DENEDİĞİM ÜRÜNLER

1 Şubat 2017 Çarşamba

Sıla, Tarçın ve Charlie'nin Hikayesi

Merhabalar,

Takip edenler bilir şuradaki yazımda hikayenizi benimle paylaşırsanız bloğumda yayınlayabilir ve benzer yollardan geçen insanlar olarak birbirimize destek olabiliriz demiştim. Bence ne kadar çok yaşanmışlık o kadar çok ihtimalin farkında olmak demektir. Kim bilebilir belki bizim hikayemizdeki bir parça başka kişiyi çözüme götürebilir...

İşte bu çağrıya kulak veren Sıla Hanım, kedileri Tarçın ve Charlie ile yaşadıkları hikayeyi paylaşmış, kendisine çok teşekkür ediyorum. Ben sonuna kadar nefesimi tutarak okudum, ne olursa olsun her şeye inat vazgeçmemenin, umudu kaybetmemenin ne kadar önemli olduğunu bana bir kez daha hatırlattı..

"Merhaba blogunuzdaki yazılarınızı okuduktan sonra ben de size hikayemi anlatmak istedim. Öncelikle belirtmek istiyorum ki blogunuz özellikle kedisi fip hastalığına yakalanmış insanlar için çok büyük bir destek.. Miskin kedinizi kaybetmenize çok üzüldüm fakat paylaştığınız yazılarla hep yalnız olmadığımı hissettim bu yüzden size çok teşekkür ederim.. Biz yaklaşık 2 sene önce tatlı mı tatlı iki minnak kedi sahiplendik.Küçüklükten beri hep hayalimdi kedi veya köpek sahibi olmak. Bu iki kedicik çok iyi anlaşan kardeşlerdi hiç kavga etmezlerdi. Oyun oynayışları, sarılıp uyuyuşları o kadar mutlu ediyordu ki beni... Kısa sürede ikisine de çok bağlandım, çok alıştık birbirimize... Bir tanesinin adı Charlie. Charlie çok akıllı, çok hareketli, kıpır kıpır bir sevgi yumağı idi. Kardeşi Tarçın ise biraz daha çekingen ve ürkek idi bunun sebebinin büyük ihtimalle bacağındaki sakatlık olduğunu düşündük. Yürürken sendeliyordu ve bazen bacağı titriyordu. Veterinere götürdüğümüzde ömrünün çok uzun olacağını sanmıyorum tarzında şeyler söylemişti. Onun yürüyüşünü her gören insan da moral bozmak istercesine bana bunu söylüyordu. Bir gün hiç beklemediğimiz bir şey oldu. Biz Tarçın hastalanabilir diye beklerken, yaşama sevinciyle ve enerjiyle dolu kedimiz Charlie hastalandı. Önce iştahı kapandı sonra hareketsizleşti. Birçok veterinere götürdüysek de teşhis koyamadılar. Kedi bu sürede iyice kötüleşti. Bir şeyler yapın, kurtarın beni der gibi bakıyordu fakat biz bi şey yapamiyorduk. Bazı veterinerler serum verdi bazıları şeker hastası dedi. Hatta bir veteriner boynu kırılmış dedi alakasız bir biçimde. Sonra çekilen röntgenler vs. Bunun da doğru olmadığını kanıtladı. Tüm bu teşhis koyma çabaları sırasında kedimiz gittikce daha da kopuyordu hayattan. Ben çaresiz bir biçimde ne yapabilirim diye düşünürken veterinerler ise " birkaç güne kalmaz ölür" gibi şeyler söylediler. Çok üzgündüm. Kedimin yardım ister gibi bakışları, o halde iken bile okşadığımda mırıldaması, benim onu yaşatmak için son çırpınışlarım... Ve kedim kısa süre içinde göçtü dünyadan. Tarif edilemez bir acı. Artık Charlie için yapabileceğim tek şey, kardeşi Tarçın'ı en iyi şekilde yaşatmak idi. Tarçın'a sımsıkı sarıldım, o bana destek oldu kardeşinin yokluğunda. 
Fakat şaşırmamak gerek ki çok geçmeden aynı hastalık Tarçın'da da boy gösterdi. Yine aynı belirtiler. Hareketsizlik, iştahsızlık, ufak epilepsi krizlerine benzer krizler. Bu defa aynı hataları tekrar yapmamak adına farklı veterinerlere gittik. Yavaş yavaş şekilleniyordu teşhisler. Uzak, pahalı demeden en iyi veterinerlere gitmeye çalıştık. Tabii bu sıralarda kortizon tedavisine başladık, çok da işe yaradı bu dönemde Tarçın'ı ayakta tuttu. O hastayken çoğu gece ben de uyuyamadım, uzun bir süre gülemedim bile. Hep onun yanında oldum hiç birakmadim. Birçok test yapıldı, birçok kontrol... Ve sonunda teşhis koyuldu! Beynine yerleşen FIP sonucunda hidrosefali oluşmuş idi Tarçın'da. Kardeşi Charlie de büyük ihtimalle ıslak fip sonucu ölmüştür diye düşündük. Böylece her şey yerli yerine oturdu.  Bir yandan teşhis sonunda koyuldu diye sevindim, öteki yandan kedilerimin talihsizliğine ve elimizden pek bir şey gelmeyecek olmasına üzüldüm. İki tane şurup ve bir tane hap verildi. (Belki merak eden, kullanmak isteyen olur diye ilaçların isimleri: Keppra, Deltacortril, Zitromax.) Ameliyata girip beynindeki su toplanması biraz geçirilebilirdi fakat hem ameliyat çok riskli idi hem de sonuçta hastalığı tamamen geçmeyecekti ameliyat ile. Bu yüzden artık evde ilaç tedavisine başladık. İlaçlarını hiç aksatmadan günü gününe saati saatine verdim. Etrafimdaki herkes ( veterinerler, ailem, arkadaşlarım...) onun pek fazla yaşayamayacağını düşünüyordu. Etrafımdaki insanlar " üzme kendini, yeni kedi alirsin" gibi salakca cümleler kurdukca sinir oluyordum. Zaman zaman ben de umudumu yitirdim ama asla vazgeçmedim. Bazen insanlar zayıflığı ve topallayarak yürüyüşünden dolayı kedimle dalga bile geçtiler. Üzüldüm elbette çok üzüldüm fakat insanların ne dediğini umursamamak gerektiğini öğrendim. Pek yaşamaz denilen kedim Tarçın şimdi iki buçuk yaşlarında. Kilo aldı, görünümü çok sağlıklı. Neşeli ve hareketli. Umarım böyle devam eder. Çok mutluyuz. Neşeli mırıltıları ve bana sıcacık sarılışı ile uyandığım her gün dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyorum.
Hikayemi paylaşabilirsiniz. Sadece kedisi fip hastası olan insanları değil  hayvanlarının hastalıkları ile mücadele eden, umudunu yitirmemesi gereken tüm insanları umutlandırmak isterim. Umudunuzu kaybetmeyin, güçlü kalın. "

Sıla Hanım size Tarçın'la upuzun ve sağlıklı ömürler dilerim. Charlie için ise çok üzüldüm, diğer meleklerin yanında huzur içindedir umarım. Ne olursa olsun umudu kaybetmemenin tedaviye devam etmenin öneminin canlı kanlı örneğisiniz. Dediğiniz gibi kim ne derse dersin kulak asmamak, insanların patavatsızca yaptıkları yorumları duymamak lazım bazen. Eminim çok daha güzel günler sizi bekliyor. Hikayenizi paylaştığınız için tekrar teşekkürler.

Sevgiler

M

3 yorum:

  1. Merhaba Kedi Beti, Merhaba Sıla Hanım,
    Miskin ve Charlie için çok üzüldüm. Tarçın'ın durumu ise inanılmaz umut verdi bana. Bunlar sadece bildiklerimiz, maalesef yüzlerce hayvan telef oluyor... FIP makalenizi Cuma günü okudum ilk kez. Bugün Sıla hanımın yazdığı yazıyı da görünce umutlarım yeniden yeşerdi. Benim kendi evimde 6 ve 7 yıl önce sahiplendiğim iki tane evladım var. Paytak ve Pançik :) 8 Şubat'ta ise nişanlımın için barınaktan büyük kediler yüzünden bir kenara sinip kalan, sağ arka bacağı kırılıp kendi kendine kaynamış, kuyruğu kırık ayrıca mantar hastası böcük mü böcük mini mini simsiyah bir yavru evlat edindik. Adını da Hayko koyduk. Hayko için ilk olarak iç-dış parazit ve mantar tedavisine başlandı. Doktorumuz 3 aylık gibi gözüküyor ama dişlerine bakarak 4-5 aylık civarı diyebilirim gelişememiş yavru dedi. Mantar tedavisini bitirdik (15 gün arayla iki kez ilaç enjekte edildi) 15-20 gün gibi bir süre de epey palazlandı. İnanılmaz eğlenceli kıpır kıpır bir kedi oldu. Göbüş yaptı. Çok insan sevdalısı çıktı oğlumuz. Karma aşısı yapıldı. Karma aşıdan sonra oğlumuzun önce arka sağ ayağında dengesizlik hemen sonrada her iki tarafa doğru da denge kaybı oluştu. İlk önce kırılıp kaynamış yerden kaynaklandığını düşündük. Ertesi gün denge kaybı ciddi şekilde arttı. Cuma akşamı kliniğe gittik ve Corona Virus testi pozitif çıktı :( o üç günde yavrum resmen eridi. Çok şükür yemek yiyor ama aynı gün tuvaletini tutamamaya da başladı. Ayrıca organlarında bir tahribat olup olmadığına bakmak için başka bir kan testi de yapıldı. Doktorumuz organları iyi durumda, kuru form da Fip diye düşünüyorum biraz agresif bir kortizon tedavisi uygulayalım ve gidişata göre yol alacağız dedi. Dün ziyarete gittiğimizde karnında şişlik hissettim ve nöbetçi hekime söyledim. Karnında ki şişlik idrardan ötürüymüş. Kendileri çişini yaptırıyor şu anda Hayko'ya. Cuma akşamı onu o klinikte bırakmak, o boncuk boncuk minicik gözleriyle çaresizce bakışı aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Terk edildiğini düşünüp strese girer mi, onun yaşama sevincini yok eder mi düşünmekten delireceğim. Sıla hanımın yazısını okuyunca gerçekten umudum arttı. Sinirsel formda dedi doktorumuz. Diğer iki kedimin değişik zamanlarda ve çeşitli rahatsızlıklarda yaptığı nokta atışı tedavileri, güler yüzü ve gerçekten hayvanlara olan şefkatini yüreğimde hissettiğim için başka doktor kesinlikle düşünmedim. Şimdi Sıla hanım size sormak istiyorum. Charlie'nin de tuvaletini minik minik kaçırdığı ve çişinden ötürü karnının şiştiği oluyor muydu? Dün bebeğimi kucağıma aldığımda mırıldaması dünyalara değişilmezdi. O tutmayan poposuyla evladım tuvalet kabına çıkmaya çalışıyor boş boş duruyor sonrada yapmadığı tuvaletin üstünü örtüyor :( Yavrum hala yemeğini yiyor. Eğer çiş problemi olmasaydı evde ilaçla tedaviye verecektim ama çişini yaptırırken başka bir zarar verilmemesi adına yatara devam etmek istiyorum dedi. Çiş çok önemli üre açısından biliyorum. Charli'ye hiç kortizon tedavisi uygulandı mı? Ya da bu doğru bir tedavi başlangıcı mı? Ya biryerde hata yaparsam diye içim içimi yiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok geçmiş olsun Dilek Hanım, umarım en kısa sürede hastalıklarını atlatır ve eski neşeli günlerine döner haykocuk. Aşıdan sonra oldu demişsiniz ya acaba aşı da kötü yönde etkilemiş olabilir mi ? Daha önce mailleştiğim bir kişi kediciklerinin aşı vs her türlü tedavi maddesine karşı bünyesinin aşırı tepki gösterdiğini yazmıştı. Elbette veterineriniz en iyisini bilir umarım bu zor durumdan en kısa sürede kurtarırlar onu. Sıla Hanım yorumunuzu görmezse diye mail de attım kendisine. Mümkün olduğunca çok sık gidin ziyaretine, ben Miskin için neredeyse her gün veterinerin kapısını aşındırmıştım ve şimdi iyiki gitmişim diyorum. Bizi görünce çok ciddi moral oluyor onlar için. Savaşınız devam ediyor, umarım kazanırsınız, iyi dileklerimi yolluyorum size, iyi haberlerinizi duyucaz umarım ki.

      Sil
    2. Dilek hanım yazdıklarınızı çok geç okudum bu yüzden özür dilerim ve üzerinden 2 ay geçtiği için acaba çok mu geç kaldım diye korkmaktayım. Keşke daha erken cevap verip size yardımcı olabilseydim. Charlie'de ve Tarçında da hastalıklarının şiddetli olduğu zamanlarda çiş kaçırma oluyordu fakat çiş yapamadığı için karnının şişmesi hiç olmadı. Charlie'ye doğru teşhis konulamadığı için kortizon tedavisi uygulanmamıştı bu nedenle onu erken kaybetmiştik. Tarçında ise kortizon tedavisinin çok faydasını gördük yan etkileri olması dezavantajı var tabii ama Tarçın'ı ölümden döndürdü diyebiliriz. Benim Tarçın'ım hala yaşıyor çok şükür. Hatta şu anda yanımda mırlayarak uyumakta. Umuyorum ki sizin kediniz de yanınızdadır ve sağlıklıdır. Tekrardan çok özür dilerim geciktiğim için.
      Sıla Yılmaz

      Sil

Popüler Yayınlar

Sayfalar