Miskin' in durumu artık oldukça kötü. Malesef hastalık reflekslerini ve dengesinide ele geçirmiş durumda... Bugün birde yediklerini kusmuş. Sanırım son dönemeçteyiz. Çok mücadele ettik ve çok uğraştık ama olmuyor, hiç bir iyi işaret yok, gün geçtikçe çöküyor oğlum.
Bugün veterinerimiz durum artık çok ciddi bir boyut alıp ağrı ve acıları çok olduğu zaman ben size haber vereceğim dedi. Ben öldürmeyi tercih etmem ama o noktada karar sizin olacak dedi. Bir parça içim rahatladı çünkü acaba çokmu acı çekiyor, tedavi ederek boşunamı acısını uzatıyoruz diye düşünüyordum. En azından şimdi zamanı geldiğinde bileceğiz. Böyle bir şeyi ilk defa söylediğine göre demekki zaman yaklaşıyor belki bizi hazırlamak ve konu hakkında düşünmemizi sağlamak istemiştir.
Ev o kadar boş ve anlamsız geliyorki miskin olmadan, anlatamam. Teşhisi ilk öğrendiğimiz güne kıyasla bir aydır ayrı yaşadığımız için bir derece daha metanetli oluyor insan. İlk günler çok daha zor olmuştu ama yinede bugün ayakta duramadığını ve dengesinin bozulduğunu görmek ikinci bir yıkım oldu. Ne kadar ağlasamda içim açılmıyor, ferahlama hissedemiyorum bir türlü belki buraya yazarsam içimi dökebilirim diye düşündüm.
Eğer ben şimdiki bilgilerime miskini bulduğum zaman sahip olsaydım ne yapardım biraz onlardan bahsedeyim. Ben veteriner değilim, uzman hiç değilim bütün yazacaklarım benim görüşüm ve tercihlerim. Bir kere onu sokaktan bulduğum için ne kadar sağlıklıda gözükse rutin aşılarını yaptırmak yerine kan tahlili yaptırırdım. Corona, tokso ve felv, fiv testlerini yaptırırdım. Evet bunları toplayacak olursanız hepsi bir dünya masraf eder ama inanın şuan harcadığımız paranın onda biri etmez. İşin manevi kısmına girmiyorum. Böyle testleri o zaman yaptırabileceğimi bilseydim yaptırırdım, sonuçta veterinerler kedinizi bir sorunu yoksa sağlıklı kabul ederek işlem yapıyorlar bu sebeple bu tarz testleri yaptıralım mı diye sormuyorlar. Bütün tahlillerden sonra çıkacak sonuçlara göre aşı faslına geçerdik.
1) Kısırlaştırma için en azından bir buçuk yaşını beklerdim. Kediler iki yaşına yani erişkinlik dönemlerine kadar bağışıklık sistemleri oturmuş olmuyor bu sebepele zaten fip en çok iki yaş atlı kedileri ve yaşlı kedileri (on yaş üstü ) etkiliyor. Bu sebeple coronalı bir kedim varsa kısırlaştırmayı erteleyebildiğim kadar ertelerdim. Kısırlaştırma için en hafif narkoz yöntemi ne ise onu araştırıp veterinerimin o yöntemi kullandığına emin olurdum. Çünkü fip gibi hastalıklar en çok ameliyat sonraları patlama gösteriyor.
2) Yolculuklara çıkarmamayı tercih ederdim. Çünkü düzeni bozuluyor ve saatler süren bir araba yolculuğu kedilerş ciddi strese sokuyor.
3)Asla ama asla kedi pansiyonuna bırakmazdım ki ben bırakmadımda. Bu ister tek odada bakıldığı bir yer olsun, ister veteriner pansiyonu, ister başka şey. Çünkü kediler coronayı dışkıları yolu ile saçıyorlar. Coronalı bir kedinin aynı pansiyonda yada bir kaç ay evvel bile olsa aynı odada kalmış olması oranın virüslendiği anlamına geliyor. Ve bu virüs halı, kumaş gibi yüzeyler gömülü olarak 7-8 ay yaşayabiliyor. Yani siz kedinizi tek bakılan bir pansiyona bırakıyor olsanız dahi, o odada kalan coronalı bir kedinin virüsleri çoktan etrafa yerleşmiş oluyor. Toplu olarak serbest bakılan yerleri söylememe gerek yok heralde.
4) Dışarıya çıkarmazdım. Ben bu deneyimi yaşamadan önce amaan nolcak canım dışarı çıkarmadan olurmu, bütün hayatı dört duvar arasındamı geçicek yazık değilmi diye düşünürdüm. Eğer bahçe katı bir evniniz yok yani ona sürekli dışarı çıkmanın rahatlığını sağlayamıyor yada hali hazırda kedinize bahçede bakmıyorsanız ara sıra çıkarmanın hiç bir mantığı yok. Tam tersine her çıkarışta risk almış oluyorsunuz. Hem dışarı çıkmanın stresini yaşatıyor hemde mikroplara açık hale getirmiş oluyorsunuz. Burada ufak bir dipnot.Normalde dışarı çıkmaya alışkın bir kediye birden bire dışarıyı yasaklarsanız oda iyi olmayabilir çünkü bu defa yine strese girebilir. Kısaca bir karar vermek lazım ya sürekli evde bakılacak yada sürekli dışarı çıkma imkanı olacak ikisinden birini seçmek bence en doğrusu. Emin olun evde yaşaması böyle pis bir hastalığa kurban gitmesinden çok daha iyidir.
5) Beslenme planı hazırlardım. Alması gereken tüm vitaminler mineraller herneyse aylık planlar halinde önceden veteriner ile görüşüp almasını sağlardım. Mesela virüsler en çok mevsim geçişlerinde özellikle sonbahar ilkbaharda etkinliklerini artırıyormuş bende bu geçiş dönemleri için tedbir alırdım. Kısırlaştırma ameliaytını mart ayında değilde temmuzda yaptırırdım mesela en basitinden.
Güncellemeleri kırmızı ile yapıyorum böylece yazıyı ikinci kere okuyacak olan kişiler olursa değişiklik olduğunu görebilsinler.
6) Başka kedinin kullandığı oyuncakları almazdım. Miskin daha ufakken bir arkadaşım daha önce baktığı kedilerinden tırmalama tahtası kaldığını verebileceğini söylemişti. Bende daha büyük bir tahta alana kadar kullanmak üzere kabul etmiştim. Şimdi düşünüyorumda belki de o tırmalama tahtası ile geldi virüs eve bilemiyorrki insan. Bu sebeple siz siz olun başka kedinin kullandığı hiç bir eşyayı evinize sokmayın
7) Miskin'in evde yalnız kalması hiç içime sinmiyordu. Bu kötü olayı yaşamamış olsaydık eğer zaten bir arkadaş daha almayı planlıyordum yanına ama hastalık ortaya çıkınca kısmet olmadı. Şimdi diyorumki keşke tek kedi olarak bakacağıma Miskin daha küçükken yanına bir arkadaş daha alsaydım. Belki onu evde yalnız bırakarak hata ettim. İki kedi bence tek kediden daha avantajlı olurdu, evde içim rahat yalnız bırakırdım.
8) Hemen bir önceki madde ile yakından alakalı bir konu. Evde hali hazırda kediniz var ise yanına arkadaş almadan önce mutlaka corona ve diğer virüsler ile ilgili testlerini yaptırın. Siz sokaktan başka bir can kurtarıyorum diye düşünürken aslında evinize coronayı sokuyor ve geri dönülmez bir sürece adım atıyor olabilirsiniz. Fip fighters 'ta kedileri ölen pek çok insan yazısında hep bu pişmanlıklarını dile getiriyor. Ters taraflı düşünecek olursanız kendi kedinize yaptıracağınız test sonucunda corona pozitif çıkarsa eğer başka bir canı evinize almamanızı öneririm. Bu sefer onun hastalığının sebeplisi olabilirsiniz...
9) Corona virüsünün aşısı bulunmuyor. Pfizerin çıkardığı bir aşı var ama koruyuculuk değeri %50 gibi bir şey ve Türkiye'de bulunmuyor çok şaşırdınız değil mi, zaten gerekli bir ilaçta Türkiye'de bulunsa...
10) Tuvaletini daha sık temizlerdim. Ben bol kum koyduğum için bazen gün aşırı temizlik yapıyordum ama kendi dışkısından bu virüsle tekrar enfekte olabileceğini bilseydim her gün istisnasız bahanesiz temizlerdim.
Sanırım şimdilik aklımdaki her şeyi yazdım, daha da bir şeyler gelirse edit ederek ekleyeceğim. Dediğim gibi bunlar benim doğrularım. Herkese göre farklı olabilir , herkes katılmayabilir, ama ben bazı şeyleri başa sarabilseydim bu dediklerime maksimum önem gösterirdim.
Son olarak kedinizin sağlık masrafları için aylık mutlaka bir kenara birikim yapmanızı öneririm. En ufak testler bile çok masraflı olabiliyor onun içinde maddi manevi her zaman hazırlıklı olmak lazım.
Eğer yazımı sonuna kadar okuduysanız şimdi doğruca kedinizin yanına gidin ve sımsıkı sarılın ona ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha söyleyin. Boncuk gözleriyle yüzünüze deli mi ne diye bakacaktır muhtemelen :) ,
Miskine bir şey olursa buraya yazabilirmiyim bilmiyorum bir daha... Buda benim veda yazım olsun sizlere. Son bir aya kadar çok keyifliydi her şey, iyi bir yazar değilim ama yazıyordum işte kendimce bir şeyler.
Bir gün tekrar görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın dostlar, kendinize ve kedilerinize çok iyi bakın.
Kedisini FİP hastalığından kaybetmiş olanlar için;
Bizim veterinerimiz daha hastalığın ilk teşhis edildiği gün evinize 7-8 ay boyunca başka bir kedi sokmayın diye uyarmıştı. Zaten uzun bir süre yeni bir kedi almayı düşünmüyorum ama bu konu da yapılması gerekenleri aklımdayken yazayım. Corona virüsü kediniz evde olmasada 1-2 ay rahatlıkla etkinliğini koruyan bir virüs. Çünkü kedinin katı dışkısı ile ortama yayılıyor. Kediler dışkılarını kum kaplarına yapıyor ama patikleriyle örtüyorlar biliyorsunuz. Birazı mutlaka patiğe yapışıyor ve kimbilir nerelere kadar yayılıyordur. Sonuçta virüs bu boyutları inanılmaz küçük. Koltuklarınızın içine, halılarınıza, oyuncakların içine yerleşebiliyor ve uzun süre kendini konak bulmak üzere kapatabiliyor.
Bu sebeple yeni bir kedi edinmeden önce mümkünse hasta kedinizin tuvalet kabını atın.
Tüm oyuncaklarını yıkayın ve güneşte kurutun. Aynı şekilde tırmalama tahtasını su ve çamaşır suyu karışımını püskürtmeli bir şişeye koyarak onunla dezenfekte edebilrsiniz. Bu hafta sonu ben ağacı demonte edip öyle yapmayı düşünüyorum , sonrada güneşte kurutacağım. Bütün evi dip bucak süpürgeyle çekip, yine çamaşır suyu karışımı ile tüm zeminleri mobilyaları oynaratak sileceğim. Evdeki bütün koltuk örtüleri yıkanacak. atılabilir olan sandalye minderleri var zaten eskimişti onları atıyorum. Böylece elimden geldiğince bu pis corona'dan kurtulmuş olacağım.
18 Mayıs 2015 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
yeniden merhaba , kedi mamaları ile ilgili ayrıca detaylı yazılar hazırlayacağım fakat ondan önce arada aklıma gelen soruları ve interne...
-
Merhaba, Bugün hastalığı keşfedeli üç gün oluyor. Aslında içimden yazmak gelmiyor artık ama aynı durumda olabilecek bizim gibi umutsuzca ç...
-
Merhaba, Henüz bloğu yeni açtığımda bahsettiğim üzere kedimizi bayramdan sonra almayı planlıyoruz. Artık Eylül ayına girmiş bulunduğumuz i...
-
Hastalığı ilk öğrendiğimden beri aklımdan geçen cümlelerden biri bu olmuştu. Sen daha miniciksin 9 aylıksın yaşını bile doldurmadın ki M...
Ne diyeceğimi bilemediğim için birşey yazamıyorum. Hergün sizden iyi bir haber gelmesini bekliyorum. Kendimi sizin yerinize koyma düşüncesini hayal dahi etmek istemiyorum. Boğazım düğüm düğüm oluyor. Bizim de iki kedimiz var ama ilk kedinin yeri elbette bambaşka oluyor. Rabbim onların acısını inşallah bizlere yaşatmaz. Belki burası sanal ortam ama yanınızda olduğumuzu bilin lütfen. Dualarımız, desteğimiz sizinle beraber. Miskin sizin onu ne kadar çok sevdiğinizi çok iyi biliyor emin olun. Birbirinizin hayatlarına dokunarak renk kattınız. Bu paha biçilemez bir servet. Mucizelere inanmadığınızı söylemiştiniz ama bence onlar mucizenin ta kendileri. Eminim siz de öyle düşünüyorsunuzdur. Bu dünyada bir hayvanla nasıl bir bağ kurulacağını bilmeyen anlamayan yaşamayan o kadar çok insan var ki. O yüzden ben kendimizi şanslılardan sayıyorum. Belki kısa belki uzun ama onlar bizim hayatlarımıza girerek bize bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyorlar. Her ne olursa olsun onların kalplerimizdeki pati izleri asla silinmeyecek.
YanıtlaSil
SilTeşekkür ederim mesajınız, dualarınız ve güzel sözleriniz için.
Evet aslında mucizenin ta kendisi onlar...çok güzel bir 9 ay yaşattı bize ama şimdi aniden hayatımıza girdiği gibi anidende gitmek zorunda bunu kabul etmek çok zor geliyor. İlk kedi olması ve tek olması belki bizi birbirimize daha fazla yaklaştırdı. Kendini zaten kediden çok insan sanıyordu bence :). İyi huylu bir kediydi ve sevgisini her zaman cömertçe gösterirdi. Hala serum takılı patisiyle bile bana masaj yapmaya çalışıyordu saftiriğim. Böyle olunca başına gelen bu kötü olaya tahammül etmek daha da zor oluyor. Ama artık yapacak bir şey kalmadı mecbur bekliyoruz, muhtemelen bir hafta içerisinde hikayenin sonuna gelmiş olacağız.
iki kedi almakla ne iyi etmişsiniz, ben miskin'e tek bakmış olduğum ve evde yalnız geçirdiği onca zaman için şimdi çok pişmanım. Şartlar böyle olmasaydı bir arkadaş almayı planlıyordum ama kısmet olmadı işte.
Size kedilerinizle uzun, sağlıklı ve musmutlu bir hayat dilerim...
Sizi aylar öncesinden takip etmeye başladım ama hiç yorum yazamadım bikaç defa denedim ama yollanmadı.blog işlerinden anlamıyorum malesef.bakalım belki bu da gitmez..
YanıtlaSilSanırım yollamayı başardım.acınızı paylaşıyorum ve Miskin için dua ediyorum :(
YanıtlaSilSize buradan ulaşamayınca instagramdan faceden vs ulaşmaya çalıştım ama isminizi göremediğim için başarılı olamadım.teselli etmek çok çok zor ama yanınızda olduğumu ve sizi düşündüğümü söylemek istedim.aylar önce bir kedi sahiplenmeyi isteyince bilgi sahibi olmak için nette gezinirken hemen blogunuz karşıma çıktı.ve önerilerinizden çok faydalandım.bunun için ayrıca çok teşekkür ederim.kum kabını mesela sizinkinden aldım.alerji,oyuncaklar,kum markaları vs.kedinize verdiğiniz önem,ilgi,alaka çok takdir edilesi,her kedisever geçinen insanın olmadığı kadar hem de.aynı bir evlat gibi.benim 2 çocuğum var,6 aylık Alaskamız da 3.çocuğum gibi.bşr kediyle aynı evi paylaşma düşüncesi bana millerce uzak iken kızımın depresyona girecek derecede kedi istemesiyle kırılan önyargım sonucu 4 aydır ailemizin bir parçası.insan gerçekten bağlanıyor.sizi çok iyi anlıyorum.elden bişey gelmeyince insan daha kötü oluyor.2 çocuk annesiyim dedim ama aslında 3 kez doğum yaptım.2.evladımı cennete yolladım.herkes bu dünyada öyle yada böyle ilahi bir sınanma içinde.bizi bizden daha çok düşünen,seven ve gözeten ilahi bir varlık var ve aslında hepimiz birer piyonuz.herşeye yetişmemiz mümkün olmuyor malesef.güçsüz ve aciz varlıklarız.bunu kabullenip teslim olmak,duaya sarılmak,herşeyin gizli bir hikmeti var diye düşünüp geniş perpektifte düşünmek belki biraz olsun acımızı hafifletip kalplerimize inşirah verir.tabi,sıcağı sıcağına bunları tatbik etmek kolay değil.ama yaşanılan herşey birer tecrübe,bir sonraki yaşanılacaklar için...
Bence Miskincik size sahip olduğu için çok şanslı.sizinle çok mutlu yaşadı,ona evlat gibi baktınız,şımarttınız,sokakta olsaydı asla bu kadar mutlu olamayacaktı şüphesiz...
Başınızı şişirdim kusura bakmayın.ama lütfen yazmayı bırakmayın.sizin gibi insanlara ihtiyacımız var çünkü.siz kedisinin önüne alelade bir kuru mamayı atıp gerisini düşünmeyen kedi sahiplerinden değilsiniz çünkü.benim gibi kumunun çeşidine,markasına,mamasının içeriğine dikkat eden,günlük çiş kaka sayısını belki sayan,içtiği su miktarına dikkat eden sorumluluk ve vicdan sahibi gerçek bir kediseversiniz.
Merhaba, ismimi yayınlamak istemedim çünkü böyle daha rahat yazılar yazarım diye düşünmüştüm açıkçası, kimseye blog açtığımıda söylemedim :) bir iki kişi haberdar. Bana istediğiniz zaman kedimibeklerken@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.
SilÇok teşekkür ederim güzel yorumunuz için faydalı olabildiysem ne güzel bloğum amacına ulaşmış demekki.
Kaybınız için çok üzüldüm. Nasıl ifade etsem ne desem bilemedim, keşke böyle acılar ile test edilmesek ...İnsanlar ufak çocukları olunca genelde evcil hayvan edinmeye daha mesafeli oluyorlar sanki ama sizi tebrik ederim bence çok doğru bir karar vermişsiniz hem kendiniz hem çocuklarınız için. Bende kediye köpeğe çok düşkün bir çocuktum ama ailem hiç bir şekilde izin vermiyordu. Evlendim bu defa eşim istemedi.İkna etmek için çok uğraştım üç yıl sonunda ettimde ve Miskin hayatımıza girdi ama şimdi onu kötü bir şekilde kaybediyorum. Belki bir türlü teselli bulamayışımın sebeplerinden biri de bu. Tam sonunda kavuştum derken kaybetmek..Size çocuklarınızla ve Alaskanızla uzun, mutlu sağlıklı ömürler diliyorum. Siz de bu kadar araştırdığınıza göre çok önem veriyorsunuz, 3. çocuğum gibi diyorsunuz ne güzel böyle kedi sahiplerinin olduğunu bilmek.
Kendimce özen gösterdiğimi düşünüyordum ben de Miskin'e ama yetmiyomuş işte. Hiç böyle bir hastalığın varlığından haberdar değildim, Miskin elbet bir gün ölecekti ama hiç böyle olacağını hayal etmemiştim işte. İnsan başına geleni yaşamaya mecbur, kendi vaktimiz gelene kadar devam edeceğiz.
Dileğim o ki bu yazılar ve uyarılar sayesinde belki başka kediler aynı kaderi paylaşmaz Miskin'in kaybı boşu boşuna olmaz.
Yukarıda yazdığınız sahneleri şuan bire bir yaşayan, yazarken hissettiğiniz duygulara bire bir sahip olan, o çaresizlikle yüreği kavrulan, güzek Kilyos'umun annesiyim ben. Savaşımız devam ediyor. Yukarda yazdıklarınızın bire bir aynısı. Ağlama krizlerine girip, sonra bir anda sessizliğe bürünüyorum. Onu kaybetme korkusundan kalbimi yeni yutmuş gibiyim, boğazımda duruyor sanki. Sonumuzun ne olacağını bilemiyorum. Ufacık umutlara sığınıyorum. Tıpkı sizin gibi, elimizden gelenin fazlasını yapmak için çabalıyoruz. Yazdığınız her kelime bu yüzden yüreğime dokunuyor benim. Okumak canımı acıtıyor, ama paylaşımlarınızın çok kıymetli olduğunu bilerek devam ediyorum okumaya. Çok korkuyorum. Korkum ağzımdan kulaklarımdan fışkırıyor. Miskin'i düşünüyorum. Sizin o an ki çabanız, benim şuan ki mücadelemle ne kadar aynı diyorum. Yalnız değilim diyorum, ama yetmiyor, iyi hissettirmiyor gene de. Savaşımız devam ediyor. Devam etmesi için her şeyi yapacağımı biliyorum.
YanıtlaSil