DENEDİĞİM ÜRÜNLER

28 Aralık 2014 Pazar

Yeni yıla girerken



Bu yıl nedense önceki yıllarda olduğu gibi içimde yeni yıl coşkusu yok. Eskiden manasızda olsa mutlu olur yeni gelen yılda güzel şeylerin beni beklediğini düşünürdüm. Şimdi ise yeni gelen yılın benden bir şeyler alıp götüreceğinden korkuyorum. Sevdiklerimi almasından en çokta..

Aslında yazacak çok şey var ama keyfinizi kaçırmak ve karamsar havama sizide ortak etmek istemem. Bugün biraz neşelenmek, keyifli bir anı oluşturmak için Miskine yeni yıl konseptli bir fotoğraf çekimi yaptık. Çekerken çok eğlendik, burayada eklemesem olmazdı.

Yeni bir yazı ile merhaba diyemezsem şimdiden herkese mutlu bir yılbaşı dilerim !!
Sağlıkla kalın..










15 Aralık 2014 Pazartesi

Kedilerde Alerji Olur

Merhaba,

Dün veterinerimize Kuduz Aşısı olmak üzere gitmiştik ve Miskin'in genel muayenesi de böylelikle yapılmış oldu. Genel olarak sağlıklı herhangi bir problemi yok çok şükür. Ama malesef bizimde ufak bir alerji vukuatımız ortaya çıktı. Kulaklarının içini kaşıyarak bazı bölgelerini kanatmış Miskin Efendi.
Veteriner bunun fazla protein yüklemesinden veya bir gıdadan olabileceğini söyledi. Bu sebeple 2 hafta kadar kuru mama dışında bir şey vermeyeceğiz. İki hafta sonunda eğer kulakları geçerse verdiğimiz gıdaları teker teker 2 haftalık kullanımlar şeklinde vererek neye alerjisi var çözmeye çalışacağız. Eğer geçmezse zaten alerjisi kuru mamaya demektir.

Yaş mama ve ödül mama vermiyorum bu sebeple ama kendimi zor tutuyorum :( Hiç iyi olmadı bu alerji böyle tek yönlü sadece kuru mama ile beslemek hiç hoşuma gitmiyor ama bir süre böyle yapacağız mecbur ...

Bitmeyen Miyavlama


Merhaba,

Malesef bugün canım biraz sıkkın ve vakit kaybetmeden buraya da yazmak istedim. Miskin son bir haftadır sabahları çok kötü bir huy edindi. Daha önceki yazılarımda anlattım mı bilmiyorum biz gece yatarken yatak odasının kapısını kapatıyoruz çünkü Miskin ile birlikte uyumak imkansız. Daha önce salonda yatarak bunun denemelerini yaptım ancak sürekli kafama atlama parmaklarımı kemirme suretiyle bunun imkansız olduğunu bana gösterdi. Biz de  yatak odamızın kapısını gece yatarken kapıyor sabah uyandığımızda açıyorduk.

Başlarda sabahları sorun yaşamıyorduk miyavlıyordu ancak bir iki kezden sonra susuyordu. Ama artık malesef susmuyor. İçeriden bizim bir öksürmemizi yada ayak seslerimizi duyduğu an miv miv miv kapıyı açmadan susturmak mümkün değil :((.Önce Jackson Galaxy nin önerisini dinleyip yok saymayı tepkisiz kalmayı denedim ama malesef 5 gündür hiç bir sonuç alamadım. Üstelik ben tepkisiz kaldıkça sanki kuyruğuna basıyorlar gibi coştukça coşuyor.

Artık bugün sabrımın sonuna geldim ve su fısfısı ile bağırdığı gibi üstüne su fısfısladım. Kapıyı kapadıktan sonra miyavlamaya devam edince aynı şeyi bir kaç kez daha yaptım. Giderek miyavlamalarının tonu düşmeye başladı. Bilemiyorum bu yaptığım iyi mi kötü mü ama önümüzdeki bir 4-5 gün de böyle denemeyi düşünüyorum. Aslında çok üzülüyorum böyle olduğu için ama miyavlamaya devam ederse komşuların haklı olarak şikayete gelmesi yakındır. Dün kuduz aşısı için veterinere götürdük, genel muayenesi de yapıldı gayet sağlıklı dana gibi. Yani bu miyavlamalarının sağlıkla ilgili bir sorun olmadığını düşünüyorum. Veterinere konuyu danıştığımda malesef bana bir çözüm sunamadı tepkisiz kalın demekten başka. Bu yaşlarda neyi huy edinirse ileride öyle devam eder dedi. Bu lafı biraz beni korkuttu belkide bu yüzden bu sabah tepkisizlikten su cezasına geçiş yaptım bilmiyorum :((.

Kendimi çok suçlu hissediyorum bir yandan ama bir yandan da başka çarem yok gibi geliyor. Unutmadan söyleyeyim sabah erken kalkmasın diye gece 1-2 saat oynatıp yoruyoruz yani malesef oyun oynatıp yormak ta probleme bir çözüm olmadı. ...








8 Aralık 2014 Pazartesi

İnsandan kediye nezle bulaşır mı ?

Bugün iş yerinde  biraz kendimi kötü hissettim ve hapşurmaya başladım. Boğazımda da hafif bir yanma ve iştahsızlık bu durumu takip etti. Eve gelince hemen aklıma Miskin geldi ve acaba benim nezle oluşum onu etkiler mi diye düşündüm.

Bu sorunun cevabını  araştırınca insanlar ile evcil hayvanlar arasında genel anlamda virüs değiş tokuşu kesinlikle olmaz gibi sonuçlara ulaştım.  Ancak biraz daha derin araştırınca aslında 2009 yılında domuz gribi olarak ta bilinen H1N1 isimli bir virüsün insanlardan, kedi ve köpeklere bulaşabileceğini öğrendim. Ve işin kötüsü bulaştıkça mutasyona uğruyormuş.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki linkleri okuyabilirsiniz.

http://oregonstate.edu/ua/ncs/archives/2012/oct/onset-flu-season-raises-concerns-about-human-pet-transmission

http://www.smithsonianmag.com/science-nature/can-you-give-the-flu-to-your-dog-or-cat-62496394/?no-ist


Herhalde domuz gribi değilimdir diye düşünüyorum bu sebeple tehlike yok :), ama böyle bir istisnanın olması da beni kıllandırmadı değil.

Sevgiler...

2 Aralık 2014 Salı

Kedi Naneli Oyuncaklar Hakkında

Miskin malesef kedi otu yada diğer adı ile kedi nanesi seven kedilerden değil. Hatta kokusunu duyunca yüzü hafiften buruşuyor ve olay mahallinden uzaklaşıyor bile.

İlk önce oyuncak ve tırmalamasına dökmek üzere Kitty Minzie markalı bir kedi otu damlası almıştım.







Ancak ne damlattığım yerler ile ilgilendi, nede damlanın kendisiyle. Otun kendisi değilde damlası olduğu için belkide bu sebepten hoşlanmamış olabilir diye düşündüm. Bu defa Pet stages marka bir tane solucan bir tanede nane şeklinde oyuncak aldım. Solucanın içine yine kedi otu enjekte edilmiş, Nane oyuncağın içinde ise birebir kurutulmuş nane var. Nane de kedi otuna çok benzermişi ve bir çok kedi nane kokusundan kedi otu gibi etkileniyormuş.









Aşağıda oyuncakların fotoğraflarını da ekliyorum. Bu arada Petstages bayıldığım markalardan bir tanesi. Çünkü oyuncakları çok kaliteli ve yine ürün gamı geniş ve inovatif yanı olan tasarım ürünler.


İşte Miskincik yukarıdaki solucandan hiç mi hiç hoşlanmadı. Hatta nefret etti. Her burnuna yaklaştırdığımda yüzünü kırıştırıp kaçtı :)) Kedi otu seven bir kediniz var ise eminim bayılacaktır çünkü kokusu gerçekten çok güçlüydü öyleki ben bile keskin kokusunu aldım. Kedi otu seven bir kedi eminim çıldıracaktır. Bu sebeple bu oyuncakta bir işe yaramadıysa eminimki Miskin kedi otundan etkilenmeyen ve hatta sevmeyen gillerden.





Yukarıdaki naneyi ise çok seviyor. En çok oynadığı oyuncaklardan bir tanesi. Çiğneye çiğneye hal oldu. Sizin de aklınızda bulunsun kediniz kedi otu sevmiyorsa birde naneyi deneyebilirsiniz. Bence bu oyuncağı yalnızca kokusundan ötürü değil şekli ve yapısından ötürü de çok eğlenceli buldu. İlaveten tartarı temizleme gibi bir işe de yaradığını iddia ediyor üretici firma ki olabilir. Sonuçta bol bol çiğniyor.
Oyuncak birde yassı olduğu için bizim kapıların altından geçebiliyor. Bu sıralar en çok hoşuna giden şey eşim çalışma odasındayken oyuncağı kapının altından atmak ve geri gelmesini beklemek :))

Hatta şurdan da kedicik nasıl oynuyor izleyebilirsiniz :  http://youtu.be/ZUwY32WeTHk
Tipi de hareketlerde aynı benim Miskinim :))

Peki Miskin'in kedi otunu sevmemesi normal mi ? Kesinlikle normal. Hatta yapılan çeşitli çalışmalara göre kedilerin %30'u ila %50 'si gibi ciddi bir oranda kedi bu otu sevmiyor yada ilgisiz kalıyor. Otu sevip sevmemek genleriyle alakalıymış.Yani muhtemelen Miskin'in anası babası da bu otu sevmiyormuş. Ayrıca  piyasada abartıldığı kadar , her kedinin seveceği bir şey değilmiş bunu da böylece öğrenmiş oldum.

30 Kasım 2014 Pazar

Son Günlerde Biz



( Miskincik kalorifer keyfi yaparken )



Merhaba,

Miskin hayatımıza girmeden önce blog da daha fazla kişisel yayınlar yapıyordum. Ancak farkettim ki o geldiği günden bu yana kedisiz paylaşımım olmamış :). Aslında bu bloğu açma sebebim zaten ondan bahsetmekti, hayatımızı nasıl değiştirdiğinden. Her şey hayal ettiğimden çok daha güzel gidiyor. İlk yazılarımı okuyanlar bilirler. Eşim kedileri seven biriydi ancak uzaktan hatta mümkünse 1 metre uzaktan :). Bense evimizi bir kedicik hatta iki! kedicik ile paylaşmak istiyordum. Elmayra gibi sıka sıka seveceğim tombul kedilerim olsun birlikte sıcak sıcak yatalım, koşturmalı oyunlar oynayalım istiyordum. Yaklaşık 2 yıllık uğraşın ardından Miskinciği eve kabul ettirmeyi başardım. İlk 15 gün eşim biraz zorlandı. Çoğunlukla akşamları çalışma odasında takıldı. Miskin'i ufak ufak sevmeye başladı ama sevdikten sonra aceleyle elini çırpıştırıp lavaboya yıkamaya gidiyordu :)) sanırsınız sokak kedisi sevmiş haha :))

1 ay sonra alıştın mı diye soranlara, beraber yaşıyoruz işte ama hiç bir zaman alışmam mümkün değil diyordu. Bir buçukuncu ayda benim 4 günlük bir iş seyahati sebebi ile yurt dışına gitmem gerekiyordu yani başbaşa kalmaları gerekiyordu. Açıkçası bu durum beni hiç endişelendirmedi ama Miskincikle ilgilenmezse en fazla geldiğimde çok sıkılmış bir kedi bulurum diye düşünmüştüm. Açıkçası endişelenmek bir yana bu baş başa kalış çok iyi olmuş ve aralarında bir bağ kurulmasına yaramış. Bir kaynaşmışlar ki sormayın. Hatta eşim oyuncağı getirme numarasını öğretmiş hemen bana bir gösteri yaptılar. İleriki zamanda buradan o gösteriyi de paylaşacağım. Eşimde artık oğlum yada pıçı pıçı diye seviyor Miskin'i. Bunlar hep sahiplenme işaretleri bence :))

Bu günlerde alıştınmı diye soranlara ise alışmıycanda napıcan alıştım diye cevap veriyor :)). Artık sevdikten sonra aceleyle ellerini çırpıştırıp lavaboya da koşmuyor. Miskin erkek kedi olmasına rağmen eşimi ayrı bir seviyor. Beni biraz daha oyun arkadaşı gibi görüyor sanki ama eşim geldiğinde bir numaralar sürtünmeler, pıt diye kendini yere atıp göbek açmalar gibi şekilden şekle giriyor.

Yani nazar değmesin ama her şey çok güzel gidiyor. Bu sıralar dişleri çok kaşındığı için ısırmaları arttı ama mümkün olduğunca ellerimizi ısırmasına izin vermiyoruz hemen ağzına ejderha oyuncağını yapıştırıyorum. Onu ısıra ısıra bazen uyuya kalıyor :))Mümkün olduğunca geceleri çok oynatıyorum ki gece biz uyurken oda uyusun sabah erken kalkmasın..Erken yattığım akşamlar sabah 6 'da başlıyor seranat vermeye :)

Bugün veterinere aşı ve kontrol için gittik. Henüz 4 aylık olmasına rağmen 3 kg ve uzun boyluymuş. Normalde 6 aylıkken bu boyutta olmaları bekleniyormuş ancak bu erken  gelişim Miskin'in iri bir kedi olacağını işaret ediyormuş. Zaten benim de hep istediğim şöyle kaplan yavrusu gibi  yuvarlak kafalı iri bir kedi olmasıydı. İki haftada yarım kilo almış benim tosunum.Aslında kilolu bir görünümü yok yedikleri şimdilik boya gidiyor valla :)) Bakalım ileriki günlerde nasıl olacak .

Şimdilik durumlar böyle yeni yazılar ile çok yakında burada olacağım ,

Sevgiler,





25 Kasım 2014 Salı

Kedi Tuvaleti Nasıl Temizlenir?


Merhaba,

Bu yazımda Miskin'in tuvaletini nasıl temizliyorum biraz ondan bahsedeceğim. Çünkü bir kedi sahiplenmeden önce en çok merak ettiğim konulardan biriydi tuvalet konusu. Acaba tuvaletini temizlemek zor mu, kokar mı, kumlar her yere yayılır mı , tuvaletini yaptıktan sonra poposu kakalı mı geziyor =) gibi gibi...

Şimdiye kadar miskinin poposunda hiç kaka bulaşmış görmedim ve çok şükür kumu dışında hiç bir yere ne kakası ne çişini yaptı. Şimdilik bu konuda şanslı gidiyoruz diyebilirim.

Kedi tuvaletini temizleme konusuna gelince  o kadar da zor ve büyütülecek bir iş değilmiş bence. Miskin için internetteki yorumları dikkate alarak Sanicat marka kum kullanıyorum. Hatta kumu şu yazımda değerlendirmiştim. En son kum 3 hafta dayanmıştı ama sanırım bundan sonra çok zorlamayacağım ve 2 haftada bir tamamen değiştireceğim. Büyüdüğü için de olabilir sanki kaptaki koku yoğunluğu eskiye göre daha çabuk artmaya başladı.Yine de söylemem gerekir kötü bir koku gelmiyor. Önce marsilya sabunu kokulusunu kullanmıştım  şimdi portakallısına geçtik. O kumla yaşadığım tek sorun çiş topaklarının çok zayıf olması ve kolay dağılması. Bu sebeple bir dahaki internet siparişinde Cat's Pearls'ü deneyeceğim.

Gelelim temizlik konusuna. Ben Miskin için kapalı tuvalet kullanıyorum. Öncelikle temiz ve kuru kutunun tabanına kedi tuvaletleri için yapılmış olan ağız kısmı büzülebilen poşetlerden almıştım , onu yerleştiriyorum. Daha sonra üzerine kumu döküyorum. Tabi benim hayalim kum tamamen değişmesi gerektiğinde poşetin ağzını büzüp doğruca çöpe götürmek ve tabanın da temiz kalmasıydı. Ama birde gerçekler var. Miskin tuvaleti ilk kullandığı günden itibaren o poşetten nefret etti. Sanki ne varsa anlamadım ilk işi o poşeti parçalamak oluyor. Tabi hiç bir şey olmamasındansa tabanda kalan poşet parçaları yine bir miktar tabanın daha kolay temizlenmesini sağlıyor, böyle de kendimi avutayım :)
Bu arada illa kedi tuvaleti için yapılmış olan poşetlerden almak zorunda değilsiniz jumbo boy çöp poşetleri de bana göre aynı işlevi görür.

Tuvaletini başta her gün temizliyordum ancak araya giren seyahatler ve iş yoğunluğum sebebi ile unutarak gün aşırı temizliğe döndürdüm. Ama yine de  aklıma gelirse beklemiyor ve günlük temizliğini hemen yapıyorum. Küreğini mini ince buzdolabı poşeti içerisine koyarak tuvaletinin yanında tutuyorum. Temizleneceği zaman küreği poşetinden çıkarıp dışkıları aynı poşetin içine dolduruyorum sonrada ağzına düğüm atarak çöpe atıyorum. Küreği ise yeni bir buzdolabı poşetinin içine koyuyorum böylelikle her seferinde poşet yenilenmiş oluyor. Pek çevreci bir çözüm değil ancak bana en hijyenik yol şimdilik böyle gibi geliyor. Küreği her seferinde ellerimizi yıkadığımız lavaboda yıkamak pek içime sinmedi, bu konuda önerilere son derece açığım ..

Kumu genel olarak değiştireceğim zaman ise büyük çöp poşeti içerisine alt tabanı koyarak ters düz ediyorum , hoop bitti. İkeadan aldığım bulaşık temizleme fırçalarından birini Miskin'in tuvalet fırçası yaptım.Onunla da dibe yapışan kumları fırçalayıp kabın her yerini şöyle bir sabunluyorum. Sonra durulama ve ardından tuvalet kağıdı ile kuruluyorum ve işlem başa dönüyor.

Kaka küremek günde 5 dk. Genel tuvalet temizliği iki yada üç haftada bir 15 dk. Yani gözünüzde o kadar büyütmenize gerek yok. Üstelik iyi kalite bir kum kullanırsanız kokudan da hiç korkmayın. Tuvalet kutusu bizim salonumuzda duruyor ve gerçekten tuvaletini temizlemeyi ihmal etmediğimiz sürece koku olmuyor.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sevgiler..

23 Kasım 2014 Pazar

Catification Zamanı



Merhabalar,

Bir Jackson Galaxy terimi olan "Catification" akımına ben de uydum ve Miskinciğime özel bir kedi ağacı aldım. Catification Türkçe'ye belki "kediselleştirme" olarak çevrilebilir. Yani bir mekanı kedilere uygun bir tarzda dekore etmek anlamına geliyor.

Aslında ilk başta kendim karton kutuları delerek ve birbirine yapıştırarak çok katlı bir kedi evi yapmıştım. Ancak çok sağlam olmadığından mıdır bilmiyorum Miskin çok kullanmadı. Yani oyun için içine girip çıkıyordu ama yatma ve uyuma amaçlı yada tırmalama açısından bir işe yaramıyordu.






Her zamanki gibi internetten araştırmalara başladım ve zooplus.com'da boyu tavana kadar olan  Paris tırmalama ağacı bulmuştum ki tam alacakken stokta kalmadı. Uzunca bir süre  tekrar stoğa girmesini  bekledim çünkü piyasada hem o kadar büyük hemde o kadar ucuz (180 TL 'ye geliyordu) başka ağaç bulamamıştım. Yaklaşık bir bir buçuk ay sonra bu defa stoklara Atlas Tırmalama ağacının girdiğini gördüm, Paris'ten daha pahalıydı fakat daha büyüktü ( ilk spiarişe 20 tl indirim ile 230 TL 'ye geldi). Bu defa kaçırmadım ve hemen sipariş ettim.

Büyük bir heyecanla gelmesini bekledikten sonra iş yerime oldukça ağır ve büyük bir koli geldi. İçindekiler iki büyük boy valize bölünebiliyordu. Ağaç eve gelir gelmez montaja başladım. Tabi meraklı Miskin'de bana yardım etti. İçinden bir tarif kağıdı çıkıyor ve ona bakarak çok kolay bir şekilde tamamlanıyor. Hakikaten çok büyük bir ağaç ve malzemesi de fena değil dayanıklı olacağını düşünüyorum. Aynen fotoğraflardaki gibi, ben yaptığım alışverişten memnun kaldım açıkçası . Salonda ufak kitaplığında yanındaki köşemiz boş duruyordu hemen oraya yerleştirdim. Estetik olarak bence odanın havasını hiç bozmadı. Koltuklarımız gri olduğu için ben gri rengini tercih etmiştim.





Ölçüleri;


  • Boyutlar: 78 x 43 x 248-279 cm (U x G x Y) 
     Toplam yükseklik: ayarlanabilir 248 arası - 279 cm 
     Taban plakası: 68 x 43 cm (U x G) 
     3 uyku platformu: 35 x 35 cm (U x G)
  • (Tüm parçaların her iki tarafıda peluş ile kaplı)

Şimdi gelelim Miskin şapşalına. Ağaca resmen bayıldı. Ben monte ederken bile çıkıp çıkıp iniyordu. Köşe bir yere koyacağımız için önce kullanmayacağından endişe etmiştim ancak gayet kullanıyor. Bir bakıyorum yuvasına girmiş, bir bakıyorum alt hamakta bir bakıyorum üst hamakta. Sürekli kenarını köşesini kemirme halinde. Kediden çok maymuna benziyor kıvrık kuyruğuyla :).


İşte bu da ağacın genel görünümü. Bizim tavan yüksek olduğu için ucu değmiyor ancak evinizin tavan ölçüleri standart ise kesinlikle değecektir, bu sayede sıkıştırıp daha sabit bir hale getirebilirsiniz. Ancak sabitlemeden bile oldukça sağlam ve stabil duruyor.



Bence siz hala kediniz için bir takım düzenlemeler yapmadıysanız bir şeyler düşünmeye başlayın derim. Elbette böyle bir ağaç almanıza gerek yok ancak benim ilk fotoğrafta yaptığım gibi sıfıt tl maliyete basitte olsa kediniz için bir alan yaratabilirsiniz. Bu şekilde bir ağacı uygun fiyata bulamasaydım mesela bende ikea' dan düz raflar alıp üzerini halı parçaları ile kaplayarak duvara merdiven gibi bir şeyler yapmayı düşünüyordum ki o projenin de  maliyeti oldukça uygun olacaktı. Bu arada internette çeşit çeşit model kedi ağacı var. Bazısı çok pahalı bazısı uygun tavsiyem bol bol araştırın bütün siteleri gezin ondan sonra karar verip alın. Ben uygun olduğunu düşündüğüm için zooplustan aldım.

Bizden son haberler böyle sevgiyle kalın.


5 Kasım 2014 Çarşamba

Catit Senses Speed Circuit Kedi Oyuncağı Hız Çemberi

İtiraf ediyorum Miskin'i tek kedi olarak sahiplendiğimiz  ve ev denen dört duvar arasında yaşattığımız için aslında suçluluk duyuyorum. Bu sebeple mümkün olduğu kadar onunla oynuyor ve mutlu etmeye çalışıyorum. Bütün gün biz işteyken sıkıldığını biliyorum çünkü eve geldiğimde adeta oyun diye kucağıma atlıyor. Bu sebeple sürekli kedi oyuncakları araştırıyorum ve bu işe önemli miktarda bütçe ayırıyorum.

Ve işte son oyuncağımız "Catit Senses Super Roller Circuit Kedi Oyuncağı Hız Çemberi". 




Açıkçası Hagen' in Catit Marka ürünlerini hem estetik olarak hem de fonksiyon olarak oldukça başarılı buluyorum. Tasarıma ve argeye yatırım yapan bir firma olduğu her halinden belli. Uzun zamandır bu ürünü araştırıyordum. Amazonda ve çeşitli evcil hayvan ürünleri satan sitelerden bol bol kullanıcı yorumları okudum ve gözümü karartarak sipariş vermeye karar verdim. Hızlıca bir fiyatlara göz atarak en uygun fiyata ( 60TL) kolaymama.com'da buldum üstelik kargo bedava. Bu çemberin alt modelleri de var onların fiyatları daha da uygun ama ben almışken en son geliştirilen ürünü tercih ettim açıkçası. İlk modellerde beyaz kısımları düz yapmışlar mesela ama bu modelde eğimli parçalar var onlar sayesinde top çok daha seri ve ivmelenerek hareket ediyor buda kedinin daha çok ilgisini çekiyor.

Oyuncağın montajı oldukça kolay. 8 parçadan oluşuyor. Önce mavi kısımları beyaz kısımlara geçiriyorsunuz sonra beyazları birbirine. Birde ışıklı top var . Hareket edince yanıyor dokunmayınca sönüyor. İlk kurduğumda şöyle bir bakıp geri döndü. İlgisini çekmeyecek diye ödüm koptu çünkü Trixie Top macerasından dilim yandı bi kere...Bende elimle ittirerek topla oynamaya başladım. Ben oynayınca oda ilgilenmeye başladı. Başlayış o başlayış, inanamadım ama saat tuttum, tam bir buçuk saat aralıksız topun peşinde koşturdu. Malzemesi kaliteli duruyor ve pek öyle kırılacak gibi de değil. parçaların altında minik lastik ayakları var bu sayede parke üstünde kaymıyor, atlama ve sıçramalarda sağlam duruyor.Topun ışıklı olması bence ilgisini daha çok çekiyor.

Oyunun sonlarına doğru yavaş yavaş yorgunluktan yatmaya da başladı :). Aşağıya bir tane de video ekledim. 




Sonuç olarak 3 aylık bir tekir için çok verimli bir oyuncakmış. Miskin'in daha önce bu kadar uzun oynadığı başka oyuncak olmamıştı.Mesela eskiden ipin peşinde koşturmayı çok severdi ama son zamanlarda sıkılmaya başlamıştı. İlgisini kaybetmemesi için bu oyuncağı bir kaç  gün sonra ortadan kaldırmayı düşünüyorum. Bir hafta kadar bekledikten sonra yine ortaya çıkaracağım. Yazımı bitirirken bir konuda uyarmalıyım ki amazonda okuduğum yorumlarda genelde yaşı büyük kedilerin bu oyuncakla fazla ilgilenmediği yazılmıştı, bu bilgiyi de dip not olarak düşmek isterim, bu oyuncağı almayı düşünenler kedinin yaşını da göz önünde bulundurursa iyi olabilir.


Sevgiler..

Güncelleme: Topun pili iki gün önce tamamen bitti artık yanıp sönmüyor. Yani 1.5 aylık bir ömrü varmış diyebiliriz. Aşağıdaki yorumları okursanız göreceksiniz top Türkiye'de oldukça pahalıya satılıyor bu sebeple şu an için yenisini sipariş etmeyi düşünmüyorum. Böyle ışıksızda olsa oynuyor zaten. 
Oynama sıklığına gelince elbette sürekli başında durmuyor ama ara ara gelip geçerken bakıyorum 2-3 dakika başında takılıyor. Gündüzleri zaten biz evde olmuyoruz belki o sıradada oynuyor olabilir. Az da olsa can sıkıntısını aldığını düşündüğümden ben hala bu oyuncağı aldığıma çok memnunum. :)

Işıklı toplarıda ulaşılabilir fiyatlara satılırsa tadından yenmeyecek !

4 Kasım 2014 Salı

Brit Care Tavuklu Yavru Kedi Konservesi





Bu konservenin içeriğini beğendiğim için Miskine deneme amaçlı bir tane almıştım. Tavuk ve pirinç karışımı bir püre ve kokusu ağır değil.

İçindekiler; Tavuk Eti, Pirinç, Vitamin ve Mineraller

Az ve öz.

Ben ilk defa yaş mama yediği için ayılıp bayılacağını düşünmüştüm ama pek öyle olmadı. Yedi ama kuru mamasını yediği kadar hevesli gibi gelmedi. Öncelikle başka konserveler alıp deneyeceğim. Belki onlardan sonra yeniden bir şans verebilirim..

3 Kasım 2014 Pazartesi

Sanicat Oxygen Power Topaklanan Kedi Kumu





Sanicat Oxygen'i yine internet araştırmaları sonucunda tavsiye üzerine almıştım. Üzerinde dezenfektan özellikte olduğu yazıyordu, buda alma sebeplerim arasında tabi dezenfektanlık gözle görülebilecek bir şey olmadığı için ne derece doğru bilemiyorum :) . 

Ben bu kumdan genel anlamda çok memnun kaldım ve almaya devam ediyorum. İnternette yazan tavsiyeleri gerçekten hak ediyor. Aşağıda gözlemlediğim artı ve eksi yönlerini paylaşıyorum. 

Artı Özellikler: 
+ Koku yapmıyor
+ 1 paket (10 litre) orta boy bir tuvalet için 3 hafta kadar dayanıyor
+Fiyatı ortalama (10 Litre / 19 TL)
+Patilere yapışmıyor

Eksi Özellikler: 
-Çok iyi topaklanmıyor, çiş topakları almaya çalışırken dağılıyor ama idare eder.

2 Kasım 2014 Pazar

Trixie Pilli Fareli Kedi Oyun Topu





Bu oyuncağı kedilibirhayat sitesinde gördüğüm tavsiye yazısı ile almıştım. Miskin ile her gün belki 1-1.5 saat oynuyorum. Ama bazen işim oluyor yada yorgun oluyorum ve o kadar uzun süre ilgilenemiyorum. Bu sebeple kendi kendine oyalanmasını sağlayacak bu oyuncak iyi olur diye düşünmüştüm ancak durum pek hayal ettiğim gibi olmadı.

Sorun aslında oyuncakta değil yer döşemesinde... Bizim yerler parke oyuncağı açıp bıraktığım zaman çok gürültü çıkartıyor ve oraya buraya süpürgeliklere mobilyalara çarptıkça tak tuk sesler çıkartıyor. Bizim açımızdan sorun değil ancak o takır tukur seslerin alt komşumuz tarafından çok hoş karşılanacağını sanmıyorum. Öyle bir şikayetleri olmadı ancak adamlara gidipte bakın ben oyuncak çalıştırıyorum size sesi geliyormu diye soramam ki. Ses gidiyordur diye tahmin ettiğimden malesef en fazla 3-5 dk çalıştırıp kapatıyorum. Birde bir iki hafta geçmeden ve doğru dürüst kullanmamışken açma kapama düğmesi arızalandı, kapatmak için pili yuvasından çıkartmak zorunda kalıyorum malesef.

Bu sebepten başta biraz moralim bozuldu ve oyuncağı boşa almış gibi hissettim ancak kapalı haliyle bile Miskin kendi hayal gücü sayesinde oynayabiliyor. Faresinin bütün kuyruklarını kopardı. Farenin tüyleri ısırılmaktan ve yalanmaktan keçe gibi oldu. Bende topunu elime alıp olta gibi oynatıyorum bazen. Yani bir şekilde yine kullanıyoruz ancak almadan önce yukarıdaki durumları bir düşünün derim.
Az buz da değil 32 TL 'lik bir oyuncak. Sizin de eviniz benim gibiyse  tavsiye etmiyorum, ancak yerler müsaitse alın derim.

3 Aylık Bir Kedi İle Yaşam

Merhaba,

Miskin geçtiğimiz hafta 3 aylık oldu. Tabi doğumunu bilmediğimiz için veterinerin tahmini olarak belirlediği doğum gününe göre... Beraber yaşamaya başlayalı ise bir ayı geçti. Bu süreçte Miskin 'in hakkını yiyemem bize hiç gerçek bir zorluk yaşatmadı. Ona rağmen tabiki ufak tefek kedili hayata adaptasyon sorunları yaşıyoruz.

Maması, suyu , kumunun temizliği çok vakit almıyor ancak oynamak ve eğlendirmek  için zaman ayırmak gerekiyor. Aksi takdirde başlıyor elimi kolumu ısırmaya, bulaşmalara :)) Bende kırmıyorum İkea'dan aldığımız ejderhası ile oynatıyorum. Bu el kuklasını bir arkadaşımın tavsiyesi ise almıştım. Gerçekten çok oyalayıcı ve kediyi ellerden kollardan uzak tutmak için iyi bir oyuncak. Beni ısırmaya başladığı zaman hemen bu oyuncağı çıkarıp ona yönlendiriyorum. Elimi içinden çıkarıp bıraksam dahi kendisi oynamaya ısırmaya tepiklemeye devam ediyor kedinizin benzer bir oyuncağı yoksa almanızı  tavsiye ederim. Bu kadar ısırmalı oyun oynamasının sebebini ise diş değiştirecek olmasına bağlıyorum açıkçası. Hala bebeklik dişleri duruyor ancak yaş hesaplamasına göre  bu bir kaç haftada değişmesi gerekiyor.








Ejderhanın ismi "LASKIG" Fiyatı : 18 TL

22 Ekim 2014 Çarşamba

Yavru Kedi Maması : Royal Canin Baby 34





İnternette uzun araştırmalar ve okumalar sonucu Miskin için daha Miskin'i almadan doğru mamanın Royal Canin Baby 34 olduğuna karar vermiştim.Öncelikle hem ekonomik olduğu için hemde henüz kedimi edinmediğim için 400+400 grlık ekopaketini sipariş verdim.Böylece ben Miskin'i bulup eve getirdiğimde maması hazırdı. Ayıla bayıl iştahla hüpletti mamayı. Bu arada ilk muayenesinde de veterinere danışmıştım oda en iyi mamalardan birini almışsın demişti.İlk paket bitince sonra iki paket daha yine 400+400 gr promosyon paketlerden aldım çünkü kglık fiyatına göre daha uyguna geliyor, size de aynı şekilde yapmanızı öneririm. Bugün Miskincik bize geleli yaklaşık 25 gün oldu ve 800 gr lık 3 paket mamayı bitirdi. Bu arada Baby 34 1-4 aylık kediler için özel formüle edilmiş.

Normalden biraz fazla mama yiyor ve tombişledi :) ama veteriner 6 aylığa kadar rahatça besleyin 6 aylıktan sonra kilo kontrolüne başlarız dedi. Bende o yüzden ne kadar yerse o kadar koyuyorum tabağına, yesinde büyüsün minnoşum.

Mamanın içeriğine gelince;

Kurutulmuş kümes hayvanları eti, hayvansal yağlar, pirinç, bitkisel protein izolatı*, mısır unu, hidrolize hayvansal proteinler, bitkisel lifler, mayalar, pancar pulpu, L-lizin, soya yağı, balık yağı, mineraller, frukto-oligo-sakkaritler, yumurta tozu, maya özütü (manno-oligo-sakkarit kaynağı), DL-metionin, taurin, kadife çiçeği özütü (lutein kaynağı), L-karnitin *L.I.P.: Çok yüksek asimilasyon özelliği nedeniyle seçilmiş protein.

Özellikle kedilibirhayat.com'un yazarı Meltem Hanım'ın sağlıklı mama nasıl olur yazısında geçen kriterlere göre değerlendirecek olursak bence yeterince sağlıklı bir mama.Mısır unu ve pancar pulpu pek gerekli gözükmüyor ama ciddi bir ahkam kesecek kadar da ne işe yaradıklarını araştırmadım açıkçası.

Taneleri de minicik, kediciklerin ufak ağızlarına göre. Son iki paket 800 grlık mamam kaldı. Onlarda bitince 4 aylık ve üzeri kediler için olan Royal Canin Baby 36 4 kg 'lık paketten aldım ona başlayacağız. Malesef onun 400gr+400 grlık versiyonunu bulamadım ekonomik olması için 4 kglık aldım. 10kg lık alırsanız daha da uyguna geliyor,ancak ben o pakette bittikten sonra mamayı değiştirmeyi Miskinciği yeni lezzetler ile tanıştırmayı düşünüyorum..

Sevgiler,

18 Ekim 2014 Cumartesi

Pet İstanbul Fuarı 23 Ekim'de başlıyor!




Bu yıl Pet İstanbul Fuarı 23-26 Ekim tarihleri arasında Yeşilköy CNR'da gerçekleşecekmiş. Girişler, otopark ücretsizmiş. Online davetiye için linke tıklayabilirsiniz. Fuara gidişi kolaylaştırmak için servisler bile koymuşlar, bakmak için tıklayın.

Eğer vaktim olursa bende gitmeyi ve şöyle bir gezinmeyi planlıyorum. Miskinim için bir şeyler bulursam alırım diye düşünüyorum. Genelde bildiğim Fuar alanında perakende satışlar olmaz ama Pet Fuarı belki daha farklıdır. Fuar olduğu için de ilginç bir şeyler bulma ihtimalim daha yüksek olabilir.
Ne dersiniz ? Daha önce bu fuara katılmış olan var mı ? Gitmeye değer mi?






12 Ekim 2014 Pazar

Tatiller ve Kediler

Merhaba,

Uzun zamandır ses çıkaramadım zira artık eskisi gibi vaktim olmuyor. Çoğunlukla Miskin'le bakımıyla oyunuyla, evin derlenip toplanmasıyla şu sıralar meşgulum. Bir de zaten elime bilgisayar alacak olsam hemen damlıyor ve rahat vermiyor, sanırım biraz daha büyümesi lazım. Malum geçtiğmiz hafta yaklaşık 5 günlük bir Kurban Bayramı tatili vardı. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim biz tatillerde ailelerimizi görmek üzere memlekete gidiyoruz ve biletlerimizi önceden aldığımız için bu sefer de öyle yaptık. Ancak bu defa Miskin'i de düşünmek zorundaydık. Önce yanımızda götürmeyi düşündüm ancak eşimin annesi kedilerden hiç haz etmiyor. Benim annemler bakabiliriz dediler ama  yazlıkta olacakları için ve ilk günler eşimin ailesinde kalacağımız için malesef bu seçeneği en başta elemek durumunda kaldım. Zaten ufacık kedi onca saat yolculuk git gel yorulur ve mutsuz olabilir diye düşündüm.


                                          (resim temsili)

Hemen pet pansiyon araştırmaları başladı. Bize en yakın İstanbul Yeşilköy'de Zen Pet Otel'i buldum. Fiyatı biraz pahalı ancak sunduğu imkanlara göre makul geldi. İnternetten girip kameradan kedinize istediğiniz zaman bakabiliyorsunuz. Evin içerisinde serbestçe gezinebiliyorlar ve diğer kediler ile sosyalleşebiliyorlar vs. Ama şöyle bir sorun var ki doğal olarak aşısız kedi kabul etmiyorlar. E bizimdeki henüz küçük olduğu için aşılı değil. Bu durumda veterinerimizi aradım ve oda zaten pansiyon hizmetide verdiklerini söyledi ve inanılmaz rahatladım. Üstelik fiyat olarak ta çok uygundu.
Kafese kapatılacağı için her ne kadar husursuz olsamda, kendi veterinerine emanet olduğu için içim bir nebze olsun rahattı. Zaten Miskin şu aralar hala parazit döküyor bu sebeple kontrol ve takip edileceği bir klinikte olması bir bakıma daha iyi oldu.

Bırakırken yatağını battaniyesini bir takım oyuncaklarını da yanımızda götürdük ki bambaşka bir ortamda ve kokularda iyice korkmasın minnoşum. Bu arada henüz küçük olduğundanmıdır bilmiyorum ama taşıma sepetine filan çok kolaylıkla giriyor çıkıyor. Arabada veterinere giderken gıkı çıkmıyor. Mayışıp uyuyor. (nazar değmesin)

Bayramda gittiğimizde hep aklım Miskin'deydi. Sonuçta ters bir durum olsa veteriner yanında o açıdan rahatlatıyordum kendimi ama insan yine de ara ara düşünmeden edemiyor. Beş günün sonunda almaya gittim. Hiç beni tanıyor gibi bakmadı cingöz. Gerçi aniden tekrar taşıma çantasına konmak yola çıkmak falan şaşkına döndü. Gördüğüm kadarı ile oldukça büyümüş. Parazitlerinden kurtulduğu için büyümesi hızlandı dedi veteriner ve oldukça fazla dökmüş. Bir iki hafta içerisinde tamamen kurtulacakmışız, ohh sonunda. Bu arada parazit naıl döküyor bilmeyenler için söyleyeyim. Büyük tuvaletini yaparken kumuna dökülüyor dışkıyla birlikte. Yani oraya buraya dökülen bir şeymiş gibi canlanmasın kafanızda :))

Gelir gelmez bir çıldırdı. Oraya buraya koştu ellerime saldırdı ki çok şaşırdım çünkü bıraktığım kedi böyle değildi. Sanırım veterinerde oynayan kişi biraz ellerini kullanmış oynatırken diye düşündüm yada belki büyüdüğü için değişti. Bir de tabi kafese kapanmışlığın getirdiği bir baskıdan kurtulmuşluk vardı üzerinde. En kötüsüde sipsivri tınaklardı. Öyle böyle değil anlatamam dokunduğu yeri cart curt kanatıyor. hatta parmağımda ciddi bir kesik oldu. Hemen tırnak makasını çıkardım ve biraz boğuşa boğuşa yarım saat kadar bir sürede tırnaklarını kestim. Hep böyle sivri ve kesicimi olacak diye endişelenmiştim ama kesince eski zararsız haline döndü çok şükür.

Tırnaklarını kesme olayını ise daha sahiplenmeden çok önce internette araştırıp videolar izlemiştim ve öylelikle cesaret edebildim. Zaten hemen ucundan 1-2 mm kesmek yeterli oluyor aman ha dikkat. Kanatırsanız ve canı yanarsa bir daha kestirmeye yanaşmıyormuş. Siz de kendiniz kesecekseniz mutlaka bir kaç çeşit video izleyin. Benim kullandığım makas tipi aşağıdaki gibi, gayet rahat ettim.





Şimdi gelelim bu hafta sonuna. İş yerimin düzenlediği bir etkinlik sebebi ile cuma akşamından hareketle şehir dışında bir outdoor eğitimine gitmemiz gerekiyordu ve ancak pazar akşamı eve dönebilecektik. Ve bu etkinlik eşli. Yani yine Miskini 3gün 2 gecelik bir yere bırakmamız gerekiyordu. Açıkçası tekrar veterinere götürüp kafese kapatılması fikri çok hoşuma gitmedi. Gayet güzel bakılmıştı, hatta ara ara kafesten çıkarıp oynatmışlar ama yine de oraya bırakıldığında ancak pazartesi akşam alabilecektim ki bu sefer 2 günlük bırakma durumu 4 güne çıkmış oluyor . Veterinere ve kedi sahibi arkadaşlarıma da danışarak bu defa evde bırakmaya karar verdik. Üç günlük mamasını 2-3 kap suyunu hazırladım. Etrafa oyuncaklar serpiştirdim. Kartondan katlı bir ev yaptım. Yine etrafa ödül mama kırıntıları sakladım. Elektronikleri fişten çektim. Yaklaşmasını istemediğim yerlere kedi uzaklaştırıcıdan sıktım. Bakalım akşam gittiğimizde neler yapmış, bizi nasıl karşılayacak göreceğiz, artık kıhlarmı pıhlarmı sevinirmi bilmiyorum.






Keşke karşıma biraz daha geç çıksaydı da yalnız bırakmak durumunda kalmasaydık ama yapacak bir şey yok. Elbet bırakmak zorunda kalacağımız başka hafta sonları da olacak belki alışması açısından iyi bile olmuştur. Ama içim sızlamıyormu, sızlıyor  işte...











1 Ekim 2014 Çarşamba

Enerji Bombası Bu Oğlan

Daha önce de bahsettiğim üzere ufaklığı bizim uyku düzenimize alıştırmak için işten geldikten itibaren bir güzel yoruyoruz. Hem ben oynuyorum hem eşim oynuyor öyle ki bazen yorgun düşüyoruz oynatmaktan. Ama oynatmalarımız tabiki boşa gitmiyor. Bizle birlikte oda uykuya dalıyor. Geceleri hiç mıyavlama duymuyoruz. Sabah kalktığımızda da salonda her şey yerli yerinde duruyor.

Hoşuma gidiyor bu enerji bombası halleri ama bazende bunaltıyor çünkü biraz dinlenmek isteyip durduğumda başlıyor ısırma atakları. Yaş aldıkça sakinleşir herhalde diye umuyorum.

Oyun için hem bir takım hazır oyuncaklar aldım hemde evde kendim yaptığım oyuncaklar var onları kullanıyoruz. Mesela aşağıda göreceğiniz cetvel ucuna bağlanmış ve düğüm atılmış kurdele açık ara en favori oyuncağı. Çıldırıyor bu kurdeleye, henüz bunun yerini alacak bir oyuncak çıkmadı.

Bu enerji bombası halleri çok tatlı ama aynı odada olduğumuzda sürekli ilgi bekliyor olması biraz yoruyor insanı :)) Çünkü oyun bulamayınca bu sefer ellerime ve bacaklarıma sarıyor ve ısırmaları biraz can acıtmaya başladı. Öyle olunca mecburen hemen kurdeleyi ortaya çıkarıp oynatmaya devam ediyorum. Evde geçirilen sakin zamanlardan sonra ister istemez insanın evdeki düzeni değişiyor sakinliği özlüyorsunuz ama bir yandan da kucağıma çöreklenip huzurlu bir uykuya daldığında ondan artık vazgeçemeyeceğinizi düşünüyorsunuz. Bu güne kadar çok kitap okudum çok araştırma yaptım ancak gerçekten birebir beslemek çok farklıymış ve her kedi ile yaşanacak deneyimde kesinlikle farklı. Bakalım ilerleyen günlerde bizi neler bekliyor olacak. ..Zamanla durulacak değil mi ? :)


30 Eylül 2014 Salı

Kedim ile ilk günler

Miskin'i bulur bulmaz işten izin alıp Veteriner yolunu tuttum. Yolda giderken çok heycanlıydım. Bunca zaman bekle bekle sonunda bir kedi çıkmıştı karşıma. Ama bir yandan da endişelerim vardı. Yolda eşimi arayıp kediyi bulduğumdan ve eve getireceğimden bahsettim. Tabi ki planlar dahilinde olmadığı için bunu duymak çok hoşuna gitmedi. Aslında son durumda benim de düşüncem tatillerden sonra böyle bir işe girişmekti ancak Miskin aniden çıkıverdi karşıma sırtımı dönüp gidemezdim içim rahat etmezdi çünkü. Gittiğim veterineri çok önce internetten araştırıp kararlaştırmıştım zaten. İnternetteki yorumlarda olduğu gibi bende çok memnun kaldım ilk muayeneden. Kendisi oldukça ilgiliydi, her yaptığı işlemi detayıyla açıkladı. Bundan sonra ona gitmeye devam edeceğiz. Ayrıca eve geldikten sonra tuvaleti ile ilgili bir kaç şey sorduğumda hemen cep numarasını verdi whats up tan kakasının fotoğrafını çekip göndermemi istedi. Çocuk doktorları bile bu kadar ilgili olmuyor ben şahsen yaklaşımına bayıldım.

Veterinerden sonra direk eve geldik. 1-2 saat boyunca taşıdığım ufak mukavva kutudan çıkmadan uyudu. Bende bu arada tuvaletini ve mama kaplarını hazır ettim.Uyanır uyanmaz yemeğini koydum önüne. Bir önceki postumda ki videom Miskin'in ilk yemeği. Acıkmış olacak ki nomnom yedi bütün mamaları. Bu arada bulduğumda Miskin'in bıyıklarının yarısı  yanıktı,muhtemelen çıktığı arabanın motorundan kaynaklandığını düşünüyoruz iyi ki daha ciddi bir yaralanma olmamış. Bu sebeple ürkekliğinin yanı sıra gariban bir görünümü de var :) Veteriner önemli olmadığını zamanla çıkacağını söyledi. Şimdiden daha iyi durumdalar.

Mamasını yedikten sonra tekrar uyudu. Sonra eşim geldi. Benim sabredemeyip birisinden sahiplenmiş olabileceğimi düşünmüş, biraz bozulmuş hak veriyorum ama yanmış bıyıkları ve hikayeyi dinleyince oda bir şey demedi hatta ben öyle bir emri vaki yapacak olsam çirkin kedi seçermiydim diye takıldım oda nesi çirkin şirin kedi işte dedi :)

Gerçekten miskin biraz çirkin bence :) ama çok sevimli ve sevecen bir kedi. Seçmiş olsaydık bu kadar iyi huylusunu bulabilirmiydik sanmıyorum. Cuma günü yalnızlık çekmesin diye beraber salonda yattım. Hemen hemen hiç miyavlamadı, Uyandırmaya da çalışmadı. Ara ara yemeğe çişe kalktı sonra yanıma kıvrıldı. Ertesi günde çoğunlukla uykuyla geçirdi akşam ise yatak odasının kapısını kapadık ve sabaha kadar sesini duymadık. Kendi kendine kalabilen bir kedi ne mutlu ki. Salondan hiç ayrılmıyor zaten diğer odalara girmeye çekiniyor. Zaman geçtikçe ve kendine güveni arttıkça bu durum değişecektir ama o günler geldiğinde birazda büyüyeceği için akıllanacaktır, laf sözden biraz anlayacaktır diye umuyorum. Pazar günü oldukça hareketliydi kurdeleden oyuncak yaptım bayıla bayıla saatlerce oynadı. Ben yoruldum o yorulmadı. Onun üzerine bir süre de eşim oynadı.

Yani artık stratejimiz işten geldikten sonra Miskin'i mutlaka oynatarak yormak ve uyku saatlerini bize göre ayarlamasını sağlamak. Zaten geceleri problem çıkaran bir kedi değil ama ne olur ne olmaz :)

Ona bir sürü yeni oyuncak aldım ,çocukluğunu doyasıya yaşasın istiyorum yalnızlığını hissetmesin. Kendi yaptığım oyuncaklar var hepsinden ayrıca bir postta bahsedeceğim.

Az önce aldığım yavru kedi tasmasını taktım resmen çıldırdı. Boynundan çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Büyüdüğünde tasma takmayı düşünmüyorum ama şu an için evin içinde kayboluyor yada ayağımızın altına giriyor farketmiyoruz, Bu durum kazalara sebep olabilir diye düşünüyorum bu sebeple bir süre alışması lazım biraz büyüyünce zaten ihtiyacımız kalmayacak.

Ben bu yazıyı yazarken garibim tasmayla cebelleşmekten yorgun düştü. Neyse şimdilik çıkardım yavaş yavaş alıştırmak lazım sanırım, çokta üzmek istemem.Zaten annesinden yeni ayrılmış yavrucak bıyıkları yanmış, yeterince strese girmiş birde ben yormayayım değil mi ama ?

Maceralarımız devam edecek...









28 Eylül 2014 Pazar

Tanıştırayım Oğlum Miskin !



Her şey çok ani oldu. Cuma günü öğle yemeğinden sonra her zamanki gibi biraz yürüyüş yapmak için iş yerinin bahçesine çıkmıştık. Bir de baktım minik bir kedi iş yerinden bir bayanın elinde. İş yerimiz duvarlarla çevrili ve bahçesi oldukça geniş bu sebeple içeriye kedi girmesi pek mümkün değil. Bir arabanın motoru içine seyahat ederek içeriye girmiş. Bahçede 3 tane de büyük köpek geziyor. Onlarda gözlerini dikmiş uzaktan kesiyorlar miniği.Yani onu arada bırakırsak kesinlikle köpekler tarafından boğulacak hiç şansı yok.

O an karar verdim. Hayalimdeki kedi tipi değildi. Hep karnı beyaz, sarman veya maskeli bir kedim olmasını hayal etmiştim, kırçıllı bir tekir değil. Ama öyle uysal ve tatlı bakıyordu ki. Evet dedim neden olmasın. Hemen iş yerinden izin alarak miniği veterinere götürdüm. Parazit aşısı, pire damlası yapıldı, kimlik kartı çıkartıldı.Tam  900 gr ve veterinerimiz 2,5 aylık olduğunu tahmin ediyor. Herhangi bir sorunu yok gibi gözüküyor. Mama yemesi su içmesi gayet normal hatta fazla bile yiyor veterinerin söylediğinden fazla koymak zorunda kalıyorum.  Tuvaletini de yapıyor ama biraz miyavlayarak. Tuvaletini hep kutusuna yaptı hiç bir şey yapmama gerek kalmadı. Sanırım parazitlerini düşürüyor. Biraz piresi de vardı ama damladan sonra kalmadı.

En önemli özelliği oldukça sakin ve ürkek olması. Oynarsak oynuyor ama oynamıyorsak kendince takılıyor zaten çoğunlukla uyuyor. Nadiren miyavlıyor. İlgi çektiğini anlamaması için miyavlamalarına hiç tepki vermiyoruz.

Henüz salondan hiç ayrılmadı. Biz tv izlerken oda kucağıma çöreklenip bizimle birlikte izliyor, izlerken uyuya kalıyor. Eğer izin versem ellerimi ısırma ve patileriyle tutma eğilimi gösteriyor ama öle yaptığında hayır diyip oyunu bitiriyorum. Sanki ufaktan hayır kelimesini anlamaya başladı. Kağıt topları çok seviyor ama uçan  kurdele favorisi. İlk gece salonda yanında yattım yabancı bir ortam kendini yalnız hissetmesin istedim. Ara sıra uyanıp yemek yiyip tuvalete girip yattı oda . Pek uyandırma girişiminde bulunmadı. Dün gece ise salonda yalnız bıraktım. Herhangi bir miyavlama falan duymadık. Sabah geldiğimizde koltuğun üstünde uyoyordu.

Televizyonun olduğu sehpanın kenarlarına yapışkan bantlar koydum ki çıkmasın şimdilik işe yarıyor.
Yine televizyon kablolarını alimunyum folyo ile sardım. İnternette bir kaynakta aluminyumu dişlemenin hoşlarına gitmediği yazıyordu. Zaten çoğu kabloyu  şu postum da bahsettiğim kablo kılıflarından geçirmiştim .Ama illaki artan kısımlar oluyor belki ondan biraz daha satın almalıyız. Önlemimizi sağlam alalım da sonra üzülmeyelim :)

Miskin şu an için çok iyi huylu bir kedi. Doğru dürüst hiç zorluk çıkarmıyor.Hatta eşim bile ilgileniyor ara sıra seviyor ama çoğunlukla eşimden korkupkoltukların altında saklanıyor  :)) Hiç bir şey yapmadığı halde sanırım cüssesinden çekiniyor hehehe

Şimdilik durumumuz böyle, iyi gidiyor , iyi gitmesinde Miskin'in davranışlarının payı büyük. Bir önceki deneyimimizle oldukça farklı. Hep böyle uslu olur umarım. En azından eşim iyice alışana kadar :))

Miskin'in ilk yemeği , sesi açmayı unutmayın  :)



Gelişmelerle burada olacağım,

Sevgiler..

















24 Eylül 2014 Çarşamba

Meraklısına Kedi Bakmanın Masrafı

Bu yazımda sizlere biraz kedi için yapılan masraflardan bahsetmeye karar verdim. Evinde kedisi olanlar zaten biliyorlardır fakat benim gibi yeni başlayanlar için merak konusu olabilir diye düşündüm. Bu yazımı yeni ürünler aldıkça güncelleyerek ortalama bir yılda ne kadar harcama yapılıyor gerçekçi bir hesap çıkarmayı planlıyorum.

Harcama listemi ikiye böleceğim, bir tanesi "olmazsa olmazlar", bir tanesi "olursa iyi olurlar". Böylece minimum  harcama yapılması gereken tutarları da görmüş olacağız. Bu listeyi ihtiyaç duyulan malzemeler olarakta düşünebilirsiniz. Ben harcamalarımı yaparken ne fazla lükse, nede fazla ucuza kaçanlardanım, yani orta halli bir tüketiciyim diyebilirim, yoksa aşağıda çıkacak bütçeden elbette çok daha azına yada çoğuna kedi bakılabilir.

OLMAZSA OLMAZLAR:

Kedi Tuvaleti : Savic Nestor Kapalı Kedi Tuvaleti (42 TL)-kargo ücreti 7 TL


Kedi Kumu: Sanicat Oxygen Dezenfektan Kedi Kumu 10L (21 TL)


Kum Küreği : Karlie Marka (3.5 TL)


Mama ve Su Kabı : Şimdilik evdeki seramik kapları kullanacağım..
Kedi Maması : Royal Canin Baby 34 -800gr (17 TL) (20 gün yeteceğini düşünüyorum)


Taşıma Çantası : Moderna RoadRunner 1 (30 TL)-kargo ücreti 7 TL


Tırmalama: Henüz karar veremedim
Veteriner İlk Muayenesi : Gidince göreceğiz


OLURSA İYİ OLURLAR:

Kedi Yaş Mama : 

  • Britcare Kitten 1 Konserve (3.2 TL)-denemek için bir tane aldım serverse çoklu alımlarda biraz daha uygun fiyata geliyor.


Ödüller:
  • Gimpet Baby Tabs -(10.65 TL) bir takım eğitimler vermek istediğim için aldım.

  • Beaphar Kitties -(6 TL ) Kedimi şımartacağımı söylemişmiydim ! :()

Temizlik Ürünleri :
  • Şampuan : Zorunlu haller dışında yıkamayacağım ama göz yakmayan bebe şampuanı almayı düşünüyorum  küçük boy tedbiren, muhtemelen dalin
  • Mendil: Patimisil (1+1 adet ) (5.2 TL )


  • Kedi Kumu Poşeti : Eastland Large 12 adet (9.5 TL) Bu poşeti tuvaletin alt kabına geçiriyoruz ve kumu bunun üzerine döküyoruz, kum tamamen değişeceği zaman bu poşeti çıkarıp atıveriyoruz -( teknik olarak tabi, pratikte nasıl olacak göreceğiz )


Oyuncak :

Evdeki kağıt, karton kurdeleden de gayet güzel oyuncaklar yapabiliriz ama çok pahalı olmadığı için bir kaç tane hazır alayım dedim.

  • Flamingo Zilli plastik oyuncak 2'li (3 TL )


  • Eastland Minik Sesli Fare 2'li (6 TL)




Yukarıdakileri toplarsak şuan için 170 TL para harcamış gözüküyorum. Bu tabloda tek eksiğim veteriner masrafı ve tırmalama tahtası veya ağacı. Onlarıda edindiğim zaman ilk etapta yapılması gereken masraflar ortaya çıkmış olacak.

Bu yazımı her ay güncelleyerek uygun fiyata bulduğum ürünleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. 

Sevgiler,








22 Eylül 2014 Pazartesi

Ninja Turtle





Ağır abi çıkmış bu kaplumbağa tek başına kedilerin hakkında geliyor valla :))


21 Eylül 2014 Pazar

Kediye Mama Kabı Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler


Merhaba ,

Malum kedi tuvaleti ve taşıma kabı alışverişimi yaptım. Bu sıralarda ise gerekli diğer malzemelere internetten göz gezdiriyorum. İnternette şimdi de bu konularda harıl harıl inceleme yapmaya başladım.

Bu yazımda mama kaplarını seçerken kendi dikkat edeceğim noktalardan bahsedeceğim ve benim vardığım sonucu paylaşacağım.

1. Malzeme

Bence mama kabı seçerken en çok dikkat etmemiz gereken nokta kabın yapıldığı malzeme. Mama kaplarının yapıldığı piyasada 4 çeşit ana malzeme var. Plastik, Melamin, Seramik ve Çelik kaplar.
İnternette pek çok kaynak bu kaplardan plastik ve melamin olanları tercih etmememiz gerektiğini söylüyor. Sebep olarakta belli başlı üç madde sayabiliriz. 1. Plastikler kanserojendir, 2. Kolay çizildiği için çiziklerin arasında kedimizin sağlığını olumsuz etkiletecek  bakteri- mikroplar kolayca üreyebilir. 3. Bazı kedilerin çenelerinde alerjiye sebep olduğu gözlemlenmiştir. Bu sebeple ben kendi adıma plastiğin ve yine türevi bir madde olan melaminin üzerini çizdim. Zaten kendi mutfağımda da plastik hiç bir şey asla kullanmam buna saklama kapları da dahil.

Seramik ve çelik kaplar ise sağlıklı ve kullanılabilir kaplar olarak kabul edebiliriz. Ancak seramik kabın boyasına da dikkat etmek gerekiyormuş. Bir de tabi seramik kapların kırılgan olma durumu var. Ben bu sebeple malzeme olarak paslanmaz çelik'i tercih edeceğim sanırım.

2. Ağırlık ve Kaydırmaz Taban

Alacağım kabın bir miktar ağır olmasına dikkat edeceğim, malum zıpır bir yavru kedi paldır küldür koşarken mamasını suyunu birbirine katacaktır, biraz ağır bir kap seçerek hasarı en aza indirmekte fayda var. Aynı şekilde tabanı silikon veya lastikli mama kapları var, yerinden oynatması ve kaydırması pek mümkün olmayan. Yine bu tarz bir tabak seçim sebebi olacak.

3. Derinlik ve Genişlik

Ben yavru kedi almayı planladığım için çok derin olmayan ve yine çok geniş olmayan bir kap tercih ediyorum. Yine bir kaynağa göre kediler mamalarını yerken bıyıklarının kabın kenarına sürtmesinden hoşlanmazlarmış. Kap seçimi yaparken bu noktayada dikkat etmekte yarar var.

4.Kolay Kullanım ve Bulaşık Makinesinde Yıkanabilirlik

Bulaşık makinesinde rahat kullanmak için her halükarda seramik veya metal olması gerekir diye düşünüyorum zaten ve üzerinden boya olmaması. Kolay kullanımdan kastım ise bazı mama kaplarını el ile rahat kavrayabilmek için yan taraflarını açık yapıyorlar . Aşağıdaki örnekte olduğu gibi.


resim kaynak : http://www.kolaymama.com/Hagen-Catit-Desenli-Mama-ve-Su-Kabi-Kucuk-Boy,PR-57.html

Benim ne yapacağıma gelirsek şu an için evde kullanmadığımız alçak kenarlı ufak seramik kaselerimiz var. İlk etapta onları kullanmayı düşünüyorum. İnsan kullanımı için yapıldığından zehirsiz boya içeriyordur diye düşünüyorum. Eğer baktım  hoşlanmıyor yada büyüdü artık küçük geliyor ondan sonra yukarıda anlattığım kriterler üzerinden bir seçim yapacağım.

Döküp saçmalara karşı  mama kabının altına konacak mat işini ise yine ikea dan kendimiz için almış olduğumuz ve pek kullanamadığımız amerikan servisler ile çözeceğim.

Ayrıca evde olamayacağımız yada eve geç geleceğimiz zamanlar için otomatik mama kaplarından edinmeyi planlıyorum. Bunun için internette pek çok seçenek mevcut. Ama fiyatları oldukça yüksek bu sebeple şimdilik otomatik mama kaplarını araştırma işini kedicik geldikten sonraki bir zamana erteledim.

Bu arada son olarak bir de şu ikili mama kaseleri var. Her ne kadar bir taşla iki kuş gibi gözüksede yine internette okuduğum kullanıcı yorumlarında bu tarz kaselerin pek kullanışlı olmadığı, birine mama birine su koyunca mama ve suyun birbirine kolayca karıştığı yada birinden birini dökmek istediğinizde öteki kaptaki içecek yada yiyeceği de dökmeniz gerektiği konuşuluyor


Kaynaklar ;

http://cats.about.com/cs/catfood/bb/bybfoodbowls.htm
http://www.catbreedsjunction.com/cat-food-bowls.html
http://www.petworlddirect.ie/z/how-to-choose-the-best-bowl-for-your-cat/194

Naked and Afraid - Sex Sells

Geçenlerde Animal Planet'da Jackson Galaxy videolarını izlerken tesadüfen Discovery Chanel'in sayfasına girdim ve naked&afraid isimli bir şovun sürmekte olduğunu hayretle gördüm.

Program adındanda anlaşılacağı üzere doğada çıplak yaşam savaşı üzerine. Hani şu akrepleri, yılanları yada eline geçirdiği bilimum ne kadar haşarat varsa yiyen bir adamın programı vardı ya, işte onun o işleri birde çıplak yaptığını düşünün. Birbirini tanımayan bir kadın ve bir erkek 21 gün ıssız bir yere bırakılıyor ve hayatta kalmaya çalışıyor.

Tabiki bu ilginç program henüz ülkemizde yayın hayatına başlamamış, bilemiyorum başlayacağını da sanmam :)) Ama Discovery bile "sex sells"den nasibini almış gözüküyor. Çıplaklıktan rahatsız olan veya gösterilmesin diye düşünen bir değilim ama allah aşkına doğada ÇIPLAK yaşam savaşını kim neden merak eder yada belgesel olarak izler. Bu işi giyinik yapsalar ne farkeder, zaten edep yerlerini buğulayarak yayınlıyorlar. Tam gösterinde madem bir şeyi yapıyorsunuz tam yapın, haksızmıyım ama :))

http://www.discovery.com/tv-shows/naked-and-afraid

Kötü Bir Veteriner Deneyimi

Her ne kadar bu kötü veteriner deneyimini yaklaşık bir buçuk sene önce yaşamış olsamda paylaşmam gerektiğini düşündüm. En azından benim gibi insanları uyarmak adına.

Şu an oturduğumuz eve henüz yeni taşınmıştık ve binanın otoparkı alt katlarda bulunuyordu. Çok fazla insan dairelerine yerleşmemiş,site yeni inşa edildiği için pek çok kapı vs açık bırakılıyordu o dönem. Bir gün otoparkın içinde de bir anne ve yavru kedilerin olduğunu farkettim. Henüz yavrularını emziriyordu. Evimde her zaman acil durumlar için kuru mama bulunur. Hemen yukarı çıkıp mama indireyim dedim. Mamayı vermek üzere indiğimde farkettimki yavrulardan bir tanesinin arka ayakları oynamıyor. Hemen telaşlandım, yavruyu annesinin yanından kaptığım gibi eşimle bize en yakın Atakent'te bir veteriner polikliniğinin yolunu tuttuk. Malesef bize bakan doktor sanırım stajer yada yeni başlamış doktorlardan biriydi. Belki elli defa kediyi az önce bulduğumu, geçmişini bilmediğimi zaten annesi olduğu için geri bırakacağımı söylememe rağmen sürekli geçmişi ile ilgili sorular sordu, sanırım aklı başka yerdeydi. Muayene ederken yavruyu sabit tutamadığı için benden tutmamı istedi. Ki ben sonuçta öyle iğne yapılırken yada mıncıklanırken tutamam, içim acır. Bir de kediyi bende ilk defa görüyorum, yani elini kolunu tutma konusunda deneyim sahibi değilim.

Neyse bir şekilde aşısını yaptı, damla damlattı bunun dışında başka bir şey yapmadı yani standart muayene. Zaten muayene esnasında kedicik başladı bacaklarını oynatmaya.  Çıkan fatura 160 TL'di. Kediyi dışarıdan bulduğumu ve yine yerine  bırakacağımı, yani sahiplenmiş olmadığımı söylememe rağmen 160 TL. Elbette veterinerlerde para kazanacaklar ancak bu şekilde sokakta getirilen kedicikler için biz hayvan severlere indirimli fiyatlar uygulamalı ve muayene ederken biraz daha özenli olmalılar diye düşünüyorum. Daha öncede araba çarpmış bir kediyi Bakırköy'de Elif Veteriner Kliniğine götürmüştüm ve orada tedavisi için çok daha komplike iğneler muayeneler yapılmıştı ve ödediğim ücret 40 TL'ydi. Kediyi sahiplenmiş olsam bu ödeyeceğim ücretlere gocunmayacağım ama etrafımızda ihtiyaç duyan kedilerede yardım ediyoruz sonuçta ve bu tarz kliniklerinde bu yönde teşvik edici olması gerekir diye düşünüyorum.

Bu anlattığım olayda elbette veteriner kliniğin sahibini tenzih ediyorum. Sonuçta olayı o esnada muayeneyi gerçekleştiren doktor ve kasada duran kişi ile yaşadım, aynı durumu kendisi ile yaşasaydık farklı olurmuydu bilemiyorum ancak bir iki ay önce yine trafik kazası geçirmiş bir kediciği iş yerinden bir arkadaşımız oraya götürmüş ve benzer bir yaklaşım sergilediklerinden bahsetti. Bu sebeple kediyi oradan alıp yine Bakırköy'de bir veterine kliniğe emanet ettiler. Açıkçası bende alacağım kedicik için her ne kadar atakent'te bulunan klinik bize yakın olsada  yaşadığım bu olay ve yine arkadaşımın başına gelen benzer olay sebebi ile başka bir veteriner klinik bulacağım.

Ufaklığa ne olduğuna gelince. Annesinin yanında bıraktım ve bolca yaş ve kuru mamalarını da koydum. Bir kaç gün daha orada takıldılar. Hatta fotoğraflarını çekip internete koyayım belki sahiplenen olur diye düşünüyordumki sırra kadem bastılar. Ya güvenlik site dışına çıkardı yada başka bir hayvansever benden önce davranıp sahiplendi. Sonlarını malesef bilemiyorum ama yine aynı durumda bir kedicik görsem yine veterinere götürürüm ücreti ne olursa olsun.




20 Eylül 2014 Cumartesi

Boşalan dolaplar, hafifleyen yürekler

Son günlerde malesef yazı yazmaya fazla vakit ayıramıyorum. Aslında hazırlayıp yarım bıraktığım bir sürü taslak yazım var ama son dokunuşları bir türlü yapamadım. Kedimi hala hevesle bekliyorum. Bir yaz geçti artık sürenin sonuna geldik. Bu kadar heyecan beklerken malesef sürede ufak uzamalar olmak durumunda kaldı. Bayramdan sonraki haftasonu Antalya'da eşli bir iş yeri etkinliği peyda oldu. Ondan bir hafta sonra ise yakın bir arkadaşımızın Balıkesir'de düğünü var. Yani ekim ayının son haftası eğer şansım yolunda giderse kedime kavuşabileceğim. Ve bir süre etkinliksiz ve haftasonlarını evde geçireceğim ki birbirimize alışalım kaynaşalım. Bu arada bende mama, kedi kumu, oyuncağı vs gibi ıvır zıvırlarını araştırıyorum internetten. Onlarıda parça parça alayım diyorum nede olsa bir ay kaldı.



Kedi hedelerinin dışında geçtiğimiz hafta mutfak üzerinde çalıştım. Kullanmadığımız fazla eşyalarımızı tespit ederek kutulamak sureti ile hepsini depoya Balıkesir'e gitmek üzere gönderdim. Kullanılmayan sürahidir, boş kaptır, tepsidir, tabaktır , promosyon bardaklar vs hepsinden kurtuldum. Sonrada kalan eşyaları kullanım sıklığına göre mevcut dolaplara yeniden yerleştirdim.Tezgah üzerindeki bazı eşyaları dolap içlerine aldım. Bu süreç yaklaşık 4 akşamımı aldı. Ama kendimi yormadım, hafta içi olduğu için zaten yorgun oluyor insan , dinlene dinlene canım istedikçe uğraştım. Öyle içim rahatladıki...Hatta dolaplardan bir tanesinide kedinin maması ve eşyaları  için ayırdım. Eşyalar azaldığı için rahat rahat sığdılar. Boş yer bile kaldı ki mutfakta aman aman dolabımızda yok. Aynı uygulamayı önümüzdeki hafta giysi dolabım için yapmayı düşünüyorum. Zaten sık sık yaparım ama bir çok şeyi atmaya kıyamadığımdan geri koyarım, ama artık acımak yok ! Hafta sonu ise kanepe altlarını düzenleyeceğim. Oradada bir sürü ııvır zıvır duruyor. Herşeye hakim olup yerini bilmek çok güzel bir şey :).

Bu arada rızkıyla geliyor benim kedi çocuğum. Son yapılan yds sınavı sonucunda , sürpriz bir şekilde A kuru oldum ve çalıştığım kurum maaş tazminatı verdiği için bu demek oluyorki artık aylık aşı,mama kum masrafları dokunmayacak, hehehe. Onun için alışveriş yaparken biraz suçluluk duyuyordum abartmayayım diyordum ama artık içim rahat, ilk fırsatta o beğendiğim turmalama ağacını alacağım  :))

13 Eylül 2014 Cumartesi

Geçen Hafta Ben ve Kedi Tuvaletinin Yeri

Merhaba,

Geçen hafta benim için oldukça yoğun geçti çünkü cuma gecesi işim gereği özel bir organizasyon gerçekleştirdik bu sebeple çok fazla kendime ve hobilerime vakit ayıramadım. Ama kısa bir özet geçeyim istedim. Önce bir önceki hafta sonundan başlayalım.Dikiş dikicem diye aşağıda gördüğünüz üzere bol bol dağıttım her yeri. Normalde bu masada yemek yeriz ama malzemelerim yayılı olduğu için mutfakta yemek yemeye başladık :)







Ne zamandır giymediğim bir kotum vardı. Bir güzel kestim  iyi oldu, kot şortum yoktu. Paça kısımlarına beyaz sade güpürlerden dikmeyi düşünüyorum, kıvırma payını tam hesap edemeyip biraz fazla kısa kesmişim :/ yada kıvırmadan bu şekilde giyicem.




Bu defa bikinilerimi koymak için bir torba diktim, nasıl? Bu torba dikim işine bir süre daha devam edeceğim sanırım, pek çok kişiye hediye etmeyi düşünüyorum böylelikle dikiş olayını pekiştirmiş olurum.


Arada bunaldıkça soda açtım attım içine limon dilimini ooohh!!Filamingolarda bu esnada dans ettiler




Mudo indiriminden dayanamadım aşağıdaki şirin kahvaltı tabağından 2 tane aldım. Aslında son günlerde az eşya ile yaşama kararı aldık. Bu sebeple mutfak eşyaları ve nevresim setleri, giysilerimi sistematik olarak elden geçirip ihtiyacım olmayan eşyaları elden çıkarıyorum ve alışverişlerde kendimi frenliyorum. Bundan sonra stokçuluğa son, dolaplar boşalacak. Ancak bizimle beraber kalan eşyalar gerçekten sevdiğimiz ve zevk alarak kullandığımız eşyalar olmalı. Ben evlenirken hiç öyle tabak takımları vs almamıştım zaten kendi evimde yaşıyordum ve hali hazırda annemin evden gönderdiği fazlalık tabakları kullanıyordum. Artık onları yavaş yavaş elden çıkarıyor ve zevkime göre ufak alımlar yapıyorum.




Sonunda kedi tuvaletimiz ve taşıma çantamız geldi. Kolileri çok büyüktü bende taşıma çantasını çıkarıp tuvaletin içine koyarak tek koli şeklinde eve taşımayı başardım.



Öncelikle aldığım her iki üründe tam beklediğim gibi çıktı. Hatta tuvalet beklediğimden büyüktü bile diyebilirim.



Tuvaletin altındaki sehpa 90x90 . Üst kapağın çıkarılıp takılması çok kolay. Ürün içeriğinde belirtilmediği halde yanında filtresini de göndermişler. Filtre dediği de bence bildiğimiz siyah ince sünger. Bu arada göreceğini üzere şefaf kapağın yan ve alt kısmında 1 cm lik boşluk var. Ben bir önceki postumda bahsettiğim üzere zaten boşluk olsun havalansın istediğim için önemsemiyorum ama önemseyenler olabilir.


Yukarıda gördüğünüz ise taşıma çantası. Üst ve alt sepeti altı noktadan plastik parçalar ile sabitliyorsunuz. Biz oldukça zorlandık ama sonra bir şekilde hepsini geçirmeyi başardık. Tuvalet kendi kutusunda geldi ancak sanırım taşıma çantası açıkta depolanıyordu. Bu sebeple bir hayli pisti. Montajlamadan önce sabunla yıkamam gerekti. Şimdi mis gibi. Tozlanmasınlar diye Tuvaleti ve taşıma kabını iç içe koyup kutulayıp depomuza indirdik.

Tabi indirmeden önce bir kaç yer denemesi yaptım. En uygunu aşağıdaki gibi olacak sanırım. Hemen sağ altta gördüğünüz tuvalet. ilerideki ise taşıma kabı. Alışması için bir süre onu ortalarda tutmayı düşünüyorum. İçine yumuşak bir minder hazırlıyorum. Belki orada yatar kimbilir. Hemen onun yanına ise amerikan servis vardı evde mama kaplarının altına koyarım diye düşündüm her ikis de yeşil biraz tesadüf oldu. Yine pek kullanmadığımız seramik kaplarımız var evde onlarıda artık mama kabı yapmayı düşünüyorum.




Evet buda tam ters açıdan bir görüntü. Sokak kapısı hemen beyaz dolabın yanı.



Dairemizin planı aşağıdaki  gibi,tabiki eşya yerleşimimiz bu şekilde değil. Çalışma odasında örneğin oradaki gibi yatak vs yok. Pembe nokta yemek alanını , maviler ise tuvalet için düşündüğüm yerleri temsil  ediyor. Pencere yanları daha iyi olur diye düşünüyorum ama salonda koltuk yanı sorun olur mu mesela? yada küçük odada eşim sigara vs içiyor tuvalet için bile olsa o odaya girip çıkmak kediyi rahatsız etmezmi ? Banyolar malesef tuvalet koymak için küçük kalıyor. Antreye koymayı düşünüyorum dediğim herkes, orası uygun olmayacaktır , koku yapacaktır diyor. Siz evinizde tam olarak nereye kokuyorsunuz bu tuvaleti ??











Popüler Yayınlar

Sayfalar