım kurum maaş tazminatı verdiği için bu demek oluyorki artık aylık aşı,mama kum masrafları dokunmayacak, hehehe. Onun için alışveriş yaparken biraz suçluluk duyuyordum abartmayayım diyordum ama artık içim rahat, ilk fırsatta o beğendiğim turmalama ağacını alacağım :))
Kedi hedelerinin dışında geçtiğimiz hafta mutfak üzerinde çalıştım. Kullanmadığımız fazla eşyalarımızı tespit ederek kutulamak sureti ile hepsini depoya Balıkesir'e gitmek üzere gönderdim. Kullanılmayan sürahidir, boş kaptır, tepsidir, tabaktır , promosyon bardaklar vs hepsinden kurtuldum. Sonrada kalan eşyaları kullanım sıklığına göre mevcut dolaplara yeniden yerleştirdim.Tezgah üzerindeki bazı eşyaları dolap içlerine aldım. Bu süreç yaklaşık 4 akşamımı aldı. Ama kendimi yormadım, hafta içi olduğu için zaten yorgun oluyor insan , dinlene dinlene canım istedikçe uğraştım. Öyle içim rahatladıki...Hatta dolaplardan bir tanesinide kedinin maması ve eşyaları için ayırdım. Eşyalar azaldığı için rahat rahat sığdılar. Boş yer bile kaldı ki mutfakta aman aman dolabımızda yok. Aynı uygulamayı önümüzdeki hafta giysi dolabım için yapmayı düşünüyorum. Zaten sık sık yaparım ama bir çok şeyi atmaya kıyamadığımdan geri koyarım, ama artık acımak yok ! Hafta sonu ise kanepe altlarını düzenleyeceğim. Oradada bir sürü ııvır zıvır duruyor. Herşeye hakim olup yerini bilmek çok güzel bir şey :).
Bu arada rızkıyla geliyor benim kedi çocuğum. Son yapılan yds sınavı sonucunda , sürpriz bir şekilde A kuru oldum ve çalıştığım kurum maaş tazminatı verdiği için bu demek oluyorki artık aylık aşı,mama kum masrafları dokunmayacak, hehehe. Onun için alışveriş yaparken biraz suçluluk duyuyordum abartmayayım diyordum ama artık içim rahat, ilk fırsatta o beğendiğim turmalama ağacını alacağım :))
13 Eylül 2014 Cumartesi
Geçen Hafta Ben ve Kedi Tuvaletinin Yeri
Merhaba,
Geçen hafta benim için oldukça yoğun geçti çünkü cuma gecesi işim gereği özel bir organizasyon gerçekleştirdik bu sebeple çok fazla kendime ve hobilerime vakit ayıramadım. Ama kısa bir özet geçeyim istedim. Önce bir önceki hafta sonundan başlayalım.Dikiş dikicem diye aşağıda gördüğünüz üzere bol bol dağıttım her yeri. Normalde bu masada yemek yeriz ama malzemelerim yayılı olduğu için mutfakta yemek yemeye başladık :)
Ne zamandır giymediğim bir kotum vardı. Bir güzel kestim iyi oldu, kot şortum yoktu. Paça kısımlarına beyaz sade güpürlerden dikmeyi düşünüyorum, kıvırma payını tam hesap edemeyip biraz fazla kısa kesmişim :/ yada kıvırmadan bu şekilde giyicem.
Bu defa bikinilerimi koymak için bir torba diktim, nasıl? Bu torba dikim işine bir süre daha devam edeceğim sanırım, pek çok kişiye hediye etmeyi düşünüyorum böylelikle dikiş olayını pekiştirmiş olurum.
Arada bunaldıkça soda açtım attım içine limon dilimini ooohh!!Filamingolarda bu esnada dans ettiler
Mudo indiriminden dayanamadım aşağıdaki şirin kahvaltı tabağından 2 tane aldım. Aslında son günlerde az eşya ile yaşama kararı aldık. Bu sebeple mutfak eşyaları ve nevresim setleri, giysilerimi sistematik olarak elden geçirip ihtiyacım olmayan eşyaları elden çıkarıyorum ve alışverişlerde kendimi frenliyorum. Bundan sonra stokçuluğa son, dolaplar boşalacak. Ancak bizimle beraber kalan eşyalar gerçekten sevdiğimiz ve zevk alarak kullandığımız eşyalar olmalı. Ben evlenirken hiç öyle tabak takımları vs almamıştım zaten kendi evimde yaşıyordum ve hali hazırda annemin evden gönderdiği fazlalık tabakları kullanıyordum. Artık onları yavaş yavaş elden çıkarıyor ve zevkime göre ufak alımlar yapıyorum.
Sonunda kedi tuvaletimiz ve taşıma çantamız geldi. Kolileri çok büyüktü bende taşıma çantasını çıkarıp tuvaletin içine koyarak tek koli şeklinde eve taşımayı başardım.
Öncelikle aldığım her iki üründe tam beklediğim gibi çıktı. Hatta tuvalet beklediğimden büyüktü bile diyebilirim.
Tuvaletin altındaki sehpa 90x90 . Üst kapağın çıkarılıp takılması çok kolay. Ürün içeriğinde belirtilmediği halde yanında filtresini de göndermişler. Filtre dediği de bence bildiğimiz siyah ince sünger. Bu arada göreceğini üzere şefaf kapağın yan ve alt kısmında 1 cm lik boşluk var. Ben bir önceki postumda bahsettiğim üzere zaten boşluk olsun havalansın istediğim için önemsemiyorum ama önemseyenler olabilir.
Yukarıda gördüğünüz ise taşıma çantası. Üst ve alt sepeti altı noktadan plastik parçalar ile sabitliyorsunuz. Biz oldukça zorlandık ama sonra bir şekilde hepsini geçirmeyi başardık. Tuvalet kendi kutusunda geldi ancak sanırım taşıma çantası açıkta depolanıyordu. Bu sebeple bir hayli pisti. Montajlamadan önce sabunla yıkamam gerekti. Şimdi mis gibi. Tozlanmasınlar diye Tuvaleti ve taşıma kabını iç içe koyup kutulayıp depomuza indirdik.
Tabi indirmeden önce bir kaç yer denemesi yaptım. En uygunu aşağıdaki gibi olacak sanırım. Hemen sağ altta gördüğünüz tuvalet. ilerideki ise taşıma kabı. Alışması için bir süre onu ortalarda tutmayı düşünüyorum. İçine yumuşak bir minder hazırlıyorum. Belki orada yatar kimbilir. Hemen onun yanına ise amerikan servis vardı evde mama kaplarının altına koyarım diye düşündüm her ikis de yeşil biraz tesadüf oldu. Yine pek kullanmadığımız seramik kaplarımız var evde onlarıda artık mama kabı yapmayı düşünüyorum.
Evet buda tam ters açıdan bir görüntü. Sokak kapısı hemen beyaz dolabın yanı.
Dairemizin planı aşağıdaki gibi,tabiki eşya yerleşimimiz bu şekilde değil. Çalışma odasında örneğin oradaki gibi yatak vs yok. Pembe nokta yemek alanını , maviler ise tuvalet için düşündüğüm yerleri temsil ediyor. Pencere yanları daha iyi olur diye düşünüyorum ama salonda koltuk yanı sorun olur mu mesela? yada küçük odada eşim sigara vs içiyor tuvalet için bile olsa o odaya girip çıkmak kediyi rahatsız etmezmi ? Banyolar malesef tuvalet koymak için küçük kalıyor. Antreye koymayı düşünüyorum dediğim herkes, orası uygun olmayacaktır , koku yapacaktır diyor. Siz evinizde tam olarak nereye kokuyorsunuz bu tuvaleti ??
Geçen hafta benim için oldukça yoğun geçti çünkü cuma gecesi işim gereği özel bir organizasyon gerçekleştirdik bu sebeple çok fazla kendime ve hobilerime vakit ayıramadım. Ama kısa bir özet geçeyim istedim. Önce bir önceki hafta sonundan başlayalım.Dikiş dikicem diye aşağıda gördüğünüz üzere bol bol dağıttım her yeri. Normalde bu masada yemek yeriz ama malzemelerim yayılı olduğu için mutfakta yemek yemeye başladık :)
Ne zamandır giymediğim bir kotum vardı. Bir güzel kestim iyi oldu, kot şortum yoktu. Paça kısımlarına beyaz sade güpürlerden dikmeyi düşünüyorum, kıvırma payını tam hesap edemeyip biraz fazla kısa kesmişim :/ yada kıvırmadan bu şekilde giyicem.
Bu defa bikinilerimi koymak için bir torba diktim, nasıl? Bu torba dikim işine bir süre daha devam edeceğim sanırım, pek çok kişiye hediye etmeyi düşünüyorum böylelikle dikiş olayını pekiştirmiş olurum.
Arada bunaldıkça soda açtım attım içine limon dilimini ooohh!!Filamingolarda bu esnada dans ettiler
Mudo indiriminden dayanamadım aşağıdaki şirin kahvaltı tabağından 2 tane aldım. Aslında son günlerde az eşya ile yaşama kararı aldık. Bu sebeple mutfak eşyaları ve nevresim setleri, giysilerimi sistematik olarak elden geçirip ihtiyacım olmayan eşyaları elden çıkarıyorum ve alışverişlerde kendimi frenliyorum. Bundan sonra stokçuluğa son, dolaplar boşalacak. Ancak bizimle beraber kalan eşyalar gerçekten sevdiğimiz ve zevk alarak kullandığımız eşyalar olmalı. Ben evlenirken hiç öyle tabak takımları vs almamıştım zaten kendi evimde yaşıyordum ve hali hazırda annemin evden gönderdiği fazlalık tabakları kullanıyordum. Artık onları yavaş yavaş elden çıkarıyor ve zevkime göre ufak alımlar yapıyorum.
Sonunda kedi tuvaletimiz ve taşıma çantamız geldi. Kolileri çok büyüktü bende taşıma çantasını çıkarıp tuvaletin içine koyarak tek koli şeklinde eve taşımayı başardım.
Öncelikle aldığım her iki üründe tam beklediğim gibi çıktı. Hatta tuvalet beklediğimden büyüktü bile diyebilirim.
Tuvaletin altındaki sehpa 90x90 . Üst kapağın çıkarılıp takılması çok kolay. Ürün içeriğinde belirtilmediği halde yanında filtresini de göndermişler. Filtre dediği de bence bildiğimiz siyah ince sünger. Bu arada göreceğini üzere şefaf kapağın yan ve alt kısmında 1 cm lik boşluk var. Ben bir önceki postumda bahsettiğim üzere zaten boşluk olsun havalansın istediğim için önemsemiyorum ama önemseyenler olabilir.
Yukarıda gördüğünüz ise taşıma çantası. Üst ve alt sepeti altı noktadan plastik parçalar ile sabitliyorsunuz. Biz oldukça zorlandık ama sonra bir şekilde hepsini geçirmeyi başardık. Tuvalet kendi kutusunda geldi ancak sanırım taşıma çantası açıkta depolanıyordu. Bu sebeple bir hayli pisti. Montajlamadan önce sabunla yıkamam gerekti. Şimdi mis gibi. Tozlanmasınlar diye Tuvaleti ve taşıma kabını iç içe koyup kutulayıp depomuza indirdik.
Tabi indirmeden önce bir kaç yer denemesi yaptım. En uygunu aşağıdaki gibi olacak sanırım. Hemen sağ altta gördüğünüz tuvalet. ilerideki ise taşıma kabı. Alışması için bir süre onu ortalarda tutmayı düşünüyorum. İçine yumuşak bir minder hazırlıyorum. Belki orada yatar kimbilir. Hemen onun yanına ise amerikan servis vardı evde mama kaplarının altına koyarım diye düşündüm her ikis de yeşil biraz tesadüf oldu. Yine pek kullanmadığımız seramik kaplarımız var evde onlarıda artık mama kabı yapmayı düşünüyorum.
Evet buda tam ters açıdan bir görüntü. Sokak kapısı hemen beyaz dolabın yanı.
Dairemizin planı aşağıdaki gibi,tabiki eşya yerleşimimiz bu şekilde değil. Çalışma odasında örneğin oradaki gibi yatak vs yok. Pembe nokta yemek alanını , maviler ise tuvalet için düşündüğüm yerleri temsil ediyor. Pencere yanları daha iyi olur diye düşünüyorum ama salonda koltuk yanı sorun olur mu mesela? yada küçük odada eşim sigara vs içiyor tuvalet için bile olsa o odaya girip çıkmak kediyi rahatsız etmezmi ? Banyolar malesef tuvalet koymak için küçük kalıyor. Antreye koymayı düşünüyorum dediğim herkes, orası uygun olmayacaktır , koku yapacaktır diyor. Siz evinizde tam olarak nereye kokuyorsunuz bu tuvaleti ??
3 Eylül 2014 Çarşamba
En İyi Kedi Tuvaleti Hangisi?
Merhaba,
Henüz bloğu yeni açtığımda bahsettiğim üzere kedimizi bayramdan sonra almayı planlıyoruz. Artık Eylül ayına girmiş bulunduğumuz için yavaş yavaş hazırlıklara başlayayım diye düşündüm. Bu sebeple de ilk somut adımı atarak ta ta taaa .....
Kedi tuvaletimizi almış bulunmaktayımm!!
Tabi öyle hemen almaya karar vermek kolay olmadı. Ara ara araştırmalar yaptım. Fikrim kırk kere değişti. Bir Avrupa Amerika gibi çılgın seçeneklerimiz olmasa da yine de internette pek çok markanın kedi tuvaleti var ve daha önce evimde kedi bakmadığım için neye dikkat etmem gerekir bilemedim. Bende biraz internetten okudum, yorumlara baktım, kedi bakan kişilerle konuştum. Elbette bin bir türlü görüş çıktı ortaya ama ben kararımı Nestor Savic marka kapalı tuvaletten yana verdim. Burada da biraz bu kutunun özelliklerinden bahsedeceğimki belki benim gibilere bir faydam dokunur. Ayrıca kullanmaya başladıktan sonra da bu yazımı edit ederek yaşadığım artı eksi deneyimleride paylaşırım diye düşünüyorum.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bence bu kedi tuvaletleri için en güzel çözüm kediyi klozete yapmaya alıştırmak. Her ne kadar imkansız gibi gelsede kulağa aslında mümkün. Böyle bir şeyin olabileceğini citty kitty ürününü görene kadar bende bilmiyordum. Pek çok online sitede satılıyordu, şimdi buraya link vermek için baktım ama galiba stoklarda kalmamış ya da ben göremedim artık niyeti olan varsa araştırır. Youtube'da da bir sürü video var. Nasıl yaparız bu işi derseniz size bir kaynak; kitapsızkedi'nin kedisi üzüm'ü klozete alıştırma hikayesi için tık.
Şimdi ben bebe kedi almayı düşündüğüm için ilk etapta böyle bir atraksiyona giremem ama biraz büyüyüpte serpilince kesinlikle denemeyi planlıyorum. İtiraf edeyim tembel biriyim ve ev işlerinden de hoşlandığım söylenemez. Çünkü temizlik konusunda insan bir ilerleme kaydedemiyor, yani temizliyorsun kirleniyor temizliyorsun kirleniyor , kısır döngü. Bu sebeple her işin pratiğine kaçmayı kıymetli zamanımın mümkün olduğunca en azını en efektif şekilde temizlik işlerine ayırmayı tercih ediyorum. Az yede temizlikçi tut dediğinizi duyar gibiyim :). Temizlikçi de tutamıyorum çünkü oturduğum çevrede temizlikçi nasıl bulunur bilemiyorum. Arkadaşlarım vasıtası ile bulduklarım da çoğunlukla meşgul, günlerimiz tutmuyor vs. bu sebeple ev temizliğini kendim hallediyorum son zamanlarda gayet iyi beceriyorumda ;). Bu kedicanın tuvalet kum işlerini de doğal olarak ben üstleneceğim, bu sebeple işleri kolaylaştıracak cin fikirlere açığım. Ayrıca klozete yapması bence kedi için de daha iyi temiz temiz kazma derdi yok, koku yok, küreklemesi için insana ihtiyacı yok. akşam gelince bir sifon oh mis. Neyse bu konuyu fazla uzattım galiba sonuçta bu klozet eğitimi işine ancak seneye girebileceğiz bu sebeple gelelim benim Nestor Savic seçmemdeki sebeplere...
En standart kedi tuvaletlerini biliyorsunuz. Aşağıdaki gibi düz dikdörtgen bir leğen şeklinde.
Daha önce kısa sürelide olsa bunlardan kullanmıştık ve etrafa çok kum saçıldığını gözlemlemiştim.. İlaveten bu defa kapaklı kedi tuvaleti almanın daha uygun olacağını düşündüm çünkü tuvaleti salonun giriş kısmına yerleştirmeyi düşünüyorum. Yani içeri giren tarafından ilk bakışta farkedilecek bir yer bu sebeple kapaklı olması önemli.
Yanda göreceğiniz savic nestor'un alt kısmı ise arka tarafı yüksek ve kumların saçılmasını belli bir oranda daha önleyebilir diye düşünmeme sebep oldu. Çünkü kediyi ilk aldığımız zaman kapağını kullanmayı düşünmüyorum. Öncelikle biraz alışması için açık olarak bu şekilde kullanacağım. Bir iki ay sonra kapak kısmı ile beraber kullanma niyetindeyim.
Ve beni cezbeden temizlerken işleri kolaylaştıracağını düşündüğüm bir özellik daha. Tepesi kısmi olarak açılabiliyor ve içindeki kumu küremek için illa üst kapağı komple çıkarmanıza gerek kalmıyor. Ayrıca bence tamamen örtülmeden bu şekilde de kullanılabilir.
Mesela sağdaki örneği düşünürseniz her gün kapağı kaldır geri tak eziyet olur diye tahmin ediyorum ve bu tip mandallı plastik ürünlerde mandal yerinde genelde erkenden bir eskime ve kırılma olur hele birde sıkı geçmeliyse çıkar tak ayrı dert. Savic Nestorda zaten kapağı tüm kumu değiştireceğim zaman bir haftalık yada iki haftalık süreçlerde çıkarıp takmak yeterli olacak gibi gözüküyor.
Buda son olarak kapağı kapatılmış hali;
Benim için Savic Nestor'a en yakın alternatif solda göreceğiniz Hagen marka tuvaletler oldu. Aslında onları da çok beğendim ve fonksiyonel olarak savic ile aynılar. Hatta bence fotoğraflarda Savic'ten bir tık daha kaliteli duruyorlar, gerçek hallerini hiç görmedim ancak tercihimi savicten yana kullanmamdaki sebep arka kısmının yüksek olması ve ucuz olmasıydı. Yani sonuçta eğer planladığım gibi tuvalete alıştırma durumu olursa zaten bir iki sene sonra artık kullanmayacağım bir ürüne dönüşecek bu sebeple çok ciddi bir bütçe ayırmak istemedim. İlaveten Hagen 'in Smart Sift modeli var. Kenarda kolu var çekiyorsunuz kakalar el değmeden atık kutusuna dökülüyor. Kedimi tuvalete alıştıramayacak olursam zaten o tip bir üründen yada kendi kendini temizleyen tuvaletlerden paraya kıyıp almayı düşünüyorum. Merak edenler , neymiş bu diyenler üstlerine tıklasınlar.
Unutmadan bir konuda bilgilendireyim. İnternetteki yorumlara bakılırsa genel olarak alanlar memnun ancak yapılan bazı eleştirilerde öndeki şefaf kapağın tam olarak kapanmadığı bu sebeple kokuyu sızdırdığı söyleniyor. Ben açıkçası zaten içinin havalanmasından yanayım. Oda can, leş gibi kokunun hapsolduğu bir deliğe girmekten hoşlanacağını sanmıyorum. Elimden geldiğince hergün kürekleyip ve en iyi kumu seçip koku olayını minimuma indirmeye çalışacağım zaten. Ayrıca kokacak kadar kaldıysa o kakalar zaten koksundan aklımız başımıza gelsin temizleyelim tuvaleti !! Böyle düşündüğüm için benim kararımı olumsuz yönde etkilemedi.
Ben en uygun fiyatı önerdiği için 42 TL 'ye Hepsi Burada alışveriş sitesinden aldım. Aslında kargo ücreti 11 tl gibi bir rakam olduğu için almayacaktım. Ancak tesadüf bu ki Moderna Marka No 1 taşıma kafesininde 30 TL gibi piyasanın çok altında bir rakama satıldığını gördüm. Üzerine birde metal tarak hediye ediyorlardı. İkis beraber kargosu 14 tl ye geldi.
Normalde Savic 52 TL'ye, Moderna Kutu ise 50 -63 tl arasında satılıyordu. Yani normalde en az 110 tl ye mal olacak ürünler, 87 Tl 'ye gelmiş oldu. Çok büyük kar ettim sayılmaz ama bir defalık kum parasını çıkardım en azından =)
Nestor Savic için tık
Moderna No.1 için tık
Son olarak boyut özellikleri ile yazımı bitireyim
Nestor Savic : 56 uzunluk x39 en x 38,5 yükseklik
Moderna No 1 : 48 uzunlukx32 en x 31 genişlik
Tuvalet temizliği konusunda varsa ipuçları çekinmeden paylaşınız !!
Sevgiler,
Henüz bloğu yeni açtığımda bahsettiğim üzere kedimizi bayramdan sonra almayı planlıyoruz. Artık Eylül ayına girmiş bulunduğumuz için yavaş yavaş hazırlıklara başlayayım diye düşündüm. Bu sebeple de ilk somut adımı atarak ta ta taaa .....
Kedi tuvaletimizi almış bulunmaktayımm!!
Tabi öyle hemen almaya karar vermek kolay olmadı. Ara ara araştırmalar yaptım. Fikrim kırk kere değişti. Bir Avrupa Amerika gibi çılgın seçeneklerimiz olmasa da yine de internette pek çok markanın kedi tuvaleti var ve daha önce evimde kedi bakmadığım için neye dikkat etmem gerekir bilemedim. Bende biraz internetten okudum, yorumlara baktım, kedi bakan kişilerle konuştum. Elbette bin bir türlü görüş çıktı ortaya ama ben kararımı Nestor Savic marka kapalı tuvaletten yana verdim. Burada da biraz bu kutunun özelliklerinden bahsedeceğimki belki benim gibilere bir faydam dokunur. Ayrıca kullanmaya başladıktan sonra da bu yazımı edit ederek yaşadığım artı eksi deneyimleride paylaşırım diye düşünüyorum.
Öncelikle belirtmem gerekir ki bence bu kedi tuvaletleri için en güzel çözüm kediyi klozete yapmaya alıştırmak. Her ne kadar imkansız gibi gelsede kulağa aslında mümkün. Böyle bir şeyin olabileceğini citty kitty ürününü görene kadar bende bilmiyordum. Pek çok online sitede satılıyordu, şimdi buraya link vermek için baktım ama galiba stoklarda kalmamış ya da ben göremedim artık niyeti olan varsa araştırır. Youtube'da da bir sürü video var. Nasıl yaparız bu işi derseniz size bir kaynak; kitapsızkedi'nin kedisi üzüm'ü klozete alıştırma hikayesi için tık.
Şimdi ben bebe kedi almayı düşündüğüm için ilk etapta böyle bir atraksiyona giremem ama biraz büyüyüpte serpilince kesinlikle denemeyi planlıyorum. İtiraf edeyim tembel biriyim ve ev işlerinden de hoşlandığım söylenemez. Çünkü temizlik konusunda insan bir ilerleme kaydedemiyor, yani temizliyorsun kirleniyor temizliyorsun kirleniyor , kısır döngü. Bu sebeple her işin pratiğine kaçmayı kıymetli zamanımın mümkün olduğunca en azını en efektif şekilde temizlik işlerine ayırmayı tercih ediyorum. Az yede temizlikçi tut dediğinizi duyar gibiyim :). Temizlikçi de tutamıyorum çünkü oturduğum çevrede temizlikçi nasıl bulunur bilemiyorum. Arkadaşlarım vasıtası ile bulduklarım da çoğunlukla meşgul, günlerimiz tutmuyor vs. bu sebeple ev temizliğini kendim hallediyorum son zamanlarda gayet iyi beceriyorumda ;). Bu kedicanın tuvalet kum işlerini de doğal olarak ben üstleneceğim, bu sebeple işleri kolaylaştıracak cin fikirlere açığım. Ayrıca klozete yapması bence kedi için de daha iyi temiz temiz kazma derdi yok, koku yok, küreklemesi için insana ihtiyacı yok. akşam gelince bir sifon oh mis. Neyse bu konuyu fazla uzattım galiba sonuçta bu klozet eğitimi işine ancak seneye girebileceğiz bu sebeple gelelim benim Nestor Savic seçmemdeki sebeplere...
En standart kedi tuvaletlerini biliyorsunuz. Aşağıdaki gibi düz dikdörtgen bir leğen şeklinde.
Daha önce kısa sürelide olsa bunlardan kullanmıştık ve etrafa çok kum saçıldığını gözlemlemiştim.. İlaveten bu defa kapaklı kedi tuvaleti almanın daha uygun olacağını düşündüm çünkü tuvaleti salonun giriş kısmına yerleştirmeyi düşünüyorum. Yani içeri giren tarafından ilk bakışta farkedilecek bir yer bu sebeple kapaklı olması önemli.
Yanda göreceğiniz savic nestor'un alt kısmı ise arka tarafı yüksek ve kumların saçılmasını belli bir oranda daha önleyebilir diye düşünmeme sebep oldu. Çünkü kediyi ilk aldığımız zaman kapağını kullanmayı düşünmüyorum. Öncelikle biraz alışması için açık olarak bu şekilde kullanacağım. Bir iki ay sonra kapak kısmı ile beraber kullanma niyetindeyim.
Ve beni cezbeden temizlerken işleri kolaylaştıracağını düşündüğüm bir özellik daha. Tepesi kısmi olarak açılabiliyor ve içindeki kumu küremek için illa üst kapağı komple çıkarmanıza gerek kalmıyor. Ayrıca bence tamamen örtülmeden bu şekilde de kullanılabilir.
Mesela sağdaki örneği düşünürseniz her gün kapağı kaldır geri tak eziyet olur diye tahmin ediyorum ve bu tip mandallı plastik ürünlerde mandal yerinde genelde erkenden bir eskime ve kırılma olur hele birde sıkı geçmeliyse çıkar tak ayrı dert. Savic Nestorda zaten kapağı tüm kumu değiştireceğim zaman bir haftalık yada iki haftalık süreçlerde çıkarıp takmak yeterli olacak gibi gözüküyor.
Buda son olarak kapağı kapatılmış hali;
Benim için Savic Nestor'a en yakın alternatif solda göreceğiniz Hagen marka tuvaletler oldu. Aslında onları da çok beğendim ve fonksiyonel olarak savic ile aynılar. Hatta bence fotoğraflarda Savic'ten bir tık daha kaliteli duruyorlar, gerçek hallerini hiç görmedim ancak tercihimi savicten yana kullanmamdaki sebep arka kısmının yüksek olması ve ucuz olmasıydı. Yani sonuçta eğer planladığım gibi tuvalete alıştırma durumu olursa zaten bir iki sene sonra artık kullanmayacağım bir ürüne dönüşecek bu sebeple çok ciddi bir bütçe ayırmak istemedim. İlaveten Hagen 'in Smart Sift modeli var. Kenarda kolu var çekiyorsunuz kakalar el değmeden atık kutusuna dökülüyor. Kedimi tuvalete alıştıramayacak olursam zaten o tip bir üründen yada kendi kendini temizleyen tuvaletlerden paraya kıyıp almayı düşünüyorum. Merak edenler , neymiş bu diyenler üstlerine tıklasınlar.
Unutmadan bir konuda bilgilendireyim. İnternetteki yorumlara bakılırsa genel olarak alanlar memnun ancak yapılan bazı eleştirilerde öndeki şefaf kapağın tam olarak kapanmadığı bu sebeple kokuyu sızdırdığı söyleniyor. Ben açıkçası zaten içinin havalanmasından yanayım. Oda can, leş gibi kokunun hapsolduğu bir deliğe girmekten hoşlanacağını sanmıyorum. Elimden geldiğince hergün kürekleyip ve en iyi kumu seçip koku olayını minimuma indirmeye çalışacağım zaten. Ayrıca kokacak kadar kaldıysa o kakalar zaten koksundan aklımız başımıza gelsin temizleyelim tuvaleti !! Böyle düşündüğüm için benim kararımı olumsuz yönde etkilemedi.
Ben en uygun fiyatı önerdiği için 42 TL 'ye Hepsi Burada alışveriş sitesinden aldım. Aslında kargo ücreti 11 tl gibi bir rakam olduğu için almayacaktım. Ancak tesadüf bu ki Moderna Marka No 1 taşıma kafesininde 30 TL gibi piyasanın çok altında bir rakama satıldığını gördüm. Üzerine birde metal tarak hediye ediyorlardı. İkis beraber kargosu 14 tl ye geldi.
Normalde Savic 52 TL'ye, Moderna Kutu ise 50 -63 tl arasında satılıyordu. Yani normalde en az 110 tl ye mal olacak ürünler, 87 Tl 'ye gelmiş oldu. Çok büyük kar ettim sayılmaz ama bir defalık kum parasını çıkardım en azından =)
Nestor Savic için tık
Moderna No.1 için tık
Son olarak boyut özellikleri ile yazımı bitireyim
Nestor Savic : 56 uzunluk x39 en x 38,5 yükseklik
Moderna No 1 : 48 uzunlukx32 en x 31 genişlik
Tuvalet temizliği konusunda varsa ipuçları çekinmeden paylaşınız !!
Sevgiler,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
yeniden merhaba , kedi mamaları ile ilgili ayrıca detaylı yazılar hazırlayacağım fakat ondan önce arada aklıma gelen soruları ve interne...
-
Merhaba, Bugün hastalığı keşfedeli üç gün oluyor. Aslında içimden yazmak gelmiyor artık ama aynı durumda olabilecek bizim gibi umutsuzca ç...
-
Merhaba, Henüz bloğu yeni açtığımda bahsettiğim üzere kedimizi bayramdan sonra almayı planlıyoruz. Artık Eylül ayına girmiş bulunduğumuz i...
-
Hastalığı ilk öğrendiğimden beri aklımdan geçen cümlelerden biri bu olmuştu. Sen daha miniciksin 9 aylıksın yaşını bile doldurmadın ki M...