DENEDİĞİM ÜRÜNLER

3 Haziran 2015 Çarşamba

Oğlum


Geçtiğimiz cuma sabahı oğlum Miskin'i kaybettik..
Bloğa yazacak cesaretim ve gücüm olmadığı için ancak şimdi haber verebiliyorum..
Hastalığını öğrendiğimiz 16 Nisan'da zaten şansının olmadığını ve öleceğini biliyorduk ama yine de bir umut işte vazgeçmedik. Öleceğine üzüldüğümüz kadar yaşadığı süreçte üzüntü vericiydi. Gözlerimizin önünde eridi, bir deri bir kemik kaldı oğlum..Onu her gün öyle görmek hiç kolay olmadı..

Tam bir ay on üç gün direndi, son haftasında artık ayağa bile kalkamıyor, dengesini sağlayamıyordu..
Tüm süreç boyunca iş yoğunluğu sebebiyle gidemediğim bir iki gün haricinde hergün veterinere gittim ve yaklaşık bir saat kucağıma alıp sevdim oğlumu, iyileşmeni bekliyoruz seni çok özledik, seni çok seviyoruz dedim... Terkettik sanmasın istedim..İyikide gitmişim görmüşüm, son gördüğüm zaman son kez başını okşadığımı bilmeden veda etmişim. Keşke okşamak yerine son bir kez daha öpseydim o gün...

İyiki veterinerden dört günde olsa çıkarıp eve getirmiş o dört gün birlikte koyun koyuna yatmışız diyorum şimdi. Kafasını boynuma sokarak, patisiyle sarılarak uyudu oğlum, bende ona sarıldım öptüm..

Çok özlüyorum çok , kelimelerle anlatılmayacak ben öleceğim güne kadar aklıma her geldiğinde içimi burkacak bir özlem bu, yaşayanlar hak verecektir. Şimdi o yok, ev boş, sessiz ve neşesiz..

Miskin'in durumu ağırlaşınca öldükten sonra ne yapmamız gerektiği konusunu da  araştırmıştım istemeyerek. İstanbulda Tuzla Hayvan Barınağına bağlı bir hayvan mezarlığı olduğunu öğrendim,  zaten başka da mezarlık bulunmuyor. Yakılmasını isterseniz de Pendik'te bir yer var ama küllerini alamıyorsunuz. Bence can bedenden çıktıktan sonra yakılmış yada nereye gömülmüş çok farketmiyor. Aklıma gelen seçeneklerden bir taneside Balıkesir'de bulunan babamın hergün gittiği şehrin biraz dışındaki bahçemizdi, tabi mesafe uzak olduğu için, kaybedersek Tuzla'ya gideriz diye düşünüyordum. Cuma günü haberi alınca kuzumu Tuzla'ya götürmek yerine buraya götürelim dedik. Gömüldüğü yer farketmiyor ama kıyamadım işte yine uzaklara gömmeye içim el vermedi...

Oğlumu en sevdiği pembe sabahlığın parçalarına sarıp uğurladık. Sürekli birileri olduğu için yalnız kalıp konuşamadım oğlumla hep içimden söyledim diyeceklerimi, göz yaşlarımı rahat dökemedim. Genç bir çam ağacının yanına gömdük, başucunada sardunyasını diktik, umarım tutar...

Bahçeye girdiğimizde bizi aynı Miskin'e benzeyen bir tekir karşıladı, bize baktı, etrafı kokladı  sonra arkasını dönüp yavaş yavaş uzaklaştı..Garip ve güzel bir tesadüftü belkide oğlum vedasını böyle yaptı.

Suçlu hissediyormuyum ? Evet hissediyorum, suçluluk duygusu hiç geçmeyecek bunu kabul ediyorum.   Ona daha iyi bakabilirdim, belki koruyabilirdim şimdiki bildiklerimi bilseydim ama bilmiyordum işte.. Artık olana,ölene çare yok bunu da biliyorum. Zaten bu suçluluğu bütün sevdiklerimiz için duymayacakmıyız, bir sürü keşkelerimiz olmayacak mı gidenin ardından..Marifet bu keşkelerin sayısını azaltmakta belki..

Zamana ihtiyacım var artık, bu kaybı sindirmek ve alışabilmek için..
Yanımda olanlara, acımı paylaşanlara bir kez daha çok teşekkür ederim.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Oğlum, en iyi arkadaşım, ilk göz ağrım, bebek kedim seni çok özlüyorum ve özlemeye hep devam edeceğim.
Yerin hiç dolmayacak. Gözlerimin içine konuşacakmış gibi bakıp kocaman patilerinle sarılman, güzel kokun- evet sen çok güzel kokuyordun, uyurken bazen gözümü açtığımda seni koynuma kıvrılmış bulmam , yaptığın tatlı yaramazlıklar, sonsuz pati masajların, ikimizinde gönlü kalmasın hak geçmesin diye hem beni hem babanı sırayla sevmen, nerede olursan ol ben çağırınca koşarak gelmelerin ve daha pek çok hatıra hiç unutulmayacak. İyi ve sevgi dolu bir kediydin oğlum, bu sonu hiç hak etmedin. Tek isteğim  bir gün bu hastalığın bir çaresi bulunurda senin gibi tatlı kedicikler sevdiklerinden böyle zamansız ayrılmak zorunda kalmazlar...

Umarım bu kısacık zamanda mutlu edebilmişizdir seni, sende bizi sevmişsindir oğlum. Daha fazlasını yapabilseydik keşke ama olmadı işte... Acı çektirdiysek affet nolur, ne yaptıysak seni sevdiğimiz için, kurtulman ümidiyle yaptık...Artık sonsuz huzuru buldun..

Seni çok seven ailen..

24 yorum:

  1. Gözyaşlarıma hakim olamıyorum :((((
    Ne söyleyeceğimi bilemiyorum :(((
    Çok çok çok üzgünüm...elimde olmadan kendimi sizin yerinize koyuyorum bu çok can acıtıcı.6 ay önce bana bu konuGözyaşlarıma hakim olamıyorum :((((
    Ne söyleyeceğimi bilemiyorum :(((
    Çok çok çok üzgünüm...elimde olmadan kendimi sizin yerinize koyuyorum bu çok can acıtıcı.6 ay önce bana bu konuda bu kadar hassas olacağımı söyleseler pek inanmazdım sanırım.
    Hatta hayvan sahipleri onlara kızım oğlum diye seslendiğinde komiğime giderdi..ama şimdi ben de bizimkine kızım diye sesleniyorum,çocuğum gibi görüyorum ve bu yüzden acınızı paylaşıyorum.bu acıyı ancak bir minnoş sahibi anlayabilir çünkü....

    Miskincik hayatınızın çok önemli bir parçası oldu olmaya da devam edecek.hiç unutulmayacak.yıllar geçse de onu hatırlatan minik bir anekdotta bile gözlerinizden gri bulutlar geçecek,dudaklarınızda buruk bir tebessüm eşliğinde.belki bir süre sonra ihtiyacınız olan gücü topladığınızda tekrar bir minnoşa sahip olursunuz kimbilir...

    Aslında ben de şu aralar çok üzgünüm.kızımda alerji olduğundan şüpheleniyorum.nezle gibi başladı,burun akıntısı ve hapşırık.1 hafta geçmeden gözlerde kaşıntı ve kızarıklık.son 2 gündür de yüzünde kırmızılık ve yaygın kabartı.kaşıntılı ve gergin :( dün cildiyeciye gittik,o an aklımda alerji yoktu kullandığı sivilce kremi suçlu ilan edildi.ama sabah yüzü azıttı.hapşırıkları da.puzzle parçalarını yerleştirdiğimde dank diye kedi alerjisi ihtimali düştü aklıma.bomba gibi..dr büyük olasılıkla olabilir dedi.yarın kan testi olacak.bu konuda hiç bilgimiz yok.ama Alaskamızı asla vermek istemiyoruz.bunun düşüncesi bile korkunç.beni ağlatmaya yetiyor.hele kızım ölürüm de vermem.mutlaka bir tedavisi olmalı gerekirse iğne olurum(iğneden çok korkar) diyor.bakalım...sonucu almadan da çok düşünmek istemiyorum...
    da bu kadar hassas olacağımı söyleseler pek inanmazdım sanırım.
    Hatta hayvan sahipleri onlara kızım oğlum diye seslendiğinde komiğime giderdi..ama şimdi ben de bizimkine kızım diye sesleniyorum,çocuğum gibi görüyorum ve bu yüzden acınızı paylaşıyorum.bu acıyı ancak bir minnoş sahibi anlayabilir çünkü....

    Miskincik hayatınızın çok önemli bir parçası oldu olmaya da devam edecek.hiç unutulmayacak.yıllar geçse de onu hatırlatan minik bir anekdotta bile gözlerinizden gri bulutlar geçecek,dudaklarınızda buruk bir tebessüm eşliğinde.belki bir süre sonra ihtiyacınız olan gücü topladığınızda tekrar bir minnoşa sahip olursunuz kimbilir...

    Aslında ben de şu aralar çok üzgünüm.kızımda alerji olduğundan şüpheleniyorum.nezle gibi başladı,burun akıntısı ve hapşırık.1 hafta geçmeden gözlerde kaşıntı ve kızarıklık.son 2 gündür de yüzünde kırmızılık ve yaygın kabartı.kaşıntılı ve gergin :( dün cildiyeciye gittik,o an aklımda alerji yoktu kullandığı sivilce kremi suçlu ilan edildi.ama sabah yüzü azıttı.hapşırıkları da.puzzle parçalarını yerleştirdiğimde dank diye kedi alerjisi ihtimali düştü aklıma.bomba gibi..dr büyük olasılıkla olabilir dedi.yarın kan testi olacak.bu konuda hiç bilgimiz yok.ama Alaskamızı asla vermek istemiyoruz.bunun düşüncesi bile korkunç.beni ağlatmaya yetiyor.hele kızım ölürüm de vermem.mutlaka bir tedavisi olmalı gerekirse iğne olurum(iğneden çok korkar) diyor.bakalım...sonucu almadan da çok düşünmek istemiyorum...
    Başınızı şişirdim kusura bakmayın nolur.siz bunları yaşarken benimki hiçbişey tabiki.Allah dermansız dert vermesin önemli olan o mutlaka...
    Dualarım sizinle,zaman her acının en iyi ilacıdır....sevgilerimle...elif gezen..

    YanıtlaSil
  2. Evet zaman geçiyor ama evin bir köşesinden bir kıyafetimde tüylerini gördüğüm an bütün ağırlıyla hüzün geri geliyor. Yeri doldurulabilecek bir şey değil hiç bir şekilde. Yine de zaman geçtikçe daha katlanılır hale geliyor yaşamak. Bir gün bizde öleceğiz nasılsa diye düşünüp avutuyorum kendimi.

    Sizin durumunuzda çok zormuş. Ama doktorlar çok çabuk evde kedi köpek varsa suçu onlara atabiliyorlar, kızınızın belki başka bir alerjiside olabilir yani alerji testleri zaten bir çok kişide pozitif çıkıyor yani düşük düzeyde herkesde alerji olabilir. Bende de örneğin bence biraz alerji vardı çünkü bazen nefesim daralıyordu, ne kadar nefes alsamda sanki oksijen alamıyormuşum gibi bir daralma hali oluyordu o zaman camı açıp şöyle bir hava alıyordum dışardan. Kaşıntı ise mesela miskin ilk geldiğinde eşimde oldu. Kolları, ellerinin üstü minik minik kabardı kaşındı ama bir hafta sonra geçti. Belki kızınızın da böyledir. Bu arada reklamlarda gördüm pippetnet diye alerjiye karşı spreyler var. Onlardan alıp deneyebilirsiniz hemen koyvermeyin her şeyi deneyin baktınız durum çok kötü ondan sonra en az üzücü olabielcek seçenek üzerine gidin. Hem bahar geldi kızınızın polene karşıda alerjisi olabilir belki yaza doğru bir şeyi kalmayacak.

    Umarım korktuğunuz başınıza gelmemiştir. Bir süredir uğramıyorum buraya o yüzden yorumunuzu da geç görüp yanıt verebildim.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Blogunuzdan ve miskin'den bahsettim sitemde, umarım bir mahsuru yoktur, varsa kaldırabilirim, sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, sizden gelen yorumu ve sitenizdeki yazıları okuyunca çok duygulandım, çok çok teşekkür ederim... Miskini böyle onurlandırmanız beni çok mutlu etti. Önceki yorumlarınızı tekrar okuyorum bazen çok hüzün çökünce ikinci yaşamını hayal ediyorum bahsettiğiniz... Belki diyorum bir iki kedican bu fip belasından sayesinde yakalanmamış olur, belki onun bu ölümü kelebek etkisi gibi bir yerlerde iyi bir şeylere sebep oluyordur...Artık yeniden gülmeye başladım, yeniden neşeliyim ama akşam eve gelince yine düşüyor aklıma ister istemez. Özlemek çok koyuyormuş insana, dokunmak isteyipte dokunamamak, görememek. Her yerde tüylerinin olması ama tüylerin sahibinin olmayışı.. Geçen gün vitrini düzenlerken bebeklik dişini buldum, saklama niyetiyle aslında koymamıştım yerde bulup kaldırmıştım öylesine..Hala tuhaf geliyor dün var olması ama bugün hiç var olmamış gibi olması rüya gibi sanki. Bu konu benim için daha kapanmadı bir şeyler daha yapmak istiyorum ama nasıl bir şey yapabilirim fayda sağlayacak henüz çözemedim. süreç boyunca bu kadar içten olmanıza, üzüntümü paylaşmanıza minnettarım. Kelimelerle ifade edemiyorum hissettiklerimi...
      Bu arada Karavan fikrine bayıldım. Umarım keyifli bir tatil olur sizin için deneyimlerinizi paylaşmayı aman ihmal etmeyin merakla bekliyor olacağım. Happyciğe sevgilerimi gönderiyorum, o sizin gibi tatilde bile onu yalnız bırakmayacak bir çözüm bulan ailesi olduğu için çok şanslı bir kedicik, daha çok kediciğin böyle şanslı olması ve sağlıklı ömürler geçirmesi dileğiyle ,

      Sevgiler...

      Sil
    2. Çok teşekkür ediyorum, merak etmeyin yazacağım her şeyi;) lütfen irtibatı koparmayalım arada bir buraya bakın, ben daha mürüvvetinizi görecem biliyorum:)

      Sil
  4. Yazılarını takip ediyordum ama yorum yapacak gücü bile bulamadım kendimde :( Üzüm kızıma her baktığımda onu kaybetme korkusunu yaşıyorum. Yaşadığın boşluğu, özlemi çok iyi anlıyorum. Lütfen kendini suçlu hissetme, sen elinden geleni yaptın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüreğim yangın yeri derler ya şiirlerde şarkılarda, Miskin'i kaybettikten sonra işte tamda yüreğim yangın yerine döndü ve hiç sönmüyor biliyor musun..Ne kadar zaman geçsede hafiflemiyor ve başka hiç bir şey de yerini doldurmuyor. İlk kez hayatta bu kadar değer verdiğim bir varlığı kaybetmenin kederi bu, geçmesini de beklemiyorum zaten...Umarım Üzümle yaşayacağınız daha uzun yıllar vardır önünüzde.. Onları hayatımıza dahil ederken tüm bu yaşayacaklarımızı baştan kabul etmiş oluyoruz aslında ama yine de bu kabul ediş yada kaçınılmaz sonu bilmek hiç bir şeye teselli olmuyor işte.

      Hayat işte yapacak bir şey yok..
      Geçenlerde Can Yücel'in çok güzel bir şiirine rastgeldim.
      Her zaman düşündüğüm yapmaya çalıştığım şeyleri kelimelere dökmüş gibi geldi belki sende seversin..



      Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
      “O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
      Demeyeceksin işte.
      Yaşarsın çünkü.
      Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
      Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
      Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
      Senin onu sevdiğinden…
      Çok sevmezsen, çok acımazsın.
      Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
      Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
      Senin değillermiş gibi davranacaksın.
      Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
      Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
      Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
      Paldır küldür yürüyebileceksin.
      İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
      Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
      Gökyüzünü sahipleneceksin,
      Güneşi, ayı, yıldızları…
      Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
      “O benim.” diyeceksin.
      Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
      Mesela gökkuşağı senin olacak.
      İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
      Mesela turuncuya, ya da pembeye.
      Ya da cennete ait olacaksın.
      Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
      Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
      Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
      İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

      Sil
  5. merhaba,

    yaklaşık bir ay sonra bir kedi sahipleneceğim, daha önce hiçbir kedi deneyimim olmadığı için internette herşeyi okuyor, kedi sahibi insanlarla konuşmaya çalışıyorum. bugün yine birşeyler ararken blogunuzda yer alan kedi tuvaleti yazınıza denk geldim. Benimle aynı durumdayken başlamış olduğunuz blog cok ilgimi cekti ve ilk satırından en sonuna kadar yayınladığınız 100'den fazla paylaşımı okudum. miskin'in hikayesi beni çok etkiledi, çok üzgünüm... aradan geçen zamanı düşündüğümde umarım daha iyisinizdir. siz elinizden geleni en iyi şekilde yapmışsınız ve hastalıkla ilgili paylaşımlarınız çok değerli. bugünümü oldukça buruk bir şekilde de olsa aydınlattınız. teşekkürler ve başınız sağolsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba,
      Paylaşımların işe yaraması beni gerçekten çok mutlu ediyor. Keşke böyle talihsiz bir ölüm yaşamasaydık belki daha uzun sürebilirdi blog maceram. İlk zamanlara göre hem ben hem eşim daha iyiyiz ama Miskin'in aklımıza gelmediği bir gün bile geçmiyor. Hatırlayabilmek, anılara sahip olmak insanı insan yapan şey belki de ama çok can acıtıyor. Özellikle hasta olduğu 1.5 ayı hiç düşünmek istemiyorum artık. Miskin ile beraber ufak bir parçamıda toprağın altına koydum sanki ölüm bu kadar yakın olunca hayatada daha farklı bakmaya başladım. Daha çok boşveriyorum artık, daha az takıyorum her şeyi. Her şeye rağmen birlikte olduğumuz zaman hayat güzeldi, her şeye değerdi. Anladığım kadarı ile sizde araştırmacı kedi severlerdensiniz ne güzel, kedinizle upuzun ve mutlu bir hayat dilerim.

      Sil
  6. Çok çok üzüldüm. ,
    Gözyaşlarım miskin için ve az önce çöp atmaya çıktığımda sokakta baktığım bebek kedinin ölüsü için...
    Araba çarpmış. Kenara koymuşlar. Kanları hala taze..
    Çok üzgünüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah minik can :( bende şimdi çok üzüldüm..
      malesef bu acıları tekrar tekrar yaşayacağız sanırım ömrümüz sürdükçe
      en azından aniden olup bitmiş olduğunu acı çekmemiş olduğunu umarım..

      Sil
  7. Yazınızı ağlamadan okumak imkansız.. Çok üzgünüm.. Ama ne kadar iyi yürekli, vicdanlı, sevgi merhamet dolu bir kedisevermişsiniz. Ona çok çok iyi bakmış elinizden geleni fazlasıyla yapmışsınız. O yüzden artık keşke leri, pişmanlıkları, suçlamaları bırakın nolur kendinizi yıpratmayın. Miskin huzur içinde mutlu bi halde uyuyordur inşallah. hayat devam ediyor, her acı katlanılabilir hale geliyor. Aradan aylar geçmiş umarım daha iyisinizdir. Yazdıklarınız o kadar yol gösterdi ki. Her şey içinb çok teşekkürler aynı zamanda..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıların bir işe yaramasına gerçekten çok seviniyorum güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim. Artık yokluğuna biraz daha alıştım aslında unutmak istemiyorum ama unutmayınca insan katlanamıyor, zaman tek ilaçmış gerçekten.

      Sil
  8. Merhaba benim oğlum Rocky ye de fip deniyor. Ve bilen öğrenen araştıran biri olması beni çok mutlu etti çünkü nedense ben inanmıyorum fip olduğuna belki sıvı denilen şeyle karşılaşmadım için. Çünkü saved corona pozitif iştah yok ve ateş vardı 4 gundeyiz ve ateş yok. İştah yine ax ama yiyor gayet iyi yetecek kadar. Oyunlar koşmalar hiç eksilmedi zaten. Wbc çok düşük çıktı başka da bişi cikmadi ingilizce bilmiyorum o nedenle linkleri okuyamadim ama nedir bu hastalık belirtileri bizdeki gibi değil sanki şampiyon rocky sizce fip mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna uzaktan bir yanıt vermek o kadar zorki, mümkün değil. Yakından bile muayene edip zaten bir kediye kesin fip demek mümkün değil. Pek çok farklı hastalık var, hepsinin belirtileri de birbirine benziyor, o yüzden bence siz veterinerinize güvenmiyorsanız mutlaka farklı veterinerlere de kedinizi muayene ettirin derim. İnancınızı kaybetmeyin , umarım kediniz en kısa sürede iyileşir

      Sil
  9. Basınız sağ olsun ben geçen sene kopegim Lady yi kanserden kaybettim ve savasmadim yaşı çok büyük diye. Suçluyu bu yüzden sizin içiniz rahat etsin çünkü bir çok insana yol gösterip dinliyor hala cevap veriyorsunuz ve yine rahat olun size de miskine de hala dualar ediliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de başınız sağolsun, bu duyguları ancak daha önce yaşayan kişiler anlar ..Yorumunuz için teşekkür ederim

      Sil
  10. Oğluma yaklaşık 5 gun once fib tanısı koyuldu. Anlamıyorum nasıl bu kadar hızlı etki gosterdi oglumun üstünde bu hastalık. 2. günden itibaren yürümemeye başladı yaklaşık 4 gündür yemek yemiyor kaka ve çişini yapamıyor. Tir tir titriyor oğlum. Onu öyle gördükçe bende perişan oluyorum ama veterinerim onu yalnız bırakmamı onu bu halde gormemin onu uzdugunu ve rahatlayamadigini söyledi. Artık cok sık titremeye başladı doktorum acı cekmedigini söylüyor. Kucagimdan ayrilmayan oglum simdi elleyince bile benden uzaklaşıyor. Ne yapmam gerek bilmiyorum acı çekmesini istemiyorum ama veterinerim uyutmayalim dedi. Oğlum güçlü umarım bu durumu da atlatır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, geçmiş olsun.. Tam olarak sürecinizi bilmediğim için bir şey söylemek yanlış olur ama böyle kendi haline bırakıp hiç bir tedavi uygulanmazsa kendi kendine düzelecek bir hastalık değil. Fip olduğuna eminmisiniz ? veterineriniz corona testi yaptımı ? Kediniz bu kadar çabuk etkilendiyse ıslak fip mi? Onun dışında çok çeşitli hastalıklar var belirtisi aynı olan ve aslında basit bir teşhis ve tedavi ile düzelen. Farklı bir veteriner gitmeyi düşündünüz mü ? Kendi veterineriniz güvenilir mi ? Onu o halde görmenizin onu üzdüğünü düşünmüyorum ağrısı olabilir ve dokunmaya duyarlı hale gelmiş olabilir. Öyle tirtir titreyen yemeyen içmeyen bir canlının acı çekmemesi çok mümkün gelmiyor bana...

      Sil
  11. bana da fip tanısı kondu. iki gün kötüydü bağışıklık için ilaçlar yapıldı şimdi iyi sıvı formlu mu sıvı çekildi mi neye göre koydu tanıyı ? bence iyice araştırın bol su verin ve mutlaka yedirmeye çalışın brit care açık renk konservelerden alın inanın hayır diyemiyorlar içine beta glukan tablet kırıyorum bağışıklığı için. mutlaka başka bir veterine danışın ve fip teşhisini soylemeyin. tam olarak nesi var aşılarını ne zaman oldu üst üste aşı oldu mu hepsi çok önemli

    YanıtlaSil
  12. 3 gün önce kedimi kaybettim. Evin sessizliği, uyandığımda ayağımda yatan bir kediyi bulmamak, uyandığımı kollayıp kendini sevdirmek üzere gelmeyişi, sahiplendiği koltuk, odamızdan kokusunun gideceği korkusu, artık dile geleceğini sandığım konuşkan kızımın pek az olan ses kaydı, tabağındaki bitmemiş maması... gittiğinin ve daha çok gideceğinin her türlü emaresi ciğerimi dağlıyor, paramparça oluyorum. Ne yapacağımı nasıl baş edeceğimi hiç bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :( çok üzgünüm, başınız sağ olsun... Geçmesi mümkün olmayan ama zamanla uyuşacak bir acı. Bir gün mutlaka olacaktı hayatın bir kuralı malesef. Kafanızı dağıtacak uğraşlar edinmenizi tavsiye ederim. İşiniz olabilir veya bir hobi olabilir, kitap olabilir, dizi olabilir kendinizi mümkün olduğunca meşgul tutun..

      Sil
  13. Merhaba öncelikle teşekkür etmek isterim. Yazılarınız o kadar aydınlatıcı ki. Özellikle fip ile ilgili olanlar. Yazdıklarınızı gözyaşları içinde okudum. Şu an bunu yazarken benim canım kızım da ön iki patisini dizime koymuş uyukluyor. Kızım yaklaşık 10 gün önce nefes alma zorluğu ile veterinerdeydi. 4 gün yoğun bakımda kaldı. Ciğerlerinde su birikmiş. Serum ve ilaçlarla ciğerlerindeki su atıldı. Hemogram ve biyokimya testleri yapıldı. Sadece PLT değeri biraz yüksek çıktı o da çok önemli değilmiş. Enfeksiyon falan çıkmadı kızımda. Fakat enfeksiyon çıkmaması viral bir hastalık olduğunu düşündürürmüş. 1.7.2017'deki son röntgeninde de maalesef azcık da olsa karnında da sıvı birikimi olduğu gözlendi. Veteriner %90 fip diyor. Şu an için evde çeşitli bağışıklık güçlendirici şuruplar ve reforon kullanıyoruz. Veteriner şimdilik kortizon kullanmayı uygun görmedi, bağışıklığı düşürdüğünden dolayı. Ama o kadar korkuyorum ki ya yeniden ciğerlerinde su birikirse veya karnı daha çok şişerse diye. Sanki her geçen gün biraz daha karnı şişiyor gibi geliyor. Bu arada iştahı şu sırlar fena değil şimdilik ama antibiyotik tedavisinden yeni çıktı diye mi bilmiyorum kakası normal fakat kaka yapar gibi renksiz bir sıvı çıkarıyor, yani ishal de değil ama ishal gibi tuvalete gitme ihtiyacı hissediyor 2 gündür. Öyle kötü hissediyorum ki çaresizlik insanı bitiriyor. Bir gün kızım çok iyi diye seviniyorum, ertesi gün durgunlaşıyor, iştahı azalıyor ben de çok üzülüyorum. Bir günü diğer gününü tutmuyor :( Dilerim bir gün şu illet hastalığın çaresi bulunur. Daha fazla masum can ölmez.

    YanıtlaSil
  14. Merhaba öncelikle teşekkür etmek isterim. Yazılarınız o kadar aydınlatıcı ki. Özellikle fip ile ilgili olanlar. Yazdıklarınızı gözyaşları içinde okudum. Şu an bunu yazarken benim canım kızım da ön iki patisini dizime koymuş uyukluyor. Kızım yaklaşık 10 gün önce nefes alma zorluğu ile veterinerdeydi. 4 gün yoğun bakımda kaldı. Ciğerlerinde su birikmiş. Serum ve ilaçlarla ciğerlerindeki su atıldı. Hemogram ve biyokimya testleri yapıldı. Sadece PLT değeri biraz yüksek çıktı o da çok önemli değilmiş. Enfeksiyon falan çıkmadı kızımda. Fakat enfeksiyon çıkmaması viral bir hastalık olduğunu düşündürürmüş. 1.7.2017'deki son röntgeninde de maalesef azcık da olsa karnında da sıvı birikimi olduğu gözlendi. Veteriner %90 fip diyor. Şu an için evde çeşitli bağışıklık güçlendirici şuruplar ve reforon kullanıyoruz. Veteriner şimdilik kortizon kullanmayı uygun görmedi, bağışıklığı düşürdüğünden dolayı. Ama o kadar korkuyorum ki ya yeniden ciğerlerinde su birikirse veya karnı daha çok şişerse diye. Sanki her geçen gün biraz daha karnı şişiyor gibi geliyor. Bu arada iştahı şu sırlar fena değil şimdilik ama antibiyotik tedavisinden yeni çıktı diye mi bilmiyorum kakası normal fakat kaka yapar gibi renksiz bir sıvı çıkarıyor, yani ishal de değil ama ishal gibi tuvalete gitme ihtiyacı hissediyor 2 gündür. Öyle kötü hissediyorum ki çaresizlik insanı bitiriyor. Bir gün kızım çok iyi diye seviniyorum, ertesi gün durgunlaşıyor, iştahı azalıyor ben de çok üzülüyorum. Bir günü diğer gününü tutmuyor :( Dilerim bir gün şu illet hastalığın çaresi bulunur. Daha fazla masum can ölmez.

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlar

Sayfalar